BIST 9.881
DOLAR 35,08
EURO 36,59
ALTIN 2.955,14
HABER /  DÜNYA

Irak yolu Bosna'dan geçti

ABD için Srebreniça katliamının 15'inci yıldönümü neredeyse sessiz sedasız geçti.

Abone ol

Srebreniça’da 15 yıl önce bu hafta yaşanan soykırım Avrupa’nın vicdanını rahatsız etmeye devam ediyor. Katliam sık sık haberlerde yer alıyor. Özellikle son dönemde kurbanların aileleri Hollanda yetkili mercilerinden, Hollandalı barış gücü askerlerinin savaş suçlarındaki rolünü incelemesini istediği için açılan davalar sürekli gündemde.

Amerikalılar içinse, katliamın yıl dönümü neredeyse farkında olmadan geçti gitti. Ancak böyle olmamalı. Çünkü Temmuz 1995’te Srebreniça’da yaşanan korkunç olaylar ABD askerlerinin bugün neden Irak’ta olduğunun açıklanması açısından çok önemli.

Elbette, Irak Srebreniça katliamı yaşanırken çok az kişinin aklındaydı. Hollanda askerleri BM’nin “güvenli bölge”sinde beklerken Sırplar 8 bin Müslüman erkeği kurşuna dizdi. Bu Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan beri gördüğü en büyük katliamdı. Soykırımın yanı sıra barış gücünün kenarda durup bekleyen görüntüsü daha büyük bir kıyım yarattı. 600 BM askeri, kuvvet kullanmaları yasak olduğu için NATO uçaklarının kendilerini korumasını bekledi. NATO politikası ise BM’nin onayı olmadan saldırı yapılmasına engel oluyordu.

Uluslararası kamuoyunun güç kullanmayacağı konusunda doğru bir tahmin yapan Sırplar, barış gücü askerlerinin yanından geçip gittiler. Şehri ele geçiren Sırp generalin BM güçlerinin komutanıyla “sağlığa” kadeh kaldırırkenki fotoğrafları BM ve çok taraflılıkla ilgili tehlikeli ve ikiyüzlü ne varsa hepsini ortaya koydu.

ABD'NİN DE SUÇU VAR

Hatalı olan sadece BM de değildi. Srebreniçalıların taleplerine karşın ABD, kenarda durup NATO operasyonuna liderlik etmeyi reddetti. Başkan Bill Clinton ABD güçlerini yurtdışında kullanma konusunda şüpheciydi.

Srebreniça’dan gelen korkunç hikayeler ve fotoğraflar çok taraflılıkla ilgili efsaneleri yerle bir etti. Demokratlar inançlarını kaybetmeye başladı.

Clinton’ın bu rahatlığını gören Sırp lider Slobodan Miloşeviç, bir sonraki hedefi olan Kosova’ya bombalı saldırılara başladı. Liberallerin aldığı ders şu oldu: Asıl tehlike düşünmeden hareket etmek değil geç kalmaktır.

Eğer liberaller BM tarafından hayal kırıklığına uğratıldıysa muhafazakarlar hiç şaşırmadı. Cumhuriyetçiler için Srebreniça zaten bildikleri bir şeyi kanıtlamış oldu: Çok taraflılık işe yaramazdan da beteri zararlı bir şeydir. Dolayısıyla Irak 2002 ve 2003’te ABD’nin radarına girdiğinde, BM çoktan Amerikalıların gözündeki değerini yitirmişti.

"IRAK'A GİDEN YOL..."

O dönemde Washington Post gazetesi yazarı Charles Krauthammer, “Daha önce Balkan krizinde, şimdi de Irak krizinde etkisiz olduğunu kanıtlayan Birleşmiş Milletler, bir kez daha gereksiz bir kurum haline gelecektir” yorumunu yaptı. Ve Saddam Hüseyin’in Miloşeviç’ten daha kötü olduğuna inanıldığı için Irak’ın işgali bir insani gereklilik olarak görüldü.

Birçok Demokrat, Srebreniça’daki başarısızlıklarının ardından George W. Bush’u Irak’ta destekledi. İngiliz köşe yazarı David Aaronovitch’in yazdığı gibi, “Srebreniça’dan Irak’a giden bir yol” vardı. Aaranovitch, “Eğer Bosna hareketsizlik ve taviz yoluyla bir ihanet, Srebreniça bir sonuç, Kosova ise yeniden yaşanmasını önleme kararlılığıysa, o zaman bu yol dümdüzdür” dedi.

“A Pact with the Devil” kitabında Irak Savaşı’nı inceleyen Tony Smith, Balkanlardaki başarıyı ve ABD’nin gücünün vazgeçilemez olduğunu gören siyasi yelpazenin her tarafından ABD’linin Irak’ı desteklediğini belirtti. Smith, “Miloşeviç’e karşı niyetler o kadar güçlüydü ki, Saddam’ı aynı koltuğa oturtmak çok zor olmadı” dedi.

Elbette Irak Srebreniça, Iraklılar da Bosnalılar değildi. Irak’ın işgalinden yedi yıl sonra 4 bin ABD askeri öldü, ABD ise bölgede hala güçlü bir devlet yapısı oluşturmak için uğraşıyor. Srebreniça Avrupa’da yaşanmış olabilir, ama hayaletleri hala ABD’de dolaşıyor.