Son zamanlarda geleneksel gazeteciliğe takılıp kalanlar, sürekli internet medyasının üstene geliyorlar. Mehmet Barlas, bu tür düşünenlere gereken cevabı şöyle veriyor...
Abone olSon zamanlarda çoğu gazeteci internet medyasının üstüne gelmeye başladı. Biz, yapılan bu yorumları sürekli yersiz bulduk. Ama herkesin fikrine saygı duyduğumuz için tepkide de bulunmadık. Mehmet Barlas, son yazısı; ile internet medyasına yüklenenlere gereken cevabı vermiş. Ayrıca Barlas, interneti anlamayanları "yarının dinazorları" olarak görüyor... İşte Barlas'tan geri kalmışlara verilen cevap:
Konvansiyonel medyalar, bilgi çağını anlamadı mı?
Arthur Koestler'in "Darkness at Noon" kitabında, yerleşik burjuvazinin, çalışan sınıfları nasıl hafife aldığı, maymun-insan karşılaştırması yapılarak anlatılır.
Dünyaya milyonlarca yıl egemen olan maymunlar, ellerini ayaklarını ustaca kullanmaktadırlar. Sonra yeni yaratıklar gelir. Bunlar ne yapacaklarını bilememektedir. Ağaçların arasında atlayan, sarmaşıkları trapez gibi kullanan maymunlar, bu beceriksiz yaratıklarla alay eder.
Ama bilmedikleri bir şey vardır. Bu yeni yaratıklar "İnsan"dır, onlar da maymundur.
Bizim mesleğin özünün "İletişim" olduğunun farkına varmayanlar da, önce televizyonu, sonra interneti hafife aldılar. Uzay teknolojisinin televizyonları uydulu yayınlara götüreceğini göremedikleri gibi, telefonla bilgisayar birlikteliğinin, yeni medyalar yaratacağını hissetmediler.
Konvansiyonel medyaların profesyonel ve amatör bağımlıları, bu nedenle, hala internet haberciliğine "Dedikoduculuk" gibi bakıyor.
Oysa Türkiye'de de, dünyada da, internet haberciliği, medyanın yarınını ifade ediyor.
Tabii bunun da çarpık modelleri var. Sanki bulvar gazeteleri ve tabloid televizyonlar yok mu ki?
Ama istikbalin internet medyasında olduğunu inkâr etmek mümkün değil.
Salise farkı ile haberi ve bilgiyi "Siberya"da ileten internet medyası, yarının medyasını temsil ediyor.
Yani bir haber için "İnternette gördük, herhalde dedikodudur" diyenlerin, çok yakın gelecekte kendilerini dinozor gibi hissettiklerini görürsek, şaşırmayalım.
YAZI:Mehmet Barlas