BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

İnsan Mesleğinde Ne Kadar Arsızlaşabilir?

Cübbeli röportajını okudunuz mu? Merakımdan okudum... Okurken bakın neler geçmiş zihnimden…

Cübbeli röportajını okudunuz mu?

Merakımdan okudum...

Okurken bakın neler geçmiş zihnimden…

Hemen size inandığım bir şeyi söyleyeyim; Cübbeli cübbeli olmasaymış, atıyorum Avrupa’da büyüseymiş; vücudunun yarısı dövmeli, bol pearcingli hard rock dinleyen yine kafasında beresiyle bir sokak sanatçısı olurdu diye belledim böyle böyle…

Marjinallikte haddi hesabı olmayan, dünyevi ne varsa tepe tepe yaşamış ve artık yaşamaktan doymuşluktan öbür tarafla iletişime geçmeye çalışan, entelektüel, asosyal, tuhaflığında yalnız olmama adına, peşinden başkalarını da sürükleyen, kesinlikle manipülatif, neye inanıyorsa, hangi fikrin arkasındaysa, sonuna kadar giden, uçlarda yaşayan bir tipleme bu Cübbeli…

Öyle belledim ben bu mösyöyü…

“Koca arıyorum” (sanırım albüm ismi) manşetiyle gazetelerde boy boy fotoğrafları çıkan Hülya Avşar’a; “Koca arıyorum demişse ne mutlu, sevgili arıyorum deseydi cevabım halt etmiş olurdu” diyor, nihayetinde nikah istiyor diyor Cübbeli…

Normal düşünme refleksimizle; “Ne diyorsun be adam?!” olabiliriz burada.

“Sen kocaman bir şaka mısın?” da olabiliriz…

Ne yani sevgili arayamaz mı?

“İlla evlenmesi mi gerek?’’

Ama onun söylediği taraftan bakarsak, bırakın kızmayı, Ahmet Hakan’ın söylediği gibi ‘ironik kıvrım’ da belirmez dudaklarımızda basbayağı düşünürüz…

Koca aramakla, sevgili aramak arasında hiçbir fark yok işte, bunu belleriz…

Farklı bir bakış açısı da getiriyor hayatımıza sinsi sinsi…

Cübbeli diyor ki; “Güzel bir kadın gazeteciyle röportaj yapmam”.

Abla olur, yaşlı olur, şu olur, bu olur, sorun yok ama, ben gazetecinin yüzüne bakıp, konuşamam, sıkılırım (gerçekten bunları yazarken gülüyorum şu an)...

- Nikahlın, annen, teyzen veya kızın dışında bir kadınla baş başa kalmak caiz değildir. Bir erkekle bir kadın kapalı kapı arkasında baş başa kalırsa halvet olur ama odada başka biri varsa haram değildir. Böyle diyor Cübbeli.

Bunları okuduğunda kızan, en az bir milyon kişi bulun desek tartışmasız bir milyon da buluruz on milyonda…

Ama bir de şu taraftan bakalım; en azından durumunu açık açık beyan ediyor. Arıza olarak bakanlar için en azından aleni arıza…

Ama ben böyle düşünmüyorum. Cübbeli; kendi inanışını açık açık ifade ediyor, rahatsız olacağı konuları beyan ediyor ve kendi gibi düşünmeyenlere de saldırmıyor, net!

Ahlaki yaşamı kendi mensubu olduğu cemaat tarafından dahi eleştirilen, adı etrafında ciddi şaibeler olan, inanç konusunda duruşu hayli tartışılan ama buna rağmen büyük bir sempati de toplayan bu şahsın, tüm olumlamalarıma rağmen, ‘helal seks shop’lar hakkındaki görüşünü, bilmek istiyor muyum?

Elbette hayır!

Ama bu konuda şaibeli cevaplar alınacağını hep beraber tahmin ediyoruz deyip ben şu belgesel çekmek içim fahişelik yapan gazeteci kızın öyküsüne gelmek istiyorum.

Belgesel çekmek için Türkiye dahil bir çok Avrupa ülkesinde fahişelik yapan gazeteci kız…

“İnsan mesleğinde ne kadar arsızlaşabilir?” sorusu geldi aklıma.

Türkiye şartlarını düşünecek olursak, sağlam örnekler var ama bunu şimdilik geçelim. Gazeteci bir kadının, mesleği uğruna fahişelik yapmasıyla, bir dizi film oyuncusunun rolümün hakkını vereceğim diye gerçek yatak sahneleri çekmesi kadar saçmadır bu hayat dersem twitter dili konuşmuş olurum.

Ben; hiçbir meslek ve hedef, bu kadar ayaklar altında olmamalı diyeceğim.

Hayatı ödünsüz yaşayalım.