BIST 10.075
DOLAR 35,30
EURO 36,48
ALTIN 2.996,83

İnternet'i bilmemenin bahanesi yoğunluk!

Murat Karayalçın'a soruyorum:
-İnternet'le aranız nasıl?
-Çok yoğunum, ilgilenemiyorum.
İnternet'te girmemek için, yoğunluk bir mazaret mi?
Hayır!
Bir kişi isterse, elindeki cep telefonuyla İnternet'e heran girebilir. Karayalçın yoğunluğu bahene etmek yerine, "ben bu mereti henüz keşfedemedim" dese daha inandırıcı olur bence!
Meclis kulisinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'le karşılaşıyoruz:
-İnternet'le aranız nasıl?
-Mükemmel!
Hüseyin Çelik de yoğun... 
İnternet'ten vazgeçemiyor ama:
-Her fırsatta İnternet'teyim.
-Faydası?
"Sınırsız" dedikten sonra, sözü İnternet Medyası'na getiriyor:
-Ne oldu sizin yasanız?
-Hiç!
Çelik, elimdeki yasa taslağını alıyor ve bu konuyla ilgileneceğine söz veriyor.
Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın makamındayım... Türkiye'nin ikinci adamı, elbette çok yoğun... Tahmin ettiğiniz gibi, aynı soruyu Toptan'a da sordum:
-Bir parçam!
-Zaman bulabiliyorsunuz yani...
-Elbette, İnternet'in zamanı mı olur? İsteyen kişi, her yerde İnternet'e girebilir. Ben hem Meclis'te İnternet'e giriyorum, hem evde... Televizyondan daha etkili, gündüz bir şey kaçırdıysam, yatmadan evvel son bir kez İnternet'i tarayıp, her şeyi öğreniyorum.
Binali Yıldırım
için bir şey yazmaya gerek yok.
İnternet konusunda, Türkiye'de erken yol almış biri o...
Ve Melih Gökçek...
Tam bir İnternet kurdu...
Gökçek
'in yerel seçimlerdeki en büyük kozu İnternet olacak!
Özeti şu:
Yukarıda saydığım isimlerin İnternet'e olan ilgisi aslında normal. Ama Türkiye'de İnternet konusunda henüz uyanamayanların sayısı fazla olunca, şaşırıyoruz ister istemez... Daha fazla şaşırsaydık keşke...

Ciner'in yeni gazetesi tutacak mı?
Hayır çünkü Fatih Altaylı iyi bir yönetici değil. Altaylı, iyi bir yönetici olmadığı için, krizleri yönetemiyor, kalmak yerine kaçmayı tercih ediyor! Sabah'ı bırakıp kaçtığı gibi...
Çölaşan krizini de yönetemedi Fatih Altaylı... Uzlaşmak yerine, uzaklaştırmayı tercih etti... Bunu yaparken, muhatabını karşısına alıp konuşmadı, medya üzerinden mesaj yolladı... Uzlamacı değil Fatih Altaylı, uzaklaştırmayı daha çok seviyor. Emin Çölaşan'ı uzaklaştırdığı gibi...
Ciner'in yeni çıkaracağı gazetede Emin Çölaşan olmayınca, Bekir Coşkun olur mu? Bekir Coşkun'un veya Emin Çölaşan'ın olmadığı bir yerde Saygı Öztürk olacak mı peki?
I ıh...
Akşam'ı batıran Serdar Turgut'la Oray Eğin olur ama... Oray Eğin yürüyüverir, Serdar Turgut penis yazar, Fatih Altaylı da habire kavga eder... Bir süre sonra Ciner'in çıkaracağı gazete, Serdar Turgut yönetimindeki Akşam'a döner... Hal böyle olunca, Turgay Ciner'in paraları bir kez daha çöpe gider...
Olacakları ben şimdiden söyleyeyim; gazeteyi 600 bin basarlar... İlk gün 400 bin iade... 200 bin hedef ama o sayının oturacağı yer 50 bin... Çok geç değil o yüzden Ciner'e şu tavsiyede bulunacağım... Fatih Altaylı yazar olarak kalsın, çıkaracağın gazetenin başına Rahmi Turan'ı getir, bir yıl sonra istediğin gazeteye kavuşursun!
Unutulmamalı ki, Sabah'ı asıl Sabah yapan Rahmi Turan'dır...