İnternethaber bana baskı yapıyor!
İnternethaber yönetimi bana baskı yapıyor!ÖZGÜR OL... ÖZGÜR OL... ÖZGÜR OL!
Tarihler 2008'in 26 Mayıs'ını gösteriyordu ve ben yepyeni bir dünyanın kapılarını küllerinden yeniden doğmuş bir ekibin arkasında aralıyordum..
Bana benden daha çok inanan ve iki lafından biri "yapabilirsin" olan bir patronla çıkıyordum yola...
Yapabilirsin!
Bu sözün benim için ne kadar değerli olduğunu bilemezsiniz, içinizden her gün kendinize tekrar etmeniz iki sözcükten biridir, "yapabilirsin..."
Tam her şeyden vazgeçmeye hazırlandığı sırada, "özgürlüğümün adresi" dediği İnternethaber'in kapısına kilit vuracağı esnada, onun da kulağına fısıldamıştı seven dostları...
"Yapabilirsin..."
Hadi Özışık vazgeçmemişti...
Hayatında da vazgeçenlere yer yoktu belli...
Ben, vazgeçmemeyi ondan öğrendim...
İnternethaber ağacının Ankara'ya uzanan dallarından biri olarak başkente "postalandığımda"...
Kendi kendime, "Sen de meyve verebilirsin" deyip duruyordum...
"Tek yapman gereken şey, ileri bakıp yürümek ve çok çalışmak..."
Kendi adıma çok zorlu bir sınav, hatta sınavlar, atlattığımı söyleyebilirim...
Çetin, zorlu kış şartları, çöl sıcakları, kasırgalar, yağmur, kar, boran, fırtınalar...
İçimden Hadi Özışık'ın bana söylediği o sözü tekrarlayıp yürüdüm, tam yıkılacakken var gücümle koştum...
Pes etmedim...
YAPABİLİRDİM!
İnternethaber'in "kapısından" içeri girdiğim gün, dünya görüşü benimle tamı tamına aynı olmayan patronum bana şunu söyledi; "Kimseye hakaret etmediğin müddetçe, kimsenin özeliyle dalga geçmediğin müddetçe istediklerini yazmakta özgürsün..."
Özgürsün!
Daha ne isteyebilirim ki...
Gezi Olayları başladığı zaman iyice kutuplaşan kamuoyundan çift taraflı baskı yedik, 17 Aralık'tan sonra ayyuka çıktı...
Benimle aynı fikirde olmayanlar da olanlar da İnternethaber'e yakışmadığımı düşünüyordu!
Kimi beni patronuma şikayet ediyor, "Nesrin'in orada ne işi var" diyordu, kimi de bana "sen o sitede nasıl yazıyorsun" diyerek beni sorguya çekiyordu...
Kimsenin sitedeki 7 rengi görmeye niyeti yoktu...
Şu ana kadar kaç yazı yazdım hatırlamıyorum...
Bir tek yazım yayından kaldırılmadı onu biliyorum...
Gittikçe kutuplaşan iki taraf da bana baskı yapıyordu işte...
Bu sitede yazma!!!
Bir yanda bana "ayrıl oradan" diyen İnternethaber okuyucularının baskısı, diğer tarafta ise patronum ve İnternethaber yönetiminin baskısı...
Evet, itiraf ediyorum!
İnternethaber yönetimi bana baskı yapıyor!
ÖZGÜR OL... ÖZGÜR OL... ÖZGÜR OL!
Ve ben de buradan 15'inci yaşından gün alan "delikanlı" İnternethaber'e sesleniyorum kelimelerimle...
Sağol, sağol sağol...