BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,74
ALTIN 2.953,47
HABER /  SAĞLIK

İnsan DNA'sının ilk kez fotoğrafı çekildi

İki zincirli şerit modeli 1953 yılında doğrulanan DNA zincirinin ilk doğrudan fotoğrafı çekildi

Abone ol

DNA’nın iki zincirden oluşan modeli 1953 yılında kabul edilmişti. Bilim insanları James Watson ve Francis Crick’in sunduğu bu modelin kabul edilmesinnde 59 yıl sonra, 'yaşamın kendisi'ni oluşturan zincirlere ait ilk doğrudan fotoğraf çekildi.

Bilinen tüm canlı organizmaların gelişim ve yaşamsal fonksiyonlarının temelinde yatan bilgileri içeren DNA zincirleri, ilk kez doğrudan fotoğraflandı. İtalya’nın Magna Graecia Üniversitesi’nde fizik profesörü olan Enzo Di Fabrizio, elektron mikroskobu kullanarak DNA’yı fotoğrafladı.

Bilim insanları, Di Fabrizio’nun elde ettiği başarının öncesinde, DNA’nın yapısını dolaylı olarak gözlemlemişti. Çift sarmal şeklindeki DNA yapısı, ilk olarak X-ray kristallografisi adı verilen yöntemle tespit edilmişti. Bu yöntemde, X-ray ışınlarının çarpmasının ardından nasıl yansıdığına bakılarak materyalin şekli çıkarılıyor.

DOĞAL YAPISI DA GÖRÜNTÜLENECEK

NanoLetters dergisinde yayımlanan çalışmada, Di Fabrizio ve meslektaşları, DNA’nın saklı görüntüsünü ortaya çıkaracak yeni bir yönten geliştirerek, nano ölçekte su geçirmeyen silikon sütunlar inşa etti. Ardından silikona DNA zincirleri içeren bir solusyon döküldü. Su, hızla buharlaştı ve geride gerilmiş ip gibi duran DNA zincirleri kaldı.

İtalyan bilim insanı, daha sonra silikon yatağındaki deliklerden elektron ışınları gönderdi ve moleküllerin yüksek çözünürlüklü görüntülerini elde etti. Görüntüleri elde edilen DNA zincirleri, bir çift sarmalın aksine, birbirine düğümlenmiş çok sayıda kordon gibi belirdi. Bunun nedeni olarak, elektron ışınlarının bir çift sarmalı veya tek bir sarmalı yok edebilecek güçte olması gösterildi.

New Scientist’e konuşan Di Fabrizio, daha hassas bir donanım kullanarak, düşük enerjili elektonlarlar aydınlatma sağlayabileceklerini, böylece DNA’nın doğal yapısını bozmadan görebileceklerini ifade etti.

Elde edilen başarı, bir gün DNA’nın (deoksiribonükleik asit) RNA’lar gibi diğer önemli yaşam bloklarıyla olan etkileşimini çok daha iyi gözlemlemeyi sağlayabilir.