Beyaz Saray'ın ABD'de yatırımları kısıtlarken Irak'daki yatırımları yabancı sermayeye açması tepkiyle karşılandı.
Abone olİngiltere gazeteleri, bugün ağırlıklı olarak iç politikadaki gelişmelere yer veriyor. Independent gazetesi, birinci sayfasındaki manşetten, 8 sütuna, "Amerika, Irak'ı satılığa çıkardı" diyor. Haberin alt başlığında, endüstri, sağlık hizmetleri ve su gibi alanların ABD liderliğindeki Irak yönetimi tarafından yabancı yatırımcılara açılacağı belirtiliyor. Independent başyazısında da aynı konuyu ele alıyor. "Bu, Irak'ın ikinci kez yağmalanması olarak görülebilir" diyor gazete. Independent özetle şöyle devam ediyor: "Irak'ı satışa çıkaran Amerikan planı, Mayıs ayında savaşın sona ermesinden bu yana yapılan yanlışlar kadar duyarsız. Belki, Konsey'in Maliye Bakanı Kamil El Keylani'nin ekonomi felsefesi, Şikago Okulu'nunki kadar saf. Ancak ABD ya da İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde dahi, yabancıların sahip olabileceği yatırımlarda sınırlamalar var. Örneğin, medya şirketleri. Gıda, çelik ve pamuk ihracatına getirilen sınırlamalardan söz etmeye bile gerek yok." Chirac ve Blair ortak zemin bulamadı Financial Times gazetesinin manşetindeki haberin başlığı ise Başbakan Tony Blair'in AB'nin ortak savunma projesini desteklediğini aktarıyor. Gazete, "Haftasonunda Berlin'de Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Blair arasında yapılan gayrı resmi zirvede Irak konusunda ortak bir zemin bulma konusunda başarı sağlanamadı. Ama, AB'nin, NATO'dan bağımsız olarak askeri planlama yapabilmesini öngören planlar hakkındaki görüş ayrılıkları azaltıldı" diye yazıyor. ABD Başkanı George Bush yönetiminin AB savunma işbirliğinin Fransa'nın NATO'yu zayıflatmayı amaçlayan gizli amacı olduğu konusunda şüpheleri olduğunu belirten Financial Times, İngiltere'nin Fransa ve Almanya ile ilişkilerinin son dönemde sıkıntılı olduğuna da dikkat çekiyor. Gazete, "Bu anlaşma, İngiltere'nin halen euro bölgesi dışında durmasıyla birlikte, Blair'e, Avrupa'ya karşı bir taahhüdüne sadık kaldığını gösterme fırsatı verdi" diyor. Aynı konu savunma haberleriyle tanınan Daily Telegraph'ın birinci sayfasında da yer alıyor. Başlık, "Blair, AB ordusuna daha fazla güç verme planını destekledi" diyor. Daily Telegraph'a göre, Blair, İngiltere'nin savunma politikasında büyük bir değişikliğe yol açıyor böylece. Blair-Schröder-Chirac zirvesiyle ilgili bir belgenin Alman Der Spiegel dergisi tarafından ele geçirildiğini belirten Telegraph, bu çerçevede oluşturulacak operasyon karargahında 40 ya da 50 subayın görev yapacağını yazıyor. 3 İngilizden biri Hoon'un istifasını istiyor Financial Times gazetesinin birinci sayfasındaki bir başka haber, gazetenin MORI adlı araştırma kurumuna yaptırdığı bir anketin sonuçlarını aktarıyor. Financial Times'a göre, 2 bin yetişkin arasında yapılan çalışmanın verileri, 3 kişiden birinin Savunma Bakanı Geoff Hoon'un istifasını istediğini gösteriyor. Gazete, hükümetin intihar ettiği söylenen silah danışmanı Doktor David Kelly olayıyla ilgili yargıç Lord Hutton başkanlığındaki soruşturma sürerken, söz konusu kamuoyu araştırmasının, politikacılar üzerinde, bu olaya dahil olmanın bedelini ödeme baskısı bulunduğunu öne çıkardığını yazıyor. Finacial Times'ın iç sayfalarından birinin manşetinde de MORI tarafından yapılan kamuoyu araştırmasının verileri işleniyor. "Muhafazakarlar gerilerken, Blair'e destek güçlü" diyor gazete. Habere göre, Brent East'te geçen hafta Liberal Demokratlar'ın başarısıyla sonuçlanan seçim yenilgisi, Hutton soruşturması ve Irak'taki sorunlara karşın, Financial Times için yapılan kamuoyu araştırması, Blair liderliğindeki İşçi Partisi'nin halen ulusal çapta lider olduğunu ortaya koyuyor. Bu araştırmaya göre, bugün seçim olsa, seçmenin yüzde 40'ı İşçi Partisi'ne, yüzde 31'i Muhafazakarlar'a, yüzde 21'i de Liberal Demokratlar'a oy verecek. Ancak Times gazetesinin yaptırdığı ve sonuçlarını birinci sayfadan 8 sütuna verdiği kamuoyu araştırması, İngiltere'de siyasetin yeni bir düzeninden söz ediyor ve "Siz bunun neresindesiniz" diye soruyor. Times'a göre, Brent East seçimlerinin galibi Charles Kennedy liderliğindeki Liberal Demokrat Parti bugün yeni bir dizi konferansa başlarken, kamuyou araştırmaları, Blair'in seçmenlerini bu partiye katılma tehlikesiyle karşı karşı. Çünkü, Times'ın araştırmasına göre, LKiberal Demokratlar, ortalama İşçi Partili seçmenin görüşlerine Blair'den daha yakın. "Muhafazakarlar ise, merkezden oldukça uzakta" diye yazıyor Times. Times'ın araştırmasından bir başka veri de, iç sayfalardan birinin manşetinde. Başlık, "Kamuoyu yoklaması, suçla mücadelede sertleşmenin desteği arttıracağını gösteriyor" diyor. Times'ın haberine göre, "Kararsız seçmenin beşte üçü, suça karşı daha sert politikalar öne sürerse, Liberal Demokratlar'ı desteklemelerinin muhtemel olduğu görüşünde." Guardian gazetesi kimlik kartı tartışmalarını ele aldı Guardian gazetesinin iç sayfalarından birinin manşetinde de suçla mücadeleyle görevli İçişleri Bakanı David Blunkett'in hükümet içinde de görüş ayrılıklarına yol açan yeni bir uygulama başlatmaktaki kararlılığını dile getiren sözleri yer alıyor. "Blunkett, kimlik kartları mecburi olmalı, diyor" diye yazıyor Guardian. İçişleri Bakanı'nın BBC'ye yaptığı açıklamaları temel alan habere göre, Blunkett, zorunlu kimlik uygulamasının Kraliçe'nin önümüzdeki günlerde yapması beklenen sonbahar konuşmasında duyurulmasını istiyor. Kimlik kartının sağlık, eğitim ve diğer kamu hizmetlerinden yararlanabilmek için zorunlu olması gerektiğini savunan Blunkett'a göre, başka türlü İngiltere'de ne kadar yasadışı göçmen yaşadığını anlamak mümkün değil. Guardian başyazısında da, insan hakları örgütlerinin de eleştirilerine neden olan "Kimlik politikaları"nı ele alıyor. Halihazırda yasadışı göçmenleri engellemek için denetim mekanizmaları bulunduğunu hatırlatan Gazete, "iç pasaport işlevi görecek yeni bir önlem almanın bu ihlalleri durduracağının garantisi yok" diyor. Guardian'a göre, "Temel bilgilerle başlayan kimlik kartlarının kapsamının, belki de daha etkili kamu hizmeti verme gerekçesiyle genişletilmesini, mali veriler, iş kayıtları, ırk ve dine ait kayıtlar gibi bilgiler de içerdiğini görmek, çok zaman almayabilir." Guardian gazetesinin birinci sayfasının manşetinde ise, BBC'nin, Hutton soruşturmasının neden olduğu eleştirileri giderme çabası içinde olduğunu aktarıyor. Hükümetin Irak'ın kitle imha silahları tehdidini abarttığı yolundaki haberiyle tartışmanın odak noktasında yer alan Today programı savunma muhabiri Andrew Gilligan'ın işini kaybetmesinin muhtemel olduğunu yazan Guardian, BBC Genel Müdürü Greg Dyke'ın, hataları kabul etmeye daha hazırlıklı olan yeni bir "kültür değişimi" istediğini aktarıyor.