BIST 9.646
DOLAR 35,22
EURO 36,77
ALTIN 2.964,29
HABER /  GÜNCEL

İngiltere'den Suriye'ye giden cihatçılar konuştu

İngiltere hükümeti, Britanya'dan Suriye'ye savaşmaya giden militanların ülkeye dönüp teröre yönelmesinden endişeli. BBC muhabiri Jenny Cuffe, Suriye'ye savaşmaya gidenlerden bir grupla görüştü ve niyetlerini sordu.

Abone ol

İngiltere İçişleri Bakanı ve gizli servis MI5, İngiltere'de yaşayıp Suriye'ye savaşmayan gidenlerden kaynaklanan terör tehdidi konusunda uyarıda bulundu. Peki başka bir ülkenin savaşında çarpışmaya giden bu gençler kimler? Oraya nasıl gidiyorlar? Uzun dönemli hedefleri ne ve sahiden İngiltere'nin güvenliğine bir tehdit oluşturuyorlar mı?

MI5, Suriye'de 200 kadar İngiliz savaşçı olabileceğini belirtiyor. Diğer Avrupalılarla birlikte, çoğunluğu Suudi Arabistan, Tunus ve Libya'dan gelen yabancı muhalefet güçlerinin yaklaşık yüzde 10'unu meydana getiriyorlar.

BBC'nin öğrendiğine göre, Suriye'de Türkiye sınırına yakın Atme'de Devlet Başkanı Beşar Esad güçlerine karşı savaşan, İngiltere'den yaklaşık 20 kişilik bir grup bulunuyor.

'Orta sınıf' aileden Suriye'ye

Bunlardan kendisini Ebu Muhacir diye adlandıran adam, iyi yetiştirildiğini söylüyor: "Oldukça güzel bir bölgede büyüdüm. Saygın, birbirine bağlı, iyi eğitimli bir aileden geliyorum. Ailemdeki herkes üniversite mezunu. Orta sınıf bir aile diyebilirim."

Ebu Muhacir şöyle devam ediyor: "Ailem nerede olduğumu ve ne yaptığımı biliyor. Her anne baba gibi tabi ki oğulları hakkında endişelenecekler. Buranın tehlikeli olmadığını söylesem yalan olur ve hiç kimse çocuğunu toprağa vermeyi istemez."

BBC, yerli bir gazeteci aracılığıyla ön cephedeki birkaç cihatçıya sorular yöneltti. Güvenlik kaygıları nedeniyle bizimle telefon veya Skype aracılığıyla doğrudan konuşmayı kabul etmediler ve kimliklerini bağımsız şekilde doğrulama imkanımız yok.

Ebu Muhacir, özgeçmişi hakkında hakkında fazla bilgi vermedi ama neden orada olduğunu anlattı: "Beni hayatımı bırakıp buraya gelmeye iten çok sayıda neden vardı. İlki dini sebep; eğer tecavüze uğruyorsa Müslüman topraklarını ve kanını savunmanın her Müslümanın görevi olmasından dolayı. İkincisi insani sebep; savaşırken bir yandan da yardım işi yapma niyetindeyim."

Cihatçıların merkezi Suriye oldu

King's College London üniversitesine bağlı Radikalleşme Araştırma Merkezi'nden Shiraz Maher, Suriye'nin dünya çapındaki cihatta yer almak isteyen genç Müslümanlar için çekim merkezi olduğunu söylüyor.

Maher şöyle diyor: "Şu anda Suriye, küresel cihatçı akıl üzerinde baskın durumda; bugün dünyada gidip cihat savaşı yürütülecek başlıca yer orası. Gördüğümüz ilginç bir şey şu ki İslami Mağrib'deki El Kaide ve Somali'deki Şebab gibi diğer cihatçı gruplar bildiri yayınlayarak 'Bizi unutmayın, bizim de yabancı savaşçıya ihtiyacımız var, hepiniz Suriye'ye gitmeyin' dediler."

İstihbarat kaynaklarının kendisine, İngiliz vatandaşı cihatçıların 20'li yaşlarında, üniversite eğitimli, Pakistan asıllı Britanyalı Müslümanlar olduğunu söylediğini aktarıyor.

BBC'ye İngiltere'deki Sudanlı toplumundan 20 kadar kişinin ve bir grup Suriyelinin savaşmak için Suriye'ye gittiği belirtildi.

İngiliz yetkilileri kaygılandıran, bunlardan kaçının terörizm bağlantılı cihatçı gruplarla birlikte savaştığı.

Son zamanlarda Birleşmiş Milletler'de terörle mücadele alanında çalışan eski bir istihbarat yetkilisi olan Richard Barrett'a göre çoğunluğu: "Pek çok isyancı grup kontrolden çıkacaklarını düşünerek yabancı savaşçılardan çekiniyor. Çoğu yabancı savaşçı köktenci kanadın çekimine kapılıyor ve El Kaide onları kendilerine katılmaya teşvik ediyor."

Cihatçılar için ucuz bir uçuş mesafesindeki Türkiye'ye gidip Suriye'ye geçmek, Afganistan veya Somali'ye gitmekten daha kolay.

Kimileri kendi gayretiyle giderken, gençleri oraya götürmek için örgütlü bir ağdan da bahsediliyor.

Sudan Diyasporası ve İslamcılık Projesi'nü yürüten Salah al Bander, köktencilerin bu gençleri camilerden toplayıp seyahatlerini ayarladığını ifade ediyor: "Bu çocukların uçak bileti alma imkanı yok. İngiltere ile Batı ülkeleri arasında demiryolu var; bu kişilerin Suriye'ye sokulup belirli örgütlere katılmalarının sağlanması için Ürdün, Lübnan ve Türkiye'de bağlantı noktaları bulunuyor."

Ebu Muhacir ise Suriye'ye gitme kararını kendisinin verdiğini söylüyor: "Buraya gelmek için adam toplama süreci yok. Benimki kişisel olarak aldığım bir karardı. Gelmeden önce aynı fikirdeki kardeşlerimi buldum, benzer yaklaşımdakilerle karşılaştım. Amaçları aynı, bu yüzden beni en çok çekenle onlar oldu ve birlikte savaşmak için onlara katıldım."

İngiltere'nin korkusu

İngiltere İçişleri Bakanı Theresa May, Suriye'yi yeni kuşak Britanyalı teröristlerin eğitim alanı diye tanımlamıştı.

MI5 şefi ise binlerce İslami kökten dincinin İngiltere toplumunu saldırılar için meşru hedef gördüğünü belirtiyor.

Kendisini Ebu İslam olarak tanıtan başka bir Britanyalı cihatçı ise İngiltere'nin kendisinden dolayı endişelenmemesi gerektiğini dile getiriyor: "Kişisel olarak, ben orada doğdum ve yetiştirildim; orası benim yurdum. Eğer İngiltere'de bir şey yapmak isteseydim buraya gelmezdim. İngiltere'de bir şey yapmak istesem şimdiye kadar çoktan yapardım ama buradayım işte."

Ebu Muhacir de tehdit olduklarını reddediyor: "İngiltere'ye dönüp orada cihat başlatmak biraz gerçeküstü gibi. Kaygılarını anlıyorum ama herkesi aynı kefeye koyamazsınız. Küresel cihata gelince; gelecek planları şöyle dursun, yarın hayatta kalıp kalmayacağım bile meçhul."

İngiltere parlamentosundaki İstihbarat ve Güvenlik Komitesi, İngiltere'de yaşayanların Suriye'ye gidişinin ileriki yıllar için belirgin bir tehdit oluşturduğunu söylese de, komitenin başındaki Sir Malcolm Rifkind, geri dönen herkesin radikalleşmiş olmayacağını belirtiyor.

Rifkind şöyle diyor: "Oraya tamamen Suriye'yle ilgili güçlü duyguları nedeniyle gidenler, İngiltere gibi başka ülkeler için aynı uç duyguları hissetmiyor olabilirler. Fakat toplam içinde bazılarının Suriye'de edindikleri deneyimi bu ülkede daha fazla terörizm için kullanma arayışına gireceklerini varsaymalıyız. Bu bir olasılık."