Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Irak ile yapılan enerji anlaşmalarını savunarak, Türkiye’nin bölgedeki enerji kaynaklarına ka...
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Irak ile yapılan enerji anlaşmalarını savunarak, Türkiye’nin bölgedeki enerji kaynaklarına kayıtsız kalmasının düşünülemeyeceğini söyledi.
Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) Bakanlar Toplantısı’nın açılış oturumuna başkanlık etmek üzere Paris’te bulunan Bakan Yıldız, düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: "Türkiye, Venezuela’da, Kolombiya’da kendisinden 7 bin, 8 bin kilometre ilerideki bir operasyonu yürütmeye çalışırken, 200 kilometre ilerisindeki herhangi bir petrol veya doğalgaz kaynağına kayıtsız kalması tabi ki düşünülemez, bu doğru da olmaz."
"GENSORU VERECEKLERİNE BİZE IRAK’TA NEDEN İŞ YAPMIYORSUNUZ DİYE SORMALILAR"
Bakan Yıldız, konuşmasında, "Bize TBMM’de ’Niçin Irak’ta bulunuyorsunuz’ diye gensoru verenlerin aslında ’Niçin Irak’ta iş yapmıyorsunuz’ diye sorması lazım. Bu, doğruların tamamen yer değiştirdiği manasına geliyor bizim için" dedi.
Kuzey Irak’taki enerji anlaşmalarının Irak’ın tamamına ait olduğunu bilerek hareket ettiklerini söyleyen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Şehristani ile, merkezi Irak Hükümeti Başbakan Yardımcısı ve Petrolden Sorumlu Başbakan Yardımcısı ile Güney Kore’de önemli bir görüşme yaptık. 2,5 saatlik görüşmede, Irak’ın hassasiyetlerini anladığımızı ve Irak’ın da bize anladığını gördüm. Dolayısıyla tabanda değil, tavanda buluşmamız lazım. Problemde değil, çözümde buluşmamız lazım. Bu çözümün Kuzey Irak’taki bir kısım projelerde sözleşme yapan, ister kamu, isterse özel sektör, her türlü şirkete açık olduğunu ve merkezi Irak hükümeti ile yapılacak anlaşmaların da aynı şekilde Irak’ın bütünlüğünü besleyen bir yapı olduğunu söylemem lazım. Bütün bu karşılıklı ziyaretler, iki ülke arasındaki normalleşmenin en önemli motive edici unsuru olacaktır."
"IRAK’IN NORMALLEŞMESİNE KATKIDA BULUNUYORUZ"
Bakan Yıldız, enerjinin her iki ülkenin de ilişkilerini sürükleyebilecek kadar güçlü bir başlık olduğunu anlatarak sözlerine şöyle devam etti: "Ortak çıkarlarımızın, mutlaka yapacağımız anlaşmalarla tahkim edilecek bir yapı içinde olduğunu biliyorum ve bunun farkındayız. O yüzden Türkiye’nin ihtiyaçlarının karşılanması ve Irak’ın normalleşmesinin hızlandırılması adına çok güzel sonuçlar alacağız bir 2014 yılı inşallah göreceğiz."
Yıldız ayrıca, Türkiye’nin siyasi sınırları sabit tutarak, enerji ile alakalı sınırlarını genişletme politikasını sürdürmüş olacağını belirterek şöyle konuştu: "Artık globalleşen bir dünyadayız, petrolün 5 bin kilometre ileriye sevk edildiği, doğalgazın 7 bin kilometreye sevk edildiği bir dünyada yaşıyoruz. O yüzden kimse bize 100 kilometre ilerimizdeki, 200 kilometre ilerimizdeki herhangi bir projeye kayıtsız kalmamızı beklemesin"
TÜRKİYE TARİHİNDE TARİHİNDE İLK KEZ UEA’YA BAŞKANLIK EDİYOR
Bakan Yıldız, Türkiye’nin Uluslararası Enerji Ajansı’na tarihinde ilk kez başkanlık yapacağını hatırlatarak şunları söyledi: "Biz, bunun haklı kıvancını yaşıyoruz. Bizim özel sektörden EDF, GDF ve Areva gibi Fransa’nın dev firmaları, ENEN gibi İtalya’nın, OMV gibi Avusturya’nın dev firmaları ile burada görüşmelerimiz sürüyor. Aynı şekilde Norveç, Almanya, İtalya, Yunanistan, Japonya ve İngiltere gibi 12 ülkenin bakanları ile bunları görüşeceğiz."
Toplantıya 38 ülkeden, 20’si bakan olmak üzere çok sayıda katılımın olacağını belirten Yıldız, şu ifadeleri kullandı: "33 dev şirketin bulunduğu bir ortam olacak. Dünya nereye gidiyor, bunlar enine boyuna tartışılacak. Rekabet ne merkezde? Rekabet dediğimizde kazananlar, kaybedenler var. Şu an ABD’deki doğalgaz fiyatları Avrupa’nın üçte biri, Japonya’nın beşte biri civarında seyrediyor. Bu sanayileşme ile alakalı, ihracatla alakalı, gayrisafi yurt içi hasılalarla alakalı, 2035 yılına kadar dünyanın şeklinin şemailinin biraz değişeceğini gösteriyor. Petrol ve doğal kaynakları ile alakalı onların da değişimden geçtiğini, bir kısım üreticilerin tüketici, bir kısım tüketici ülkelerin de üretici pozisyonuna geçtiğini görüyoruz. OECD dışı talebin, OECD ülkelerinin talebinden daha büyük olduğu bir dünyaya doğru ilerliyor. Ortadoğu’da düşük maliyetli petrollerin, ABD’de yoğun bir petrol üretiminin, bildiğiniz gibi şu an petrol üretimi 2013 itibariyle petrol ithalatını geçmiş durumda.Hâla petrol, doğalgaz ve kömürün dünya enerji üretiminin dörtte üçünü kapladığı bir dünyada yaşıyoruz. Bir yandan iklim değişiklikleri var, çevrenin temiz tutulması lazım, geriye dönük dünyanın çok olumsuz bir kurumsal hafızası var. Bu geri çevrilebilir mi? İnsanlık içinde bulunduğu yılı, içinde bulunduğu zamanı mı ancak yaşıyor? Yani geleceğine yatırım yapmıyor mu? Bütün bunların hepsini enine boyuna değerlendireceğiz."
"TÜRKİYE PROJELERİNİ ÇEVREYE RAĞMEN DEĞİL ÇEVREYLE BİRLİKTE YAPACAKTIR"
Yıldız, geleceğimizden bahsettiklerini belirterek "Çocuklarımıza, geleceğimize daha iyi bir dünya bırakmak lazım. Fakat insanlığın bu manada çok büyük bir hassasiyet gösterdiğini ne yazık ki söyleyemem. Türkiye, dünyayı kirleten bir ülke olmayacaktır. Çevreye rağmen enerji projelerini yapmayacaktır, çevreyle birlikte enerji projelerini yapacaktır" dedi.
Bugün yapılacak toplantıda dünya üretiminin üçte ikisi, tüketiminin de dörtte üçüne sahip ülkelerin bulunacağını belirten Yıldız, şunları söyledi: "O yüzden son derece önemli bir toplantı, iki yılda bir toplantı ve Türkiye’nin de dönem başkanlığı yapacak olması burada çok ciddi ses getirdi"
"DÜNYANIN KÜRESEL ENERJİ HARİTASI DEĞİŞİYOR"
Enerji konusunda sözlerini sürdüren Bakan Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti: "Dünyadaki küresel enerji haritasının değiştiğini en önemli çıkarım olarak söyleyebilirim. Bu değişen haritada Türkiye’nin sınırları nerede olacaktır? Türkiye’nin enerji ile alakalı sınırlarının genişleyeceğini söylemem lazım. Türkiye bu fırsatları mutlaka yakalayan ülke olacaktır. Önümüzdeki 20 yılın şekillenmesinde Türkiye’nin mutlaka doğru yerde olması lazım. İzlediğimiz enerji politika ve stratejileri bugünle alakalı değil, hamdolsun bugünle alakalı bir sıkıntı yok ama, geleceğimizle alakalı çok iyi bir şekilde dizayn etmemiz lazım geldiğini bize söylüyor. Hamdolsun biz de bunları yapacak anlaşmaları hayata geçirmeye devam ediyoruz."
Yıldız, özel sektör ve kamu temsilcileri ile ülke bakanları ile yaptığı ve yapacakları toplantıların mutlaka Türkiye’ye hayırlı ve güzel sonuçlar doğuracağına inandığını söyledi.
"FRANSA’NIN NÜKLEER PROJEDE YER ALMASI YENİ BİR SAYFA AÇIYOR"
Sinop’a inşa edilecek nükleer enerji santrali projesinde Fransa’nın da yer alacağını hatırlatan Bakan Yıldız, "Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin, gerek siyasi, gerek sosyal, gerek teknik alanda yen bir sayfanın açılacağı bir tarih olarak görüyorum. Nükleer güç santrallerinde Japonya ile yaptığımız hükümetler arası anlaşmada, Fransa’nın ortak olarak bulunuyor olması, bu ilişkileri sürükleyebilecek kadar güçlü bir ortaklıktır" dedi.
Bakan Yıldız, bu anlaşmanın 100 yılı kapsayacak bir anlaşma olduğunu anlatarak sözlerine şöyle devam etti: "O yüzden siyasi fizibilitenin mutlaka bu tür büyük projelerin hemen yanıbaşında olması gerekir. Biz Fransa ile Türkiye arasındaki bazı konuların, hassasiyetlerimizin bundan sonra bu ilişkilerin sürdürülebileceğine inanıyoruz. Yaklaşık 10 yıllık bir projelendirme, lisanslandırma ve inşaat süresinin, 10- 15 yıllık, projesine göre 20 yıllık alım anlaşmalarının ve 60 yıllık işletme sürelerini de dikkate aldığınızda 100 yıllık bir anlaşmadan bahsediyoruz. Bu iki ülke ilişkilerine yön verebilecek kadar güçlü bir anlaşmadır"
YABANCI PROJELERDE YERLİ SANAYİ ŞARTI
Bakan Yıldız, "Bizim Fransa ile en önemli konularımız arasında, Türkiye’de iş yapacak olan, ister yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı şirketler, ister enerji verimliliği ve tasarrufu ile alakalı bulunacak şirketler, isterse nükleerle alakalı bulunacak her şirketin Türkiye’deki yerli sanayi destekleyecek bir yapıyı sunması gerekiyor" dedi.
"ÜÇÜNCÜ SANTRALİN YERİ İKİ YIL İÇİNDE BELİRLENECEK"
Bakan Yıldız, bir soru üzerine şunları söyledi: "Japonya ile yaptığımız anlaşma üç temel noktayı içeriyor. Birincisi hükümetler arası anlaşma, ikincisi ev sahipliği anlaşması, üçüncüsü de teknik uygulama anlaşması. Şu anda hükümetler arası anlaşmayı Sayın Başbakanımız ile Sayın Abe, Türkiye’de imzaladı. Şu an oluşturmaya çalıştığımız ve hemen hemen bitirdiğimiz ev sahipliği anlaşması var, bununla ilgili bir pürüz öngörmüyoruz. Sonra teknik uygulama anlaşması sözkonusu olacak. Bu süreç, bir müzakere sürecidir. Japonya şu an denizdeki sismiklere başlamıştır. Yerin tesbiti ile alakalı olarak Japon mühendisler de çalışmalarına başladı."
Üçüncü santralin yerinin belirlenmesiyle ilgili iki yıllık bir çalışma olduğunu belirten Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti: "Depremsellikten tutun bütün fiziki şartların oluşmasına varıncaya kadar, bu çalışmayı da Japonlar yapacaktır ve herhangi bir bağlayıcılığı yoktur. Yani bize yerin tesbiti ile alakalı bu işlemi yaptıktan sonra bu işi Japonlar yapacak, Amerikalılar yapacak, Çinliler yapacak diye bir kayıt yoktur. Tasarruf tamamen bize aittir. Biz Sinop’ta tamamen Japonlarla yolumuza devam ediyoruz. İşletmeye girinceye kadar 10 yıllık bir süreyi kapsamaktadır. İnşallah 2023 yılında en az bir ünitenin Sinop’ta devreye alındığı bir projeyi dizayn etmeye çalışıyoruz. Artık dünyada bizim oluşturduğumuz bu nükleer santrallerle alakalı yapım modelinin tuttuğunu söylemek lazım. Baştan bu manada pek kimse inanamıyor idi gerek yurt içinde, gerek yurt dışında. Bunun gerçekletirebileceğini pek öngörmüyorlardı. Şimdi aldığımız geri dönüşler, farklı şirketlerin de bize teklif vereceğini gösteriyor."
AB İLE ENERJİ BAŞLIĞININ AÇILMASI
Bakan Yıldız, AB ile müzakerelerde Rum yönetiminin engellemesinin sürdüğünü belirterek şunları söyledi: "Siyasi gerekçelerle Güney Kıbrıs yerel yönetiminin koyduğu şerhle beraber şu anda AB’deki enerji başlığı tartışılmıyor, açılmıyor. Bunu da doğru bulmuyoruz. Biz masa başındaki evrakların çok ötesinde AB’yı katkı veren bir Türkiye oluşturduk bile"
Yıldız, Fransa’nın bu manada AB ile alakalı gündemi tekrar ele alacağını öngördüğünü belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Enerji sektöründeki fiili durum, masa üzerindeki evrakların çok önündedir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin doğalgazdaki probleminin çözümünün bir parçası olması adına Türkiye, TANAP projesinin, Güney Akım’ın önünü açmıştır. Güney Akım’ın önünün açılması Türkiye’nin verdiği izinle beraber gelişmektedir. O yüzden illa Türkiye’den geçen bir projeyi Türkiye düşünmemekte, AB’nin doğalgaz tedarikinde önemli katkı sağlamaktadır."
Yıldız ayrıca, elektrikte NSAO denilen bir sistem olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Onun tüm test çalışmaları bitti, stand-by çalışmaları bitti, şu anda fiili olarak NSOA’ye Türkiye bağlanabilecek durumdadır. Bu Avrupa tarafından kabul görmüştür. Enerji açısından da, elektrik dağıtımı açısından Türkiye, Avrupa’nın en doğusundaki ülkedir, bütün doğu kaynaklarının içerisindeki en batıdaki ülke de yine Türkiye’dir. O açıdan biz fiili olarak Avrupa Birliği’ne girdiğimizi öngörüyoruz."
(İHA)