BIST 10.075
DOLAR 35,33
EURO 36,49
ALTIN 2.999,49

İnternet Medyası'na biçilen fiyat

Gazete mi, yoksa İnternet sitesi mi pahalı?
Tolga Tuna
, Akşam'da yayımlanan haberinde, bir gazete okuru ile bir İnternet okuru arasındaki fiyat farkını anlatılıyordu. Tuna'nın haberine göre; "Bir gazete okuru, İnternet okurundan 25 kat değerli"ymiş!
Nasıl?
İnternet'teki bir ziyaretçiye 33 dolar değer biçiliyormuş. Gazete okuru için biçilen değer ise tam 800 dolarmış! Buna göre, 1 milyon ziyaretçisi olan bir haber sitesi 33 milyon dolara satılabiliyormuş!
Ah keşke dedim kendi kendime...
İnternet'teki bir ziyaretçi Türkiye'de bu kadar kıymetli hale gelmişse, önümüzdeki beş yılda kim bilir bu fiyat nerelere zıplayacak..
Ben 9 yılını devirmek üzere olan bir haber sitesinin sahibiyim. Hergün 1 milyon 500 bin ziyartçisi var İnternethaber'in.. Tolga Tuna'ya göre, bu satırları yazan kişi, 50 milyon dolarlik bir siteye sahip..
Ben yani!
Bu iyi hoş ama, gazetelerle karşılaştırılması yanlış.
Gazetelerin saltanatı her yerde bitse bile Türkiye'de bitmez.
Değeri de düşmez.
Türkiye'deki patronaj İnternet medyasının çok da büyümesi taraftarı değil çünkü. İsteselerdi, Türkiye'deki İnternet siteleri de tıpkı New York Times'in İnternet sitesi gibi çok ciddi reklam geliri elde edebilirdi. (New York Times'in yıllık reklam geliri 56 milyon dolar) Onu bırakın, Türkiye'de İnternet Medyası'nın hala bir yasası yok.
Buna rağmen, çok büyük oranda mesafe katettik.
Küçük paralarla, kısıtlı imkanlarla, geldiğimiz nokta hiç de azımsanmayacak büyüklükte. Tolga Tuna'nın haberinde 33 milyon dolar, gazetelere göre daha az görünse de çok büyük rakam.
Keşke bir babayiğit çıkıp, İnternet Medyası'na Tuna'nın söylediği paralarla yatırım yapsa da, biz de İnternet sitelerinin nelere kadir olduğunu, ya da olabileceğini gösterebilsek...
Az kaldı, o günler de gelecek!

Çetelerin kökünü kazımaya var mısınız?
"İnternet çeteleri"
nden yakınıyor Ekrem Dumanlı...
Haklı!
Çünkü hakikaten  bazı sitelerin "Ergenekon çetesi"nden farkı kalmadı!
Dumanlı diyor ki:
" (...) hiç olmazsa yargı derin yapıların yakasına yapışabiliyor. Oysa internet çeteleri hâlâ hukukun boşluklarından yararlanıyor. Ancak unutmamak lazım ki bunun bir sonu var; umarım o son, internet gazeteciliğinin de sonu olmaz."
Olmaz Ekrem Bey, üç beş çapulcunun buna gücü yetmez..
 Zira, Türkiye'de bu işi adam akıllı yapan sitelerin sayısı o çapulculardan çok daha fazla olduğu için, kervanın yürüyeceğinden emin olabilirsiniz..
Ha, sayısı parmakla sayılacak kadar az olan bu kişilerin, hukukun boşluklarından faydalandığı konusunda sizinle hemfikirim. İşte o yüzden yıllardır ben yasa diye diye yırtıyorum kendimi...
Türkiye'de etkili bir İnternet Medyası var mı?
Var!
Peki bu medyanın bir yasası var mı?
Yok!
Neden yok?
Yok işte, nedeni yok!
Peki ne işe yarayacak bu yasa?
Her şeyden önce, Ekrem Dumanlı'nın yakındığı "çeteler"in kökünü kazıyacak. Beni "sorunlu" olmaktan çıkarıp, "sorumlu" hale getirecek. Yerim, yurdum belli olacak, "sorumlu yazıişleri müdürüm" olacak, yazışma adresim olacak, künyem olacak.
Olacak oğlu olacak!
Ama çıkmıyor bu yasa...
Çığlık atıyorum kimse duymuyor sesimi..
Bir tek Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım...
O'nun da tek başına gücü bu yasanın çıkmasına yetmedi!
Ekrem Dumanlı, bu yaraya parmak bastı madem.
Ben bir kez daha avazım çıktığı kadar bağırıyorum o halde:
Ey, İnternet'in nimetlerinden en iyi şekilde faydalanan Ahmet Hakan, yolda kaldık, bir itimlik destek lütfen...
İnternet'in baş mağduru Ertuğrul Özkök, siz değil miydiniz bu sektörün kirlenmesini istemeyen? O halde buyurmaz mısınız önden?
Ya siz Mustafa Karaalioğlu...
Bu işe önayak olmak istemez misiniz?
Ekrem Dumanlı dünden hazır; Ergun Babahan, Tayfun Devecioğlu, İsmail Küçükkaya, Sedat Ergin ve öteki büyük abiler, elele verip, "İnternet çeteleri"nin sonunu getirmeye  var mısınız?
"Varım" diyorsanız, o halde "tam destek" rica edeceğim!
Lütfen!