İnternette virüs gibi yayılan şehir efsaneleri dehşet verici bir hal alıyor ,Can Dündar'ın yazısı....
Abone olİnternette son günlerde virüs hızıyla dağılan haberler bunlar...
Genelde mesajı alıp dağıtanlar "Basın uyuyor mu?" diye uyarılar da ekliyorlar. Söylenti, sanal âlemde yayıldıkça dehşet verici bir hal alıyor.
İyi de doğru mu bunlar?
Haber:Can Dündar
Kaynak
Ana-oğul İzmir Carrefour'da alışveriş yapıyorlarmış.
Anne vitrinlere bakarken, birileri çocuğuna eterli mendil koklatmış. Kucaklarında baygın çocukla "Acil hasta var, açılın" diyerek kalabalığı yarmışlar, güvenliği aşmışlar. Bir hafta sonra çocuğun iç organları alınmış, cesedini alışveriş merkezinin çöplüğüne bırakmışlar.
* * *
Yine İzmir'de bir kadın Gaziemir Kipa'ya gelmiş. Açık parfüm satılan bir reyonu gezerken 40 yaşlarında bir adam yanına yaklaşmış, "Eşime parfüm alacağım, bana yardımcı olur musunuz" diyerek elindeki şişeyi koklatmış. Kadın bayılmış. Adam "Eşim bayıldı" diye bağırarak kadını kucakta dışarı çıkarmış.
Kadından hâlâ haber yokmuş.
* * *
Barda tanıştığı bir çocuğun evine giden genç kız, sabah (her nasılsa ölmeden) buz dolu bir küvette uyanmış. Eliyle vücudunu yoklayınca dikişi fark etmiş. Yanda bulduğu notta, "Böbreğin bende" yazıyormuş.
Yine İzmir'de 6 yaşında bir çocuk cesedi 25 gün önce bir çöpte torbaya sarılı olarak bulunmuş. Tabii onun da "içi boşaltılmış".
Geçen salı, Yamanlar'da 4 çocuk teneffüsteyken kaybolmuş ortadan...
Organ mafyası siyah arabalarla geziyormuş. Ege'de kayıp çocuk ilanları elden ele dağıtılıyormuş.
* * *
İnternette son günlerde virüs hızıyla dağılan haberler bunlar...
Genelde mesajı alıp dağıtanlar "Basın uyuyor mu?" diye uyarılar da ekliyorlar. Söylenti, sanal âlemde yayıldıkça dehşet verici bir hal alıyor.
İyi de doğru mu bunlar?
Bir teneffüste 4 çocuk kaybolur da duyulmaz mı?
Aileleri ortalığı yıkmaz mı? Emniyet, basın ayaklanmaz mı?
Dün mesajlarda adı geçen İzmir Carrefour'un ve Gaziemir Kipa'nın yetkilileriyle görüştüm. Onlara da telefon yağıyormuş. Kesinlikle böyle olaylardan haberdar değiller.
Doğan Haber Ajansı'nın İzmir bürosu, Aliağa Kaymakamı'yla, Tire Emniyet Müdürü'yle, Uşak Emniyet Müdür vekiliyle görüştü. "Söylentiler tümüyle asılsız" cevabını aldı.
İzmir Emniyeti "Bize ulaşan ihbar yok. Sakin olun" açıklaması yaptı.
* * *
9 Eylül Üniversitesi Organ Nakli koordinatörü Çitim Dontlu ile konuştum. O da hayretler içindeydi. Haberler yayılınca Ege'deki organ nakil koordinatörlerinin hepsini aramış. Hiçbirinde böyle bir kayıt yokmuş.
"Anlatılanlar tamamen hayal ürünü" dedi Dontlu...
Bir defa organ nakli için beynin durmuş, kalbin atıyor olması lazım. Bu da ancak yoğun bakım ünitesinde bir süre için sağlanabilen bir ortam... Dahası, organın çıkarılması için transplant hekimleri gerekiyor. Üstelik kalbin 4 saat, karaciğerin 12 saat, böbreğin en geç 48 saat içinde nakledilmesi şart. Bu süre içinde de organ, özel bir solüsyonda saklanmak zorunda.
"Bu tür haberler bizim organ bağış kampanyalarına da büyük zarar veriyor" dedi Dontlu...
* * *
Habere daha hızlı ve kolay ulaşmamız için bir cennet vaat eden internet ne yazık ki aynı zamanda tevatürün, sansasyonun, palavranın hızla yayılmasına ve toplumda panik yaratılmasına da aracı oluyor. Mesaj kutumuza ulaşan her haberi sorgulamadan dağıtarak biz de bu paniğe katkıda bulunuyoruz ve iş çığırından çıkıyor.
Öyle ki düş gücü yüksek birinin yazacağı bir öyküyle iki gün içinde ortalığı birbirine katması mümkün hale geliyor.
Elbette uyanık olalım, ama lütfen bu kadar kolay dolduruşa gelmeyelim.