BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

İntikam, intikam...

Zaten biz, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller olduğumuz için, başbakanın söylediğinden anlamamız gerekeni de anladık!

Atatürk büstünün önünde, parmaklarını Atatürk’ün burnuna, kulaklarına sokarak, kendilerince de komik bularak resim çektiren dört kız öğrencinin “aptalca” resmi sosyal paylaşım sitelerinde dolaşıyor…

Altında hakaret dolu cümlelerle…

Oysa Mevlana’nın güzel bir sözü var; “Cahili hoş gör, bilse yapar mı?”

Dört kız öğrencinin türbanlı olması ve göğsünü gere gere bu pozu verebilmesi birazda son yılların cesaret verici ortamından kaynaklanıyor olsa gerek.

Ama saygısızların hepsi türbanlı mı? Tabii ki hayır!

Saygısızın, aile terbiyesi görmemiş, kendini yetiştirme çabası göstermemiş insanın, başka birine karşı bu şekilde davranması abes değil. Aynı resmi başı açık öğrenci de çektirmiş olabilirdi. Resmin “aptalca” olmasının nedeni resimdekilerin kıyafetleri değil yani! Bu yüzden o resmi çektirip eğlenen dört öğrenciye sadece acıyorum. Demek ki kulaktan dolma bir nefretle hareket etmek kolaylarına geldi, demek ki güzel dinimizin ilk emrini (Oku!) yerine getirmek yerine bu yolu seçip, kendilerinin yolunu açan, özgürlüklerini borçlu oldukları adama başkalarının duygularıyla, başkalarının bakış açısıyla bakmayı tercih ettiler…

Bu yüzden resmi daha “aptalca” buldum, kızları değil!

Bu ülkede bazılarının Atatürk’ün fikirleriyle alıp veremediği olduğu besbelli… Son zamanlarda da ayyuka çıktı! Anlamak için âlim olmaya gerek yok.

Nedeni de, halkın direnişçi ruhunu uyandırıp, özgürlük için mücadele etmesini sağlamış ve tüm halkla birlikte, şu anda güç odaklarının hiç de istemediği şeyi başarmıştı da ondan!

Birlik olabilmeyi!

Laik bir Türkiye Cumhuriyeti bırakmıştı miras olarak da ondan!

Tabiri caizse yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmişti de ondan!

Onun adı yolsuzluk kelimesiyle aynı cümlede geçmiyordu da ondan!

Hem dindar, hem çağdaş, hem ilim adamı, hem de Dünya’nın en güçlü liderlerinden biriydi de ondan…

Aradan uzun yıllar geçtikten sonra bile, imzası bu kadar çok insanın bedeninde dövme olarak ortaya çıktı da ondan!

Oysa “onun fikirleri kazılı yüreğime” demekti o dövme, anlamak istemediler bunu, biraz da ondan!

Bunu da, her yıl öldüğü dakikada insanların saygı duruşuna geçmesi öfkelerini kabartıyor da ondan!

Oysa o, bundan yıllar önce nasıl bir nesil hedeflediğini “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” diyerek zaten söylemişti. Başbakanın “dindar nesil” söyleminin altını doldurmaya çalışarak “asıl demek istediğim oydu, buydu, şuydu” diye anlatması geç kalınmış bir açıklamadan başka bir şey değildir. Biz o açıklamanın aslını Atamızdan miras aldık!

Zaten biz, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller olduğumuz için, başbakanın söylediğinden anlamamız gerekeni de anladık!

Dedim ya son zamanlarda iyice abarttılar, bazı valiliklerin sitelerinden Atatürk’ün resimleri kaldırılmış olmasının zamanlaması hakikaten alkışa değer. Zaten gençliğe hitabeden de rahatsızlar…

Hatta bazı “utanmazlar”, Atatürk’le peygamberi bile kıyasladılar!

“Atatürk peygamber mi?” diye sordular…

Oysa ne kadar da “saflar”!

Olanlara bir baksalar, başbakanın su içtiği bardağı evine götürüp tarihi eser gibi koruyan, makam arabasının camını kırdıkları balyozu koynunda saklayan, ayakkabısını en değerli eşyalarının yanına koyan…

Söylemek istediklerim var, susar kelimelerim onlar anlamayacağı için!

Kavgaları var Atatürk’le, intikam duygusu ele geçirmiş ruhlarını…

Olsun…

Büstlerini, resimlerini, sözlerini kaldırabilirler oldukları yerden…

O’nun yüreğimizdeki sevgisini, beynimize kazınmış ilkelerini nereye kaldıracaklar!

İşte orada duracaklar!

 twitter.com/nsrnylmz