BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İngilizlerin 54 yıl önceki Kürt raporu!

Star Gazetesi yazarı Aziz Üstel, 1958 yılında İngilizler tarafından hazırlanan Kürt raporunu kaleme aldı...

Abone ol

Star Gazetesi yazarı Aziz Üstel, 1958 yılında İngiliz Büyükelçiliği tarafından hazırlanan bir raporu hatırlatarak, Ortadoğu'daki dengeler ve Kürt kartının nasıl hayati bir öneme sahip olduğuna işaret ediyor. Bölgede Kürt milliyetçiliğinin sürekli kışkırtılmasının büyük bir koz olduğu belirtiliyor.

İşte Üstel'in bugünkü o yazısı;

YARIM ASIR ÖNCEKİ İNGİLİZ RAPORUNDAKİ KÜRT KARTI

Çok ilginç bir belgedir, 13 Ekim 1958 tarih ve E1821 sayılı, Gizli damgalı, İngiliz Büyükelçiliği raporu. Çok ilginçtir çünkü Suriye, Sovyetler Birliği (Rusya), Irak ve İran'ın geçmiş ve gelecekteki Kürt politikalarına ışık tutar. Belgenin 15. paragrafı İngiltere'nin, ABD destekli, Kürtlere yönelik izlemesi gereken siyasetinin ne olması gerektiği konusunda sonuçlar çıkarmaya çalışır. Söz konusu ülkeler için Kürtler ve Kürt milliyetçiliği sürekli kışkırtılması, bölge ülkelerine karşı kullanılması gerekli bir koz olarak gösterilir:

BİR HALK OLARAK HİÇ BİRLEŞEMEDİLER

1. Kürtler hiçbir zaman siyasi olarak tek bir halk olarak birleşmemişlerdir. Toplumların aşiretlere dayalı yapısı Kürtleri sık sık bir diğeriyle kan davası içindeki küçük guruplara bölünmüş olarak bırakmıştır. Sonuç olarak geçmişte Türk, Irak ve İran merkezi hükümetlerine yönelik isyanlarının çoğu yerel sorunlar olarak kalmış, bir Pan-Kürt ayaklanması görülmemiştir.

2. Kürtlerin Sovyetlere olan yakınlığına duyarlı olan Türkiye asimilasyon temeline dayalı bir baskı politikası izlemiştir. Rıza Şah, İran'da kendi Kürtlerini ezmiştir. Britanya önderliği ve rehberliğinde Irak 'ta Kürtlerin koşullarını iyileştirmek yolunda bir şeyler yapmayı öngören ancak bu arada Kürt siyasi bilincinin gelişmesini sağlamaya çalışan liberal bir politika izlenmiştir.

SOVYETLER BİRLİĞİ RUSYA

"Sovyet Ermenistan'ındaki Erivan'dan Kürtçe yayınlar haftada sadece iki saat yapılmakta ve Sovyetlerde yaşayan Kürtlerin mutluluğu vurgulanırken Irak, İran ve Türkiye'de Kürtlerin nasıl ezildiği vurgulanmaktadır. Sovyetler, Irak'ı Batı'dan koparmak amacıyla, Irak'ta yaşayan Kürt'leri kışkırtmaya soyunmazken, Türkiye ve İran'daki Kürtleri sürekli isyana teşvik etmiştir."

(Gelecekte de Türkiye ve İran'da baş gösterecek Kürt isyanlarının baş destekçisi Sovyetler olacak ve her türlü silah ve maddi yardımı sağlayacaktır.)

SONUÇLAR

"Irak Kürdistan'ındaki en küçük bir sorun bizim (İngiltere'nin) Irak'taki petrol yatırımlarımızı tehlikeye atar. Dahası Kürt faktörü Irak'ı Birleşik Arap Cumhuriyetiyle (Mısır-Suriye) yakın bir birliğe çekecek bir girişimi önleyecektir. İster propaganda ister yıkıcı faaliyetler olsun Kürtlerin bize bağlılığı için verilecek her mücadelede Türkiye ve İran'daki Kürtlerin perişanlığı ve baskı altında yaşadıkları vurgulanmalıdır.

Ancak Sovyetler Birliği faklı nedenlerden, Iraklı Kürtler arasında sorun çıkarırsa, İran ve Türkiye'ye koşulsuz diplomatik ve moral destek vermeliyiz.

Bu sonuçlara ilişkin olarak ABD'nin onayını almaya da çalışmalıyız."

ŞAM VE GAZİANTEP'TEKİ PATLAMALAR

Bu rapor günümüzden 54 yıl önce yazılmış. İran'daki yönetim değişmiş, Birleşik Arap Cumhuriyeti olarak kurulan Mısır-Suriye devleti bölünmüş, Irak bambaşka bir düzene geçmiş. Ancak raporda sözü edilen kışkırtmalar, bölgede oynanmak istenen oyunların bedelinin hedefleri hiç değişmemiş. Bugün iktidarını sürdürmek isteyen Suriye, Gaziantep'te, PKK'yı yeni bir kimlikle sahaya sürüyor. Batılı kaynaklara göre Gaziantep katliamı Şam'daki Genelkurmay binası önünde, komuta heyeti toplantısı sırasında patlayan bombaya bir misilleme. Esad bombayı Türk istihbaratının işi olarak görüyor her ne kadar saldırıyı Özgür Suriye Ordusu üstlendiyse de. The Guardian gazetesi Esad'ın Türkiye'nin ülkesine saldırması için duaya durduğunu, böyle bir saldırı gerçekleşirse yeniden halkı kendi yanına çekeceğini umduğunu belirtiyor. Ama Türkiye bu tuzağa düşmeyecektir. Ancak Esad'ın bu katliamlarına, Türkiye'ye yönelik saldırılarına da gereken cevap mutlaka, Esad'ın anlayacağı dilde verilecektir...