BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,69
ALTIN 2.955,69
HABER /  POLİTİKA

Irak'a sessiz sedasız giden heyetin sırrı çözüldü YENİ HABER

Başbakan Erdoğan, Viyana seyahati öncesi Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı, Irak'a bir heyetin gönderildiğini açıkladı.

Abone ol

Başbakan Erdoğan, IŞİD tarafından alıkonulan Türk vatandaşlarının kurtarılması için hassas bir süreç yürüttüklerini söyledi.

Başbakan, bu kapsamda Kuzey Irak'a bir heyet gönderildiğini açıkladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) 10. kuruluş yıl dönümü etkinliklerine katılmak üzere Avusturya'ya gitti.

Başbakan Erdoğan Avusturya'ya hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Musul'da 15 Türk işçinin daha kaçırıldığı iddiasının kesin olmasığını belirten Başbakan Erdoğan, ''Arkadaşlar böyle bir şey söz konusu değil dediler. Dün bir heyetim Kuzey Irak’taydı. Temaslarını yaptılar gece geç saatte döndüler. Bizim için en önemlisi 80 vatandaşımızı sağ salim ülkemize dönmelerini sağlamaktır'' dedi.

HEYETİN SIRRI ÇÖZÜLDÜ

Erdoğan'ın açıklamaları sonrası  “Bir heyetim Kuzey Irak’taydı” açıklamasının ayrıntısı belli oldu.

Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu başkanlığında bir heyetin Türkiye’nin bölgeye gönderdiği insani yardımı koordinasyonu etmek ve alınması gereken önlemleri yerinde görmek için Kuzey Irak’a gittiği anlaşıldı. Türkiye’nin gönderdiği ilk yardımlar Musul, Kerkük ve Telafer’den kaçarak Kuzey Irak’taki kamplara sığınan Türkmenlere ulaştırılırken, halkın en önemli ihtiyaçlarının gıda ve içecek temiz su olduğu bildirildi.

Yetkililer, heyetin içinde Türk rehineleri kurtarmak için Kuzey Irak ve merkezi Bağdat yönetimiyle görüşmelerde bulunmak için istihbarat uzmanları olup olmadığı sorusuna ise yanıt vermekten kaçındı. Türkiye’nin şu an için Irak’tan yoğun bir Türkmen göçü beklemediği bu nedenle Türkiye-Irak sınırı boyunca göçe karşı özel bir tedbir alınmasının söz konusu olmadığı bildirildi.

IŞİD’in elindeki rehinelerin kurtarılması için Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Cidde’de yaptığı görüşmelerde Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinden arabuluculuk istediği istediği iddialarının da doğru olmadığı ileri sürülerken, Tıkrit’ten Kerkük’e giderken kaçırılan Türk işçi sayısının 15’ten daha az olduğu yenilendi. Dışişleri yetkilileri sayı teyit edildikten sonra bunun kamuoyuyla paylaşılacağını söylediler.

MUSUL’DA 15 TÜRK İŞÇİNİN KAÇIRILDIĞI İDDİASI

Erdoğan'ın Irak'taki gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmenin devamı şöyle..

''15 ile ilgili olay kesin bir olay değil. Böyle bir şey arkadaşlar söz konusu değil dediler. Biz tabi çok yakın markajda bu işi takip ediyoruz. Dün bir heyetim Kuzey Irak’taydı. Temaslarını yaptıar gece geç saatte döndüler. Farklı kanallarla çok farklı bir süreci işletiyoruz. Fevri adımlarla atacağımızı bir adım oradaki vatandaşlarımızın geleceği akıbeti için daha farklı sıkıntılar doğurabilir. Bizim için en önemlisi bu 80 vatandaşımızı sağ salim ülkemize dönmelerini sağlamaktır. Basra Başkonsolosluğumuzu boşaltmış durumdayız. Irak’taki tabloya göre nerede bir tehdit hassasiyet gösteriyorsa vatandaşlarımızın tahliyesine yönelik adımları atıyoruz.

Olay IŞİD unsurları ile Irak ordusu arasında mücadeleden mezhep savaşına dönüşmüştür, biz bunu tasvip etmiyoruz.

Amerika yaptığı açıklamalarıyla bu tür saldırıya sıcak bakmıyor. Çünkü burada IŞİD unsurlarının halkla iç içe olmuş olması sivil vatandaşların böyle bir harekatta ciddi manada ölümüne yol açabilir. Şimdi böyle hassas yanı var. Tabii burada özellikle Irak Ordusu'nun mevzilerini terk etmek suretiyle kaçması, oraları tamamıyla onlara bırakması çok manidardır. Olay artık IŞİD unsurlarıyla Irak arasında bir mücadele veya iç savaş olmaktan çıkmış adeta mezheplerarası iç savaşa dönüşmüştür. Biliyorsunuz Sünni ve Şia savaşı konumundadır. Biz bunu asla ve kata tasvip etmiyoruz. Bizim değer yargılarımızda mezhebi taassubun olması mümkün değildir.

'ALLAHUEKBER DİYEREK ÖLDÜREMEZ'

Bir Müslüman diğer bir Müslümanı Allahuekber diyerek öldüremez. Şu yapılanları bizim T.C. hükümeti olarak tasvibimiz asla mümkün değildir. Bizim birinci önceliğimiz bu 80 vatandaşımız ülkemize döndürmektir.