BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İntihar eden kardeşlerden ikisi üvey çıktı

Kahramanmaraş'ta annelerinin ölümünden sonra kendilerini asan kardeşlerden ikisi üvey çıktı

Abone ol

KAHRAMANMARAŞ'ın tanınmış avukatlarından Necdet Sağocak'ın, oğulları Raden (31) ve Beraris (26) ile kızları Rulin (30) ve Sajen'in (27) toplu intiharından sonraki suskunluğu sürüyor. Ölen eşinin ilk evliliğinden olan 2 üvey kızını da kimseyle görüştürmeyen baba Necdet Sağocak, "Ben ilk gün gerekli açıklamayı yaptım. Ondan sonra benim ağzımdan yazılan, söylenen herşey asılsız. Yasal yollara başvuracağım" dedi.

Anneleri heykeltıraş Neyran Sağocak'ın, tedavi gördüğü İstanbul'da 15 Nisan'da ölümünün ardından, 4 çocuğunun da yazlık bağ evlerinde 21 Nisan akşamı iple asılı halde bulunmalarının yankıları sürüyor. Şu ana kadar elde edilen bilgi ve bulgulara göre 'toplu intihar' olduğu anlaşılan, bir din ile felsefeye bağlı olmadan aşırı anne sevgisinden kaynaklandığı sanılan olayla ilgili jandarma soruşturmasını sürdürüyor.

Dört çocuğunu aynı anda kaybetmenin acısıyla ikiz kez rahatsızlanan ve götürüldüğü özel bir hastanede sakinleştirici iğne yaptırılan baba Necdet Sağocak, gazetecilerin görüşme teklifini kabul etmiyor. Sağocak adına açıklamaları avukat arkadaşı Emine Ağaoğlu yapıyor. Emine Ağaoğlu, 4 kardeşin ölümlerinin arkasında bir neden aramaya gerek olmadığını, olayın tutkuya varan aşırı anne sevgisinden öte altında başka nedenlerde aranmaması gerektiğini tekrarladı.

ÜVEY KIZLAR DA BEKAR İstanbul- Beykoz'da askerlik görevini yapan oğlu Raden'i ziyaret için gittiği İstanbul'da astım rahatsızlığı nedeniyle tedavi altına alındığı hastanenin yoğun bakımında 15 Nisan'da yaşamını yitiren Neyran Sağocak'ın 1971- 1974 yılları arasında evli kaldığı ilk eşi Hüseyin Derin'den olan 2 kızı ise şu anda Kahramanmaraş'ta annelerinin 1978 yılında evlendiği üvey babalarının yanında bulunuyor.

Sağocak Ailesi'nin Mercimektepe mevkiindeki bahçeli ve 2 katlı müstakil evlerinin üst katında bulunan 40 yaşındaki Seyla ile 38 yaşındaki Berja Derin kardeşler de kimse ile görüşmüyor. Eve gelerek görüşmek isteyen medya mensuplarına da büyük tepki gösteren ve üvey babalarının da kimse ile pek görüştürmek istemediği Derin kardeşlerin, olayın olduğu ilk günlerde medeni durumlarının medyaya 'evli' olarak yansımasına rağmen bu bilginin doğru olmadığı ve her ikisinin de resmi kayıtlara göre 'bekar' oldukları ortaya çıktı. Bu arada Seyla Derin'in yerleşim yeri kayıtlarda Trabzon olarak görünürken, kız kardeşi Berja ise kayıtlara göre üvey babasının yanında yaşıyor. İki kardeş taziye için eve gelenlerle de yüz yüze gelmemeye özen gösteriyor. 2 kardeş olay gününden bu yana kaldıkları evin üst katından aşağıya inmiyor.

Öte yandan, Sağocak Ailesi'nin bazı medya organlarında yanlış bilgilerle dolu olduğu öne sürülen haberlerden dolayı aşırısı rahatsız oldukları ve ileriki günlerde bunlar hakkında yasal haklarını kullanacakları öğrenildi. Bu nedenle de ailenin gazetecilerle hiç bir şekilde görüşmeme kararlarına devam ettiği bildirildi.

'İŞKOLİK BİR AVUKAT'

Kahramanmaraş Baro Başkanı Metin Doğan, Necdet Sağocak'ı 'işkolik' ve sürekli araştıran bir avukat olarak değerlendirerek şöyle dedi: "Gerçekten çok müessif bir olay. Meslekte 40 yıla yakın tecrübesi ile halen aktif olarak çalışan ve gayret gösteren bir değerli büyüğümüzdür. Kendisini işkolik birisi olarak tanımlayabiliriz. İşini seven, avukatlığı çok seven ve sürekli araştıran, önüne gelen davalarda da gerçekten ciddi hukuki incelemelerde bulunan birisidir.

Çok aktif, sosyal yaşamın içinde değildi. Olay günü akşam saat 19.30 gibi olayı öğrendim. Nöbetçi savcı ile irtibata geçerek bu olayın hemen kendisine söylenmemesini ve bir doktor kontrolünde ve yakınları tarafından söylenmesini talep ettik. Sayın savcımız da bu talebimizi olumlu karşıladı. Arkadaşları ile birlikte biz devreye girdik. Bazı arkadaşlarımız tarafından Vatan hastanesine getirildi kendisi. Orada müşahede altına alındı. Daha sonra kendisinin yakın arkadaşı Salman Renkligül, Avukat Osman Solak ve ben birlikte bu müessif olayı anlattık. Kendisi mümkün olduğu kadar olayı metanetle karşıladı. Artık buna dayanmak zorunda olduğunu, başka yapacak bir şey olmadığını, mücadele etmek gerektiğini, yaşamak için bir şekilde uğraşmak gerektiğini söyledi. Bir saate yakın kendisi ile sohbet ettik. Kendinin yıllarını verdiği tecrübe ile büyük bir metanetle karşılasa da, yine de dayanılması güç bir olay. Bu nedenle cenazelere bu acı ve şok nedeni ile katılamadı."

HAYAT DAMARLARI KESİLDİ

Olay günü ve sonrasında yakınları ile yapılan görüşmelerde gençlerin annelerine çok bağlı olduklarını öğrendiklerini kaydeden Baro Başkanı Metin Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Annelerinin vefatı ile hayat damarlarının kesildiğini artık yaşam için bir sebeplerinin de kalmadığını ve sürekli intihar etmeyi düşündükleri ve bu anlamda birbirlerini motive ettikleri söylendi. Birkaç kez de başarıya ulaşmayan deneme aşamalarının olduğunu öğrendik. Askerin izin bittikten sonra döneceğini, okuldan gelenlerin okula döneceklerini ve diğerlerinin de normal yaşama döneceklerini söylemişler. Bu anlamda baba da artık tehlike geçti diye ikna olmuş. Fakat daha sonra birbirlerini yeniden motive ederek bu müessif olayı sürüklemişler."

SOSYAL BİRİ DEĞİLMİŞ

Avukat Rıfat Kantarcı ise yaklaşık 4 yıldır avukatlık yaptığını söyleyerek, "Necdet beyi tanırız. Duruşmalara gelir, nadir olarak. Çok sık göremeyiz kendisini. Sakin bir kişiliğe sahiptir. Çok fazla sosyal ilişkisi olmayan, sadece duruşmalara katılan, baroda veya bir arkadaş ortamında kendisini göremeyiz. Duruşmasına gelir, katılır ve giderdi. Üzücü bir durum. Kimsenin beklemediği bir olay."

 

KIZ MESLEK LİSESİ'NDE TACİZ EYLEMİ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Mersin Kız Meslek Lisesi'nde bir grup öğrenci, okul çıkışı dışardan gelen bazı kişilerin sözlü tacizine uğradıklarını ileri sürerek eylem yaptı.

Kendilerine 'Liseli Gençumutçu Kadınlar' adını veren bir grup öğrenci, bugün okul çıkışı eylem yaptı. Okul önünde pankart açıp düdük çalarak eylemlerine dikkat çekmeye çalışan öğrenciler, 'Baskıya, tacize, şiddete son' şeklinde slogan attı. Öğrenciler adına konuşan Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi Bölümü 3. sınıf öğrenci Gözde Aybay, liseli gençler olarak neredeyse her gün okulun etrafında yaşanan taciz olaylarına karşı sessiz kalmamak için toplandıklarını söyledi.

Dışardan gelip okulun etrafında toplanan birçok erkeğin Kız Meslek Lisesi öğrencilerine sözlü tacizde bulunduğunu öne süren Aybay, "Yaşanan bu olaylara okulun etrafında bekleyen ve devriye gezen polisler sessiz kalırken, bir de bunun yanında okul güvenlik görevlisinin herhangi bir müdahalede bulunmaması bizleri her geçen gün daha fazla endişelendiriyor ve tedirgin ediyor" dedi. Aybay, okul idaresinin de bu olaylara sessiz kaldığını ileri sürerek, bir an önce tedbir alınmasını istedi.

Öğrenciler yapılan açıklamanın ardından dağılırken, Mersin İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gül ise şu ana kadar okuldan böyle bir şikayetin kendilerine ulaşmadığını söyledi. Gül, konuyu araştıracaklarını bildirdi.

BİR ÜVEY ANNE VAHŞETİ DAHA

HABERİ DİEĞR SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Cici anne, 3 yaşındaki üvey kızını öldüresiye dövdü. Cinsel organında bile morluklar oluşan talihsiz çocuk koruma altına alınırken, işkenceci serbest kaldı.

İstanbul Eyüp'te yaşayan 3 yaşındaki A.N.Z., az kalsın üvey anne ve anneannesi tarafından öldürülen Fırat'ın acı kaderini yaşayacaktı. Musa Z., 1 ay önce tanıştığı Derya B. (22) ile nikahsız yaşamaya başladı. İddiaya göre Derya B., Musa Z.'in 3 yaşındaki kızı A.N.Z.'yi defalarca öldüresiye dövdü. Skandal ise vücudunun tamamı morluklar içinde olan küçük kızın evinin önünde oynaması sonucu ortaya çıktı.

BOYNUNDA DİŞ İZİ VAR
Çocuğun yüzündeki morluklardan şüphelenen komşular durumu polise bildirdi. Verilen adrese giden polis ise çocuğun yüzündeki ve kollarındaki morlukları görünce şaşkına döndü. Baba ile Derya B. gözaltına alındı.

Genç kadın, "Parkta sürekli düşüyor. Morluklar ondan" diyerek kendini savundu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde muayene edilen küçük çocuğun cinsel organında bile morluk tespit edildi. Boğazında ise diş izine rastlandı. Şüpheli baba ile Derya B. serbest bırakılırken, işkence kurbanı çocuk yuvaya gönderildi. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından şüpheliler hakkında dava açılıp açılmayacağı belli olacak.

 

ETEK GİYDİRME DAVASINA 27 YIL HAPİS

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

ADANA’da kendisi cezaevindeyken kız arkadaşına evlenme teklifinde bulunduğunu öne sürdüğü 22 yaşındaki B.U.’ya etek giydirip yolda yürüttüğü iddiasıyla tutuklanan 19 yaşındaki A.K. ile ona yardım ettiği ileri sürülen 23 yaşındaki C.G. hakkında 27’şer yıla kadar hapis cezası istendi.

ADANA, (DHA) Olay, geçen şubat ayında meydana geldi. İddiaya göre, B.U., arkadaşı A.K., bir suçtan dolayı tutuklanınca, sevgilisi C.K. ile arkadaşlık yapıp, evlenme teklifinde bulundu. Şubat ayı başında cezaevinden çıkan genç, olayı öğrenince arkadaşı C.G. ile birlikte B.U.’yu dövdü.

Başında bira şişesi kırdığı B.U.’ya "Ya seni sinkaf edeceğim, ya da etek giyeceksin" dedi. Bunun üzerine B.U., etek giymeyi kabul etti. Bunun üzerine A.K., C.K.’nin evine giderek aldığı eteği A.K.’ye giydirip, işlek olan Barajyolu Caddesi’ndeki kafelerin bulunduğu yerde yaklaşık 150 metre yürütüp, görüntüsünü çekti. Olayın ardından şikayet üzerine yakalanıp, tutuklanan A.K. ve C.G. hakkında ’Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, birden fazla kişi tarafından birlikte gece vakti yağma, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından toplam 27’şer yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Adana 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanıklar, suçlamayı kabul etmedi. "DÖVECEĞİM’ DEDİM" Sanıklardan A.K., yaptığı savunmasında kendisi cezaevindeyken B.U.’nun sevgilisi ile arkadaşlık yapıp, uyuşturucu temin ettiğini ve bunu da başkalarına anlattığını iddia ederek, şöyle dedi:

"Olay günü de konuşurken, kız arkadaşımla yatıp kalktığını, öpüştüklerini anlattı. Bunun üzerine birbirimize küfür ettik. Ben kafasına bardak ile vurdum. Birbirimize yumrukla da vurduk. Ben kendisine ’ya seni döveceğim, ya da etek giyip etekle yürüyeceksin’ dedim. ’Seni sinkaf edeceğim’ demedim. Etek giymeyi kabul etti. Hep birlikte kendisinin otomobiline binerek kız arkadaşımın evine gittik. Kendisi alkollü olduğu için otomobili ben kullandım. Kız arkadaşımdan etek aldım ve giymesini söyledim. Eteği giydikten sonra da fotoğrafını çektim. Sonra da Barajyolu Caddesi’ne giderek burada 150 metre kadar etekle yürüttük.

Sonra da otomobilini alarak ayrıldı." Sanık C.G. de A.K.’nin kız arkadaşından etek istediğini anlatırken, "Kız arkadaşı da evlerinin penceresinden etek attı. Eteği B.U.’ya giydirdikten sonra tekrar araca binerek Baraj Yolu’na gittik. B.U.’ya araçtan inmesini ve etekle yürümesini istedi. Biz araçla devam ettik ve 100 metre kadar ileride bekledik. Gelince de aracına binerek ayrıldı" diye konuştu.

ŞİKAYETÇİ OLMADI

Sanıklar hakkında şikayetçi olmadığını belirten B.U. ise "A.K. cezaevinde bulunduğu sırada kız arkadaşı ile aramızda yakınlık oluştu. Birbirimizi sevdik. Arkadaşlık yaptık. Hatta ben evlenme teklifi ettim. Ancak uyuşturucu vermedim.

Ben kendisi ile yatıp kalkmadım. Bu ilişkiyi başkalarına da anlatmadım. Zaten A.K. cezaevinden çıktıktan sonra kız da ona döndü. Olay günü ise kız yüzünden aramızda kavga çıktı. Benim başıma bardakla ve yumrukla vurdu. Daha sonra A.K. bana, ’Ya banyoya geçeceğiz, seni sinkaf edeceğim, ya da etek giyeceksin’ dedi. Ben de korktuğum için etek giymeyi kabul ettim. Sonra birlikte bana ait otomobile bindik. Ben alkollü olduğum için aracı A.K. kullandı. Kızdan istediği eteği bana giydirdi. Benim fotoğrafımı çekti. Daha sonra da Baraj Yolu’nda yürüttüler." Mahkeme heyeti, sanıkların tahliyesine ve paylaşılamayan kızın tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

BALIK TUTMAYI GİTTİLER BİR DAHA GERİ GELMEDİLER

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

BOLU'da balık tutmaktan dönen iki arkadaşın bulunduğu otomobil uçurumdan yuvarlandı. Gece eve dönmeyen iki arkadaşın ailelerinin ihbarıyla ormanlık alanda arama yapan jandarma, 40 yaşındaki Savaş Şen ile 36 yaşındaki Mehmet Çetin'in cesetleriyle karşılaştı. Otomobildeki poşette sadece bir balığın olduğu görüldü.

Bolu'da büfe işleten Savaş Şen ile bir fabrikada çalışan Mehmet Çetin, dün balık tutmak için Yedigöller Milli Parkı yolu üzerinde bulunan Gurbettaşı Mevkii'ne gitti. Savaş Şen ve Mehmet Çetin, dün gün boyunca derede balık tutmaya çalıştı. Bölgede cep telefonlarının çekmemesi nedeniyle yakınları Savaş Şen ve Mehmet Çetin'e gece boyunca ulaşamadı. Savaş Şen ve Mehmet Çetin'in bölgede gecelediğini düşünen yakınları sabah da haber alamayınca jandarmadan yardım istedi.

Bolu İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı ekipler, bu sabah Yedigöller Milli Parkı yolu üzerinde orman yollarında iki arkadaşı aramaya çıktı. Saat 11.00 sıralarında, Gurbettaşı mevkiinde 25 metrelik yüksekten uçan 14 KE 996 plakalı otomobil görüldü. Jandarma ekipleri uçurumdan aşağı indiğinde direksiyonun başında bulunan Mehmet Çetin ile yanında oturan Savaş Şen'in cesetleriyle karşılaştı. Jandarma, 112 Acil ile Şen ve Çetin'in ailelerine haber verdi.

Jandarma olay yerine gelen 112 Acil ekipleri, Şen ve Çetin'in yakınlarıyla birlikte cesetleri güçlükle uçurumdan yola çıkardı. Otomobilde bulunan poşetin içerisinde bir balığın olduğu görüldü. Ambulansa konulan cesetler Köroğlu Devlet Hastanesi'nin morguna kaldırıldı. Şen ve Çetin'in yakınları morgun önünde sinir krizleri geçirdi.

Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.