BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İnternet medyası ne kadar güvenilir?

İnternet medyasına güvenilir mi? Güvenilirse nereye kadar? Gazete yazarlarının problematize etmeye çalıştığı bu konuya Süleyman Özışık'tan temelli bir cevap geldi.

Abone ol

Köşe yazarlarının sık sık gündeme taşıdığı 'İnternet medyasına güvenilir mi?' şeklindeki soruya www.sonsayfa.com'un Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Özışık'tan temelli bir cevap geldi. Özışık, "İnternet medyası güvenilir mi değil mi?" başlıklı yazısında internet medyasıyla konvansiyonel medyayı karşılaştı ve sözü gazete haberlerine getirdi. Bu kuşatıcı yazıyı hep birlikte okuyalım:

- Bu hafta yine bazı yazarlar, bildiğimiz o malum konuyu gündeme taşıdı..

Gündeme gelme hastalığına yakalanan yazarlar; "İnternet medyası" konusunu bu kadar yoğun gündem arasında getirip önümüze koydu..

Yazı aynı, tartışma aynı:

"İnternet medyası güvenilir mi değilmi..? Doğru haber veriyor mu vermiyor mu?"

Aslında internet medyası günden güne büyüyerek, okur sayısını katlayarak bu tür tartışmalara ve bu tartışmaların sahibine gerekli cevabı veriyor..

Yine günden güne eriyen ulusal medya bu konuda gerekli cevabı almasına alıyor ama işine gelmiyor..

Dedim ya, mesele internet gazetelerinde gündeme gelme meselesi..

Malum yazar, "İnternet medyası güvenli değil. Haberleri inandırıcı değil" diyerek bizi küçümserken, aslında kendisini ve mensubu olduğu gazetesini ne kadar küçümsediğinin, ne kadar rezil ettiğinin farkında değil..
Nasıl mı?

Anlatayım..

İnternet medyası tıpkı gazeteler gibi ajans haberlerinden faydalanıyor..Bütün internet siteleri neredeyse bütün ajanslara abone olmuş durumda ve oradan akan haberleri kimi zaman yorumlu, kimi zaman da düz ajans mantığıyla okurlarına ulaştırıyor..

Benim muhabirlik dönemimde gazetelerin her köşe başında birer adamı vardı.. Kuş uçsa haberleri olurdu.. Örneğin İstanbul'un sadece Anadolu Yakası'nda bir gazetenin 6-7 muhabir çalıştırdığını hatırlıyorum..

Oysa şimdi bu bölgede gazeteler sadece bir muhabir çalıştırıyor. O muhabirin geçtiği haberlerin doğru olup olmadığı ise, ajanslardan gelen haberle ölçülüyor.. Eğer iki haber aynı bilgileri içeriyorsa, haber yayına giriyor, yok değilse, muhabirin haberi çöpe gidiyor, ajans haberi servis yapılıyor..

Yani anlayacağınız işin mutağında ajanslar var..

İşin bir başka yönü ise şu..

Yazar internet medyasına yalan yazıyor diyor ama, internet medyasında çıkan haberler ile, yazarın mensubu olduğu gazetenin internet sitesinde çıkan haberler birbirinin tıpatıp aynısı.. Hem de kelimesi kelimesine..

Yani anlayacağınız Sabah'ın, Hürriyet'in veya bir başka gazetenin yazarı, internet sitelerine "yalancı" derken, www.sabah.com.tr, www. hurriyet.com.tr sitesinde yayınlanan haberlere de yalan diyor..

Bir başka deyişle ajansların geçtiği habere inanmadığını söylüyor..

Yukarı da dile getirdim ya..

İnternet medyasında adının çıkması onun duygularını okşuyor. İnternet medyasının ona cevap yetiştirmeye çalışması ise keyfine keyif katıyor..

Ama internet medyası, "Yürekliysen gel bu meseleyi tartışalım" dediğinde kaçacak delik arıyor..

Sorulacak ve cevabı asla verilmeyecek çok soru var çünkü..

Çünkü gazetesinin siyaset-politika sayfasındaki haberlerin yarısından fazlasının yalan olduğunu o da biliyor..

Kulis adı altında yazılan yalanların haddi hesabı yok.

"YAŞ'ta bunlar konuşuldu..", "Genelkurmay Başkanı böyle bağırdı, yumruğunu masaya böyle vurdu", "Genç Subaylar rahatsız", gibi haberlerin aslında masa başında uydurulduğunu çok iyi biliyor.. "Yahu şu Genelkurmay sizi niye lanetledi" desen kös kös oturacak çünkü..

Yine gazetesinin spor sayfasında yazılan haberlerin neredeyse tamamının yalan olduğunu o da biliyor..

Bir sezonda Fenerbahçe'ye 14, Galatasaray'a 21, Beşiktaş'a 11, Trabzonspor'a 9 futbolcu transfer eden gazetenin mensubu olduğunun farkında çünkü..

Hani "Figo Galatasaray'a geliyor", "Robinho, Peterson Fenerbahçe yolunda" gibi haberlerini hatırlatsan morarıp kalacak..

Bu yalanların, bu palavraların açıklamasını yapamayacağını bildiği için kaçıyor anlayacağınız..

Aslında internet medyasına yalancı demelerinin nedeni ne biliyor musunuz?

Türkiye'de bugüne dek medya hariç her kişinin, her kurumun haberleri yapılıyordu.. Medyaya kimse dokunamıyor, kimse bu muhterem kitlenin yaptıklarını kamuoyuna anlatmıyordu..

Yaptıkları rezillikleri, aldıkları paraları, kullandıkları arabaları ve çıktıkları sevgilileri internet medyasında yer alınca işin rengi değişti..

Bir şekilde başedebilirlerdi.

Karalayarak, yalancı diyerek.. "Ya valla billa bunlar yalancı. Bak bizim hakkımızda da şöyle-böyle yazıyorlar" diyerek kötülemekten başka çareleri yoktu..

Onlar da bu çareye sığınıyor...

Mesele bundan ibaret..