İngiliz Başkonsolosluğu ve HSBC'nin saldırıya uğraması, İngiltere'de dış temsilciliklerin güvenliğini tartışmaya açtı.
Abone olPek çok politikacı ve güvenlik uzmanı, yurt dışındaki temsilciliklerin yeterince korunamadığı, bulundukları kentlerin en işlek bölgelerinde olduğu ve uyarıların yeterince dikkate alınmadığını belirterek, hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı'nı suçladı. Bu arada İngiliz basını da İngiltere'nin dünyanın çeşitli yerlerindeki 233 büyükelçilik ve konsolosluk binasının güçlendirilmesi, taşınması ya da tümüyle kapatılması yoluna gidilebileceğini belirtiyor. Milyar sterlinlik bir yatırım gerektiren bu adımın, ABD tarafından 11 Eylül saldırılarının hemen ardından atıldığını, örneğin İstanbul'daki konsolosluğun kentin 20 kilometre dışında güvenli bir bölgeye taşındığını kaydeden İngiliz basını, bütün masrafına ve güçlüklerine rağmen bu adımın atılmasının kaçınılmaz olduğu uyarısında bulundu. İngiltere'nin İstanbul'daki başkonsolosluğunun vize bölümünde geçen Nisan ayında bir patlama olduğunu, bu olaydan beş gün sonra da İzmir'deki konsolosluk binasında üç patlama meydana geldiğini hatırlatan güvenlik uzmanları, güvenlik sorununun Türk basını tarafından da zaman zaman dile getirildiğini ve uyarılar yapıldığını belirtti. Durumu değerlendiren Liberal Demokrat Parti Dış İlişkiler sözcüsü Menzies Campbell, şunları kaydetti: ''Sinagog patlamalarının ve Usame Bin Ladin tarafından doldurulduğu öne sürülen teyp bandında, İngiltere'nin hedefte olduğunun söylenmesi ışığında, yurt dışındaki temsilciliklerimizin risk altında olduğunu bilmek için uzay teknolojisini bilmeye gerek yoktu. Önlem alınmalıydı, alınmayan önlemler bugünden tezi yok alınmalı'' dedi. Bu yılın başlarında İngiltere'nin İstanbul'daki başkonsolosunu ziyaret eden Muhafazakar Parti Avrupa sözcüsü Richard Spring de, başkonsolosluk binasında tamirat bulunduğunu hatırlatırken, ''Bu durum göz önünde tutulmalıydı. Şimdi artık her bir temsilcilik tek tek ele alınıp, ne yapılacağına karar verilmeli'' diye konuştu. İstihbarat ve askeri konularda uzmanlığıyla tanınan ünlü yayın kuruluşu Jane's İntelligence Digest'in editörü Alex Standish de, hükümeti aldırmazlıkla suçlayarak, şunları söyledi: ''Eğer İstanbul'daki en üst düzey diplomatınız parçalara ayrılıyorsa bu güvenliğin bulunmadığını gösterir. ABD, nasıl ders alıp yoğun önlemler aldıysa aynı şeyi bizim de yapmamız gerekirdi. Sonuçta, listenin ikinci sırasında olduğumuzu biliyorduk. ABD'nin o kadar geniş önlem almasından sonra da listenin en üstüne yükselmiştik.''