İnsanlığın turnusolü: Mısır
Eğer önümüzdeki günlerde timsah gözyaşı dökmemek istiyorsak daha şimdiden dik bir duruş sergilememiz gerekiyor.
İnsanoğlu tarih sahnesinde değişik imtihanlara tabi tutulmuştur. Bu imtihanlar sonucu ortaya çıkan manzaralar insan neslinin yeri geldiğinde ne kadar acımasız, vahşi, zalim, vurdumduymaz, duyarsız olduğunu ortaya koymuştur.
Bu imtihanlar adeta insanlığın bir turnusolü olmuştur.
Bu turnusol bugünlerde Mısır’da yeniden tarih sahnesine çıktı. Mısır’da bugünlerde yaşanan olaylar insanoğlunun bilinmeyen yüzünü gün yüzüne çıkarıyor.
Geçtiğimiz hafta Mısır’da dokuz genç insan tüm dünyanın bilgisi dâhilinde ve gözlerinin önünde idam edildi.
Süreç tüm dünyanın gözünün önünde cereyan ediyor. Mısır halkının seçimle gelmiş meşru yönetimini darbe ile ele geçiren Firavunun mirasçısı Sisi, yaptıklarıyla dünyanın gerçek yüzünü bir kere daha gözlerimize sokuyor.
Mahkeme süreci yaşanan tiyatroyu gözler önüne seriyor.
Sözde yargılanan gençlerden bir tanesi suçsuz olduğunu söylediğinde hâkimin “suçunu itiraf etmişsin” sözüne şu cevabı veriyor: “Bana verilen elektrik eğer sana verilseydi Enver Sedat’tı öldürdüğünü sen de kabul edersin. Bize Mısır’a yirmi yıl yetecek kadar elektrik verildi.”
Buna rağmen, oynanan tiyatronun rezilliğine rağmen dokuz genç idam edildi.
İdam cezasının kaldırılması için Türkiye’ye baskı üzerine baskı yapan, hayvan hakları dendiğinde mangalda kül bırakmayan, kendi vatandaşı söz konusu olduğunda ekonomik ve siyasi terör estiren Batı medeniyeti, bırakın bir cümle kurmayı, tek kelime etmedi bile.
Eminim ki idamları ağızlarının suyu akarak izlemişlerdir.
Batı, bir kere daha gerçek yüzünü gösterdi.
Batı batılılığını yapıyor ama İslam dünyasına ne demeli?
Onlar da en az Batı kadar sessizliğe bürünmüş durumdalar. Ne güçlü bir eleştiri, karşı duruş ne de yapılanları lanetleyen çıkmadı ümmetin içinden.
Bir buçuk milyarlık İslam âlemi de Batı’ya özenmiş olmalı ki idamları görmezden geliyor, sessizliği ile yapılanlara adeta rıza gösteriyor.
Peki ya Türkiye? Türkiye bu süreçte ne yaptı?
Maalesef ülkemizden de güçlü bir ses çıkmadı. Karşı duranlar, söz söyleyenler oldu ama maalesef bunlar yetersiz. Cumhurbaşkanımız her zamanki gibi sahiplenen tek kişi oldu. Türkiye, çok daha güçlü bir şekilde Mısırlı kardeşlerimizin yanında durmalı.
Önümüzdeki günlerde 75 kişi daha idam edilecek Mısır’da. Bunların içerisinde Mısır’ın seçilmiş meşru devlet başkanı Mursi de bulunuyor.
Başta Türkiye ve Türk insanı olmak üzere İslam âlemi eğer gerekli tepkiyi göstermezse bu idamlar da gerçekleşecek maalesef.
Salonlar da mitingler de sosyal medyada her mekân ve fırsatta ellerimizi kaldırarak çığ gibi büyüttüğümüz ama nedense 2 yıldır unuttuğumuz, zulme karşı direnişin sembolü olan 'Rabia' bugünlerde ne kadar da anlam kazanıyor değil mi?
İnsanların idam edilmesinin ardından dökülen gözyaşları ancak “timsah gözyaşı” hükmüne geçer. Eğer önümüzdeki günlerde timsah gözyaşı dökmemek istiyorsak daha şimdiden dik bir duruş sergilememiz gerekiyor.
Devlet olarak ülkeler arası diplomasi kurallarını kullanarak tüm dünyayı bu büyük zulme karşı durmaya çağırmalıyız. Sivil toplum kuruluşları da İslam âlemini birlikte hareket etmeye çağırmalı ve 75 insanın idamını engellemeye çalışmalıdır.
Eğer bu 75 insanın idamını engelleyemezsek bu hem insanlığın hem de ülkemizin çok büyük ve onulmaz yaralar almasına sebep olacaktır.
Onun için gün uyuma günü değil, tüm gücümüzle Mısırlı kardeşlerimizin yanında olma günüdür…