Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu'nun Gezi protestolarının yıldönümü için yazdığı raporda, 'Şiddet kullanan polisler yargıya hesap vermedi, barışçıl göstericiler ise mahkemelerde' deniyor, Gezi'den bu yana özgürlüklerin 'budandığı' söyleniyor.
Abone olUluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) Gezi Parkı protestolarının birinci yıldönümü için hazırladığı raporda, barışçıl göstericilere karşı şiddet kullanan polis memurlarının hiçbirinin yargı önünde eylemlerinden dolayı sorumlu tutulmadığını söyledi.
Paris merkezli FIDH raporunda, "Buna karşılık 5 bin 653 barışçıl göstericiye karşı 97 ayrı dava açıldı" deniliyor.
"Bir yılın ardından Gezi: Cadı avı, polis güçlerinin cezasızlığı ve daralan özgürlük alanları" başlıklı raporda, Gezi protestolarından bu yana geçen bir yıl içerisinde sokaklardaki şiddet içermeyen gösterilerin orantısız polis gücüyle 'sistematik' olarak bastırıldığı ifade ediliyor.
Raporda şu ifadelere yer veriliyor:
"Kalabalık grupların dağıtılması amacıyla kullanılması gereken biber gazı, protestoculara karşı ölümcül silahlara dönüştü. Bunun sonucunda aralarında 15 yaşında bir çocuğun da bulunduğu 11 kişi hayatını kaybetti."
Hayatını kaybedenlerin yakınlarının adalet istediğinin altını çizen raporda, "Buna karşılık savcılar dava dosyalarını mahkemeye taşıma konusunda çekingen davrandı" deniyor.
Ancak savcıların haklarında dava açılan protestoculara karşı yargı sürecini çok daha hızlı işlettiği de raporda vurgulanıyor.
'Gezi sonrası özgürlükler sınırlandı'
FIDH raporunda Gezi protestoları sonrasında siyasi iktidarın bireysel özgürlükleri sınırlayıcı bir dizi yasanın altına imza attığı da belirtiliyor.
Raporun özgürlüklerle ilgili bölümünde, "Türkiye Büyük Millet Meclisi yargının faaliyetlerini yürütmeye bağlayan yasaları kabul etti. İlk yardım müdahaleleri suç ilan edildi. İnternet üzerindeki iktidar kontrolü artırıldı. Tüm bu gelişmeler ülkede ifade ve bilgiye erişim özgürlüklerinin budanmasına yol açtı" deniyor.
Protestocular hakkında açılan davalar ise raporda "sistematik bir cadı avına benziyor" sözleriyle yorumlanıyor.
Bu davaları "adli olmaktansa siyasi davalar" olarak tanımlayan FIDH raporu, "Türk mahkemelerinin alacağı kararlar ne olursa olsun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi özgürlüklerin ihlâline karşı doğru kararları verecektir" diyor.
Yetkililere çağrı
Raporda Gezi protestoları sırasında ve sonrasında yaşanan hak ihlâllerinin aydınlatılması için bir dizi öneriye de yer veriliyor.
FIDH, Türk yetkililere ve uluslararası kuruluşlara yaptığı çağrıda "Tüm insan hakları ihlâlleri için uluslararası anlamda denetlenen bağımsız bir inceleme başlatılmalı" diyor.
Ayrıca tüm ülkelerden Türkiye'ye toplumsal olaylara müdahale ekipmanlarının ihracının durdurulması da raporda sıralanan talepler arasında.