Mersin Kazanlı'daki Kromsan Fabrikası'nın bahçesine 60 bin ton zehirli atık gömüldüğü iddia edildi. Zehirin 50 kilosu insan neslini ortadan kaldırıyor.
Abone olHakim nezaretinde alınan numunelerin TÜBİTAK'a gönderilmesinin ardından bir açıklama yapan fabrika genel müdürü Atilla Didin, Kazanlı Belediyesi'nce yaptırılan analizlerin temiz çıktığını iddia etti. Kazanlı Belediye Başkanı Kenan Yıldırım ise iddiaları yalanlayarak 'Elimde atıkların canlılar üzerindeki etkilerini gösteren yurtiçi ve yurtdışı pekçok saygın kuruluştan alınmış raporlar var' dedi. Başkan Kenan Yıldırım, işlenmiş krom ve krom ürünleri üreten Kromsan'ın 32 yıldır atıklarının, beldenin sahil kesimindeki serada üretim yapan çiftçilerin isteğiyle tarım alanlarındaki çukurlara doldurulduğunu belirtmişti. Yıldırım, vatandaşların 18 Kasım 2004'te Bilgi Edindirme Yasası kapsamında yaptığı başvuru üzerine gerçeği öğrendiklerini açıkladı. Bölgede tehlikeli atık kapsamında olan proses (içinde çeşitli kimyasallar bulunan katı atık) atıklarından toplam 1.5 milyon ton olduğu, bu atıklarını yüzde 4'ünün yani 60 bin tonunun ise kanser yapıcı Krom+6 atığı olduğu belirtildi. Mahkeme gideceğiz Atıkları etkisiz hale getirmek için gerekli nötralizaüsyon tesisinin de 2013'ten önce tamamlanamayacağı bildirildi. Hakim nezaretinde bilirkişilerce fabrikanın atıklarından numune aldırdıklarını dile getiren Başkan Yıldırım, 'Yerleşim birimi içinde kalan sahil kesiminde kazılan 1 metre derinlikten alınan numuneler TÜBİTAK'a gönderildi. Hemen ardından mahkeme yoluna gideceğiz' dedi. Soda-Kromsan Fabrikaları'nın genel müdürü Atilla Didin ise, aklandıklarını iddia etti. Kazanlı Belediyesi'nin başvurusu üzerine Mustafa Kemal Üniversitesi tarafından yapılan analizlerin atıkların 'öngörülen sınırların' altında gösterdiğini savunan Atilla Didin 'Analiz Toprak Kirliliği Yönetmeliği'nin öngördüğü standarda göre yapıldı. Yönetmeliğe göre atıklar içindeki ağır metal oranı 10 kat daha az görülüyor. Hem TÜBİTAK da atıklarımızın tehlikeli olmadığına dair rapor verdi' dedi. Yıldırım ise 'Analizler atıkların sınır değerlerinin altında değil tam aksine çok üzerinde olduğunu gösterdi' dedi. Yıldırım, sözkonusu rapora göre mahkeme kanalıyla TÜBİTAK'a gönderilmek üzere yeni numuneler alındığını belirterek sonuçlarının beklendiğini vurguladı. Ancak, Yıldırım, TÜBİTAK'ın Aralık ayında verdiği raporun Kromsan'ın değil aynı kurum altında çalışan Soda Sanayii'nin atıklarına yönelik olduğunu öne sürdü. MERSİN KANSER KENTİ OLDU Fabrika kurulduktan sonra daha önce yılda ortalama en fazla 10 olan kanser vakalarının da arttığı belirtildi. Ürolog Dr. Yüksel Burkutoğlu sigorta ve devlet hastanelerinde görülen kanser vakalarının Kromsan'dan sonra yılda bin 200, bin 300 kişide görülmeye başladığını kaydetti. Kanserli hastaların çoğunun Kazanlı Beldesi ve çevresinde oturduğunu belirten Yüksel Burkutoğlu 'İlginç olan ise vücudun her organında görülen kanserler olması. Kanser vakalarındaki artışı Krom+6'ya bağladık' dedi. Son yıllarda akciğer kanserlerindeki artışın dikkat çektiğini belirten Burkutoğlu, bu verinin atıkların deniz yoluyla sofraya ulaştığının kanıtı olduğu görüşünde. Mersin'in kanser kenti olduğu söyleyen Burkutoğlu, 'Kromsan olayının vahametini anlatmak açısından şunu söyleyebilirim, dünyadaki insan neslini kurutmak için 50 kilogram Krom+6 yetiyor. 20 kilogram Krom+6 içme suyuna karıştığı takdirde, tüm dünyadaki insanların ölümüne neden olur' şeklinde konuştu. KROM BÜNYEDE BİRİKİR Krom canlılar tarafından alındığı takdirde vücutta toksik etkisi yaratıyor. Düşük miktarlarda alınmış olsa bile canlı bünyesini tehdit eder. Gümüş gibi parlak, mavimsi beyaz, kolay kınlan sert bir maden olan krom havaya karşı çok dayanıklıdır, nemli havada bozulmaz, yani paslanmaz. Krom kullanıldığı alanda alternatifsizdir. İkamesi bulunmamaktadır. Savunma sanayiinin hammaddesidir ve bu alanda da ikamesi bulunmamaktadır. Mersin Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Kumbur, toksik elementlerin doğada bulunduğunu bunlardan birinin de krom olduğunu söyledi. Bunun iki önemli bileşiği olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kumbur, 'Biri krom+3 diğeri Krom +6. Krom+6 daha zehirlidir. Düşük miktarlarda alınmış bile olsa bünyede birikir ve belli değerlere ulaştığında sağlığı tehdit eder. Bu zehir denize karıştığında balıklar etkilenir, dolayısıyla bununla beslenen insanlar da etkilenir. Solunum yoluyla alındığında da akciğer kanserine neden olur. Kirlilikte önlem kaynağında alınmalı, sorun kaynağında çözümlenmeli. Bu daha ekonomik olur' dedi. AKCİĞERLERDE KROM Belediye Başkanı Kenan Yıldırım, Kromsan'ın yarattığı kirliliğin ardından başlayan ölümler üzerine, uzmanlara kaplumbağalardan parçalar aldırarak otopsi için İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Kurumu Enstitüsü'ne gönderdi. Yapılan inceleme sonrası Prof.Dr. Salih Cengiz tarafından hazırlanan raporda, kaplumbağaların akciğerlerinde yüzde 2.08 miligram krom bulunduğu bildirilerek şöyle denildi: 'Oranlar normalin çok üzerinde. Bulunan değerler, insan, hayvan, bitki sağlığına ciddi zarar verebilecek düzeyde ve sözü geçen kaplumbağaların ölümüne, ortamın oksijenini diğer atıklarla birlikte tüketerek neden olduğu kanaatindeyim.' KAPLUMBAĞILAR ÖLÜYOR Fabrika bahçesindeki atık havuzundan 2001 yılında kanal açılarak zehirin denize ulaştırıldığını öne süren Kazanlı Belediye Başkanı Kenan Yıldırım 'Bunun üzerine o tarihte Çukurova Üniversitesi'nce yürütülen Life Çukurova Deltası Biyosfer Koruma Alanı Projesi'ne atıkların değerlendirilmesi üzerine başvurumuzu yaptık. Proje çerçevesinde alınan sıvı ve katı atık örnekleri Almanya'daki Prof. Dr. Jager Enstitüsü'ne gönderildi. Enstitü verdiği raporda sözkonusu bölgede 25 kilometrelik alanda toplu kaplumbağa ölümlerinin görülebileceğini, atıkların nesli tükenmekte olan kaplumbağalar için tehlike yarattığını, ayrıca içme sularının da kullanılmasının canlı sağlığı açısından tehlikeli olduğunu belirtti. O dönem zaten 100 kaplumbağa öldü sözkonusu bölgede' diye konuştu. Haber: Beycan Üçkardeş Kaynak: Akşam Gazetesi