İnternet yasağına karşı açıklamalar sanal alemi tatmin etmedi. Çığ gibi büyüyen tepki 15 Mayıs da 400 bin kişilik eyleme dönecek...
Abone olBilgi Teknoloji Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer'in 22 Ağustos'ta hayata geçecek İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği ile ilgili yaptığı "Standart paket şu anda neyse aynen devam edecek" açıklaması sanal alemi "tatmin" etmedi. Kamuoyunda "filtreleme" olarak bilinen İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği'ne yönelik tepkiler devam ediyor.
Sosyal ağlarda organize edilen protesto çağrıları çığ gibi büyüyor. Facebook'ta açılan "İnternetime Dokunma" adlı sayfada 15 Mayıs pazar günü saat 14.00'da 10 ilde meydanlarda yapılması planlanan protesto gösterilerine katılacağını ilan edenlerin sayısı 400 bini geçti. Protestocuların hedefi 5 milyon kişiye ulaşmak. İstanbul'da Galatasaray Meydanı, Ankara'da Kuğulu Park, İzmir'de Sevinç Pastanesi önünde yapılacak protestolara kendi yaşadıkları şehirlerde yapmak isteyenler buluşma ve gösteri noktaları da yine Facebook'tan duyuruluyor. Bu eylemden bir hafta sonra ise 22 Mayıs pazar günü saat 12.30'da yine binlerce kişinin katılması beklenen bir başka protesto eylemi için de çağrı yapılıyor. Facebook'ta kurulan ve filtrelemenin başlayacağı 22 Ağustos tarihini "İnternetin ölümü" olarak gören bir diğer grubun kurduğu "22 Ağustos İnternet Darbesine HAYIR" sayfasını takip edenlerin sayısı da 40 bini aştı. Bir başka organizasyon da "imza.la" adresli internet sitesinde yapılıyor. Sitenin yaptığı sansür karşıtı organizasyona katılanların sayısı 20 bini geçti.
UZMANLAR YORUMLADI...
Prof. Dr. Mutlu Binark (Başkent Üniversitesi): Yönetmelik hazırlanırken sosyolojik ve pedagojik yetkinliği olan akademisyenlerden, ilgili kuruluşlardan ve internet hizmet sağlayıcılardan görüş alınmadı. Tartışma büyüyünce taslağın vahimliği ortaya çıktı. İyi yönetişim ilkesi gereği kurum ve kuruluşların böyle taslaklar hazırlarken katılımcı demokrasi adına tarafları dahil etmeleri ve konunun tartışılması gerekirdi. BTK'nın iyi yönetim ilkelerini uygulamadığını gösterdi. Asıl sorun çocuk ve aileler için oluşturan siyah ve beyaz listeler. Bu listeleri ne sosyolojik ne de pedagojik yetkinliğe sahip olmayan BTK nasıl belirleyecek ve listeleri kim yapacak? Bu toplumdaki farklı seslerin internet ortamından yok edilmesi anlamına geliyor. Ben ailelere bu filtreleri kullanmamalarını öneriyorum.
Doç. Dr. Yaman Akdeniz (Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi): Şu anda Türk Telekom'dan direkt olarak hangi servis sağlayıcıyı kullanıyorsan internete oradan çıkıyoruz. Hükümetin onaylı bir sistemi içinden geçmiyoruz. Şimdi bizi tünele sokuyorlar. Standart profilin ileride nasıl kullanılacağı belli değil ve bunu dayatma usülü yapıyorlar. Sistemin parçası olmazsan kullanamazsın deniliyor. Bu açıklamalar bizi tatmin etmiyor. Üç filtre yani aile, çocuk ve diğeri olsun ama istemeyenler sistemin dışında kalsın. Ben niye niye internete devlet onaylı bir sistemin içinden bağlanayım. Benim bütün internet trafiğim BTK sistemi üzerinden geçecek. Türkiye'nin üyesi olduğu ve olmaya çalıştığı Avrupa Konseyi, AGİT ve AB'de bu tür sistemler yok. Sistemin içine sokup sonra bugünkünden farklı olmayan standart seçenek var demek alternatif değil. Bu kesinlikle bir sansür altyapısı çalışmasıdır.