İnternet Medyası çok mu masum, bizim günahlarımız yok mu?
.
Çuvaldızı biraz da kendimize batıralım. 20 gazetenin
yayımladığı deklarasyondaki dil çirkin, üslup
kötü..
Peki bizim çirkinliklerimiz...
Biz gazetelerle mi yarışıyoruz, yoksa kendimizle
mi?
Ya da şöyle sorayım!
Biz gazetelerden mi copy-past yapıyoruz, yoksa birbirimizin
haberlerini mi alıp alıp sitelerimize posta pulu gibi
yapıştırıyoruz?
Hangisi?
Daha çok birbirimizin haberlerini çalıyoruz maalesef.
Bir tek haber mi?
Sitemizdeki künyeyi bile çalanlar oldu.
Şu anda Türkiye'de binlerce İnternethaber var dersem
yeridir!
Çünkü tasarımlarımız da çalınıyor.
***
Gülüp geçiyoruz bunlara...
Gülüp geçiyoruz da...
Ağlanacak haldeyiz aslında!
***
Gazetecilik adı altında, gazetecilik ilkelerini yerin
dibine sokan, aldığı üç kuruş karşılığında sabahtan akşama kadar
küfürname yazan nice şarlatanlar var içimizde.
Deklarasyoncu kimi genel yayın yönetmenleri tarafından kiralanan
şarlatanlar!
Müptezelin biri, elinde bir bilgisayarla gazetecilik
yapıyor (!) mesela.
İftira gırla..
Küfür ve hakaretin hesabı yok...
Yargı diyeceksiniz!
Yeri belli değil, yurdu belli değil, kimin çocuğu,neyin nesi
bilinmiyor.
İnternet Medyası'nın itibarlı olabilmesi için, kimi genel
yayın yönetmenleri tarafından beslenen bu şarlatanların lağam
çukurundaki yerine geri gönderilmesi gerekiyor. Çünkü
adımızın kirletilmesinde bu şarlatanların payı gerçekten çok
büyük!
Ne de olsa kiralık!
***
1 Ekim deklarasyonu İnternet Medyası için büyük bir fırsat
aslında.
O fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor!
Dün de belirttiğim gibi, bizim matbaa sorunumuz yok, kağıt
sorunumuz yok, dağıtım sorunumuz yok. Tek yapmamız gereken
insana yatırım yapmak ve editoryal yapımızı
güçlendirmek.
Bunu yaparsak, işte o zaman gazetelerle yarıştan söz
edebiliriz.
Gazetelerden almak yerine birbirimizin haberlerini
çalarsak, arpa boyu yol alamayız. Gece editörü çalışacak,
gündüz editörleri gelip hazır olan her şeye konacak.
Yok böyle bir şey arkadaşlar.
Farkında mısınız bilmiyorum!
Hepimiz iftira atan bir sitenin kuyruğuna takılıp gidiyoruz
zaman zaman. O sitenin işlediği suçu işliyoruz. Yargı devreye
girince, Ahmet Arslan'ın da dediği gibi, mazaretimiz "bu haberi
başka siteden aldık" oluyor!
Hiç olur mu böyle bir şey!
***
İnternet Medyası, Türkiye'de henüz istenilen noktada değil. Reklam
gelirleri beklentilerin çok çok altında. Buradan yazmak
kolay, insana yatırım olabilmesi için reklam gelirinin olması
gerekiyor haklısınız!
Yıllardır sorunlu olmaktan çıkmak için çırpınıyoruz.
Sorumlu birer yayıncı olabilmek için,çalmadık kapı bırakmadık.
Devam...
Bu işin peşini bırakmayacağız.
Bırakmayalım!
Ama önce evimizin etrafını bir güzel temizleyelim!
Ne gazeteden, ne de başka bir siteden...
AA'ya aboneyiz, İHA'ya yine öyle.
DHA-CHA ve diğer ajanslar.
E hadi biraz da biz çalışalım deme vakti gelmiştir!
Aksi takdirde, yeni bir deklarasyon kapıda!