BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İngiltere Avrupa'nın 'yalnız adamı' mı?

AB'nin mali sistemde daha yakın eşgüdüm planlarını veto eden İngiltere, diğer ülkelerin tavırlarını yumuşatma sinyalleri ardından muhalefetinde yalnız kalıyor.

Abone ol

İngiltere, Avrupa Birliği'nin yeni bir anlaşma ile mali siyasetlerinde daha yakın bir eşgüdüme gitmesine muhalefetinde giderek yalnız kalıyor.

Başbakan David Cameron, Almanya ve Fransa'nın masaya getirdiği önerileri, ülkesinin çıkarına olmadığını söyleyerek veto etmişti.

Dün geceki görüşmelerde bu tavıra Macaristan da katılmış, İsveç ve Çek Cumhuriyeti ise, parlamentolarına danışmak istediklerini söylemişti.

Ancak saatler ilerledikçe, İngiltere'nin bu tavrında giderek yalnız kaldığı ortaya çıktı.

Euro kullanan 17 ülke, maraton görüşmeler sırasında komşularını herkesin çıkarının sürece destek vermek olduğuna ikna etmekte başarılı olmuş görünüyor.

Macar Başbakanı Viktor Orban da konuyu parlamentoya taşıyacağını söyleyerek tavrını yumuşattı.

AB Başkanı Herman van Rompuy ise 27 üye ülkeden 26'sının krize karşı daha güçlü durabilmek için mali sistemlerini birbirlerine daha yakın şekilde bağlayacak yeni bir anlaşma fikrine 'açık olduklarını' söyledi.

Rompuy "Bir tek ülke hariç herkes katılma fikri üzerinde duruyor" dedi.

Bu da İngiltere'nin sorun yaratan ülke durumuna düştüğü, yalnız kaldığı yorumlarına yol açıyor.

Hague: Yalnız kalmıyoruz

İngiltere Başbakanı David Cameron, dün tavrını açıklarken özellikle mali hizmetler sektörüne getirilecek yeni denetimlerden ve vergilerden muaf tutulma konusunda güvenceler alamadığını belirtti.

Varolan koşullar altında AB yapılarında yeni bir düzene gidilmesinin İngiltere'nin çıkarlarına uygun olmadığını belirtti; 'fiilen veto kullanmış oldum' dedi.

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague de bugün, tavırlarının 'çok makul' olduğunu savunarak, İngiltere'nin tecrit edilmesine yol açmayacağını savundu.

Hague, AB'nin işleyişini düzenleyen Lizbon Anlaşması şartlarında herhangi bir değişiklik yapılmasının ulusal egemenlikten feragat etmek anlamına geleceğini savundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, İngiltere başbakanının 'kabul edilemez' talepler öne sürdüğünü söylemişti.

Sarkozy, dünyanın yaşadığı sorunların büyük bölümünün tam da mali sektöre yeterince denetim uygulanmamasından kaynaklandığını vurguladı.

BBC siyaset muhabiri Nick Robinson, Cameron'un vetosunun hem Avrupa hem de İngiltere'nin AB ile ilişkileri açısından önemli sonuçlar yaratabileceğini söylüyor.

Robinson, artık 'iki vitesli bir Avrupa' ortaya çıktığı gerçeğini yadsımanın mümkün olmadığını kaydediyor.

Masadaki önerilere göre, tüm taraflar denk bütçe yapmayı anayasal zorunluluk haline getirerek kendilerini bağlayacak. Yapılan tanım, bütçe açığının GSYH'nin yüzde 0,5'ine denk gelen yapısal açığın üzerine çıkılmamasını öngörüyor.

Açığı yüzde 3'ü geçen ülkeler ise otomatik olarak yaptırımlara tabi duruma gelecek.

Önerilere göre birlik üyelerinin bundan böyle bütçelerini de Avrupa Komisyonu'na sunması, Komisyon isterse değişiklik yapmayı kabul etmesi gerekiyor.

Sarkozy Cameron ile göz göze gelmedi

Ancak liderler arasında esen soğuk hava, kameralar önünde bile kendini gösteriyor.

Görüşmeler bu sabah başlarken, salona tebessümle giren Nicolas Sarkozy, Litvanya'nın kadın cumhurbaşkanı Dalia Grybauskaite'yi elini öperek selamladıktan sonra koltuğuna yöneldiğinde, David Cameron ile karşı karşıya kaldı.

Cameron Sarkozy'ye doğru bir hamle yaptı ve hafifçe omzuna dokundu, ancak Sarkozy Cameron'a karşılık vermedi ve kendisini görmezlikten gelir görünerek, sağındaki Kıbrıs Cumhurbaşkanı Dimitris Hıristofyas'a yöneldi ve onu sıcak bir şekilde kucakladı.

Sarkozy bir önceki AB zirvesinde de İngiltere'nin tavrına tepki göstermiş; Euro üyesi olmadığı halde İngiltere'nin dayatmalarda bulunmaya çalıştığından yakınmıştı.

İngiltere, AB içinde ortak para birimi euro'yu resmi parası haline getirmemiş olan 10 üyeden biri.

Ancak bu üyelerin diğerleri, son öneriler konusunda işbirliğine daha açık bir tutum sergiledi; altısı hemen destek bildirdi.