BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Irak, Amerikan haber kanallarına dönüş yaptı

IŞİD'in ilerleyişi ile bölünme tartışmaları başlayan Irak, Obama'nın askeri seçenekleri değerlendiriyoruz açıklaması ile ABD medyasında yeniden tartışılıyor. İlhan Tanır'ın analizi.

Abone ol

Amerikalılar bir kez daha kablolu TV'deki haber kanallarında, geride bıraktıklarını umdukları Irak’ın tartışılmasını izliyor.

Halbuki, son Amerikan askeri 2003 yılının Mart işgal edilen Irak'tan 2011 yılında ayrılmıştı.

Başkan Obama, Cuma günü Beyaz Saray’ın güney bahçesinde yaptığı açıklamada, ABD'nin karar kuvvetleri göndermemek kaydıyla bazı askeri seçeneklerin Ulusal Güvenlik Konseyi'nce tartışıldığını açıkladı. Ama yapılacak bir askeri müdahaleyi aynı zamanda bir şarta bağladı: Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin kendi destekçileri dışında Sünniler ve Kürtler gibi farklı kanatlara da kucak açması.

Washington’daki Orta Doğu Enstitüsü'nde (Middle East Institute) ‘Diyalog Girişimi’’ adlı programın direktörlüğüne geçtiğimiz günlerde getirilen, Lübnan asıllı Amerikan analist Randa Slim’e göre, Maliki’ye ‘kucaklayıcı ol’ mesajını ABD uzun süredir veriyordu. Buna rağmen Maliki bu talepleri hep göz ardı etti.

Slim’e göre, ‘’Soru şu, eğer Başkan Obama’nın istediği değişimleri Maliki’den göremezsek, ABD halen IŞİD’i ABD ulusal güvenliğini tehdit edecek kadar tehlikeli görüp, sınırlı da olsa bir askeri müdahalede bulunmaya gerek görecek mi?’’

Irak, Amerikan basınında ve sayıları hayli bol olan dış politika yayınlarında uzun yıllardan bu yana bir kez daha ağırlık kazanmaya başladı. Bu yayınların ortak eleştirilerinden biri Maliki’nin uzun yıllardır yapılan uyarıları dinlemeyip, IŞİD’in Sünnilerin desteği ile Bağdat’ın kapılarına dayanmış olmasına yol açması.

Bir diğer eleştiri de, Obama yönetiminin 2011 yılında Irak'ta sınırlı da olsa bir askeri varlığın kalması için yeteri derecede ısrarcı olmaması.

Şimdilik ABD’nin dünyadaki en büyük Büyükelçiliği olan Bağdat Büyükelçiliği görevine halen devam ediyor.

Washington’daki bir başka düşünce kuruluşu olan Demokrasileri Koruma Vakfı’nın Ortadoğu uzmanlarından Tony Badran’a göre, IŞİD'in hareketlenerek Musul’u almasının önemli sonuçlarından biri, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KRG)’nin Kerkük şehrini ele geçirmesini desteklemesi. Yine Badran’a göre, bu gelişme ile ‘’Türkiye, KRG’yi kritik bir tampon bölgesi olarak görmek konusunda daha güçlü kanıtlara sahip oldu.’’

Ak Parti sözcüsü ve genel başkan yardımcısı Hüseyin Çelik, Kürtçe haber sitesi Rudaw’a yaptığı açıklamada, ‘’Kürtler, başka her ulusun olduğu gibi, kendi kaderleri hakkında karar verme hakkına sahiptir.. Irak’taki Kürtler, kendi yaşadıkları yerin ismine ve çeşidine kendileri karar verebilir’’ diyerek, Irak’ın bölünmesinin tartışıldığı bu günlerde, KRG bağımsızlığını ilan ettiği takdirde Türkiye’nin bunu tanıyabileceğinin sinyalini güçlü bir şekilde vermiş oldu.

‘Lebanon NOW’ isimli yayının köşe yazarı ve Suriye uzmanı Michael Weiss ise, Washington’ın önemli gazetelerinden Politico’da yazdığı bir yazıda, Irak’ın bölünmeye doğru gittiğini, tarihten de referanslar vererek yazdı. Sorularımızı yanıtlayan Weiss’a göre, ‘’Şimdiye kadar hiçbir uzman ve yetkiliden Irak’ın yeniden bir araya nasıl geleceği hakkında bir açıklama duyulabilmiş değil.’’ Weiss, Peşmergeler tarih boyunca özlemini çektikleri Kerkük’ü sonunda ele geçirdi ve ‘hiçbir zaman ve hiçbir güç bu şehirden onları çıkaramaz artık" diyor.