İnternethaber İktidar-Cemaat kavgasında kimden yana?
Ey sürekli benden kelle isteyen arkadaşlar... Tercüman'da Nazlı Ilıcak'ın bana yaptığını yapmamı isteyenler. Sorarım size; niye çekip gittim ben? "Hadi bana eyvallah" deyişim İnternethaber'de yazanları sansürlemem için miydi?
Mehmet Ali Ilıcak'ın sahibi
olduğu Tercüman'da, özgürlüğümün
tadını çıkardım yıllarca. Bir tek gün, ne Metin
Yılmaz'dan, ne de Mehmet Ali
Ilıcak'tan müdahale gelmedi yazılarıma.
Her şey güzel giderken, Nazlı Ilıcak'ın üzerine vazife olmayan bir
hareketi, Tercüman'dan kopmama neden
oldu.
Keşke müdahil olsa!
Editör arkadaşı aradığımda, Nazlı
Hanım'ın parçalı yazdığım yazının iki bölümünü çöpe
attığını öğrendim. O yazıların yerine de, bana ait olmayan yazılar
koymuştu. Metin Yılmaz'ı aradığımda
yapılandan haberdar değildi:
- Nasıl olur?
- ...?
*
Nazlı Ilıcak'ın dediği olmadı elbet.
Mehmet Ali Ilıcak annesinin bu
hareketine tepki göstermiş, benim çöpe giden yazılar yeniden
sayfaya konulmuştu. İstanbul'a döndüğümde, yazı işlerinde tepeme
dikilen Nazlı Hanım, "Ben, seni düşündüğüm için o
yazıları koydum şekerim" demez mi?
Beni böyle düşünen patronumun annesini incitmemek, kırmamak adına
gitmem gerekiyordu gittim.
İnternethaber'de sınırsız
özgürdüm, Tercüman'da bu şartlarda
duramazdım!
- Hadi bana eyvallah!
*
Star günlerim de çok özgür geçti.
Mustafa Karaalioğlu'ndan hiç baskı görmedim.
Ama o baskı altındaydı...
İnternethaber ve Gazeteciler'de
yaptıklarımın faturası ona çıkarılıyordu.
Dedi ki:
- Ara verelim!
Dedim ki:
- Hadi bana eyvallah!
Mustafa'nın dediğini yapsaydım eğer, o baskılara
boyun eğen, ben olacaktım çünkü.
*
İktidar-Cemaat kavgasının yaşandığı bu
dönemde, dik durmak, eğilmeden, bükülmeden
gazetecilik yapmak çok zor! Tarafını seçmeyen
gazetecilikten mahrum bırakılıyor. Azıcık kafasını kaldıran,
kendini kapının dışında buluyor. Doğruları
haykıranlar, ya ihanetle suçlanıyor, ya da
itibarsızlaştırılıyor.
İnternethaber, bu dönemde ortada yol
alıyor. Ne iktidarın tarafındayız, ne de Cemaat'in. Tarafsız yayın
yaptığımız için, okurların nezdinde itibarımız artıyor. Aralık
ayında ziyaretçi sayımızı ikiye katlamamız, tarafsız yayın
yapmamızın eseri. Ziyaretçilerimiz memnun, ama
iktidar-cemaat kavgasının tarafları bizden memnun
değil!
Her iki kesim de, bizi taraf olmakla suçluyor!
Bu demektir ki biz doğru yoldayız!
*
İnternethaber'in yazarları taraf mı
peki?
Onlar taraf değil, özgür düşüncelerini ifade ediyorlar.
Süleyman Özışık mesela...
İktidara yakın bulabilirsiniz onu.
Nesrin Yılmaz için de aynı şeyi
söyleyebilir misiniz?
Gazeteciler.com'da yazan Adnan Berk Okan'a ne
dersiniz?
Ya ben?
Bu kavgada hangi tarafta görünüyorum?
İnternethaber'de yazıyor olmamız, sitenin
yayın politikasını etkilemiyor. Az önce de ifade ettiğim gibi,
hepimiz görüşlerimizi sizlerle paylaşıyoruz. Bu
görüşlerimizi paylaşırken, size de karşı görüş imkanı
tanıyoruz. Siz de, yazdıklarımızın altına
görüşlerinizi özgürce ifade edebiliyorsunuz.
Ey sürekli benden kelle isteyen
arkadaşlar... Tercüman'da Nazlı Ilıcak'ın bana
yaptığını yapmamı isteyenler. Sorarım
size; niye çekip gittim ben? "Hadi bana
eyvallah" deyişim İnternethaber'de
yazanları sansürlemem için miydi?
Kimse kusura bakmasın!
Biz gazete değiliz, yazarını kapıya koyanlardan
olmayacağız. Biz ekranları karşı görüşe
kapatanlardan da olmayacağız.
İnternethaber Yayın Grubu olarak, hiç bir
sitemizde taraf olmayacağız, birilerini
memnun etmek için şaklabanlık yapmayacağız, eğilip
bükülmeden sadece gazetecilik yapacağız.
Tayyip Erdoğan'ın
deyişiyle, bunu herkes böyle
bilsin!