Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ısrarla Irak’a asker gönderme gayreti içinde olmadığını söyledi.
Abone ol“Türkiye eğer öyle bir karar alırsa, Irak halkının mutluluğu için yapacak.” diyen Erdoğan, Irak Geçici Yönetim Konseyi tarafından dışişleri bakanlığı görevine atanan Hoşyar Zebari'nin Türk askeri istemedikleri yönündeki açıklamalarını ise “çirkin, hoş olmayan, duygusal açıklama” olarak nitelendirdi. Başbakan, “Geçici yönetimde olanlar ne söylediklerini akıl süzgecinden geçirmelidir.” şeklinde konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye kabulü ile kazanacaklarının yanında AB'ye çok şeyler kazandırabileceğini de ifade etti. İtalya'daki ziyaretini tamamlayarak yurda dönen Erdoğan, Irak ve Avrupa Birliği konularında açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin henüz asker göndermeyle ilgili bir karar almadığına işaret eden Erdoğan, “Bu tür konularda derin devlet tecrübesine sahip bir ülke, bir millet olarak bu işleri değerlendiriyoruz. Konuyla ilgili olarak haddi aşan açıklamalar yapılıyor. Türkiye'nin böyle çok fazla da bir merakı yok.” dedi. Şu anda her gün 2–3 bin arasında kamyon ve TIR’ın Türkiye’den Irak’a gıda maddesi ve ilaç taşıdığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye eğer öyle bir şeyi yapacak olursa, Irak halkının mutluluğu için yapacak. Böyle bir şey yapacak olursa, geçmişten bugüne ve yarına bir komşuluk münasebetimiz var, sadece bundan dolayı böyle bir iş içerisine girer. Aksi takdirde bizim ısrarla böyle bir gayretimiz söz konusu değildir.” Irak Geçici Yönetim Konseyi tarafından Dışişleri Bakanlığı görevine atanan Hoşyar Zebari’nin Türk askeri istemedikleri yönündeki açıklamalarına da sert tepki gösteren Erdoğan, “Şu anda geçici yönetimde olanlar da, ne söylediklerini şöyle akıl süzgecinden iyi geçirmelidirler diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu. Avrupa Birliği ile ilgili olarak da Erdoğan şunları söyledi: “Üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konu da şu; ‘AB’nin bir Hıristiyan birliği olmadığını, coğrafi sınırlar içinde bir oluşum olmadığını, AB’nin ‘Demir–Çelik’ birliği olmadığını, AB’nin ekonomik birlik olmadığını, Avrupa Birliği’nin bir siyasi değerler bütünü olduğunu artık kabul etmeniz, kabul etmemiz gerekir.’ dedik. Hatta özellikle de ‘eğer böyle bir yanılgıya düşülürse, bu bir küçük Avrupa’nın doğuşu demektir.’ dedik.” Kaynak : Zaman