İngiltere'de İşçi Partisi milletvekili Stella Creasy, feminist gazeteci Caroline Criado-Perez'e destek çıktığı gerekçesiyle sosyal medyada hedef haline geldi. Uzmanlar, sosyal saldırıların 'nedenini ve neden kadınlara yöneltildiğini' inceledi.
Abone olİngiltere’de, ölüm ve tecavüz tehditleri alan feminist gazeteci Caroline Criado-Perez’e destek çıkan İşçi Partisi milletvekili Stella Creasey de benzer tehditlerin kurbanı oldu.
İletişim ağlarını ‘kasten taciz ve saldırı amacıyla kullanan’ hesaplardan (trollerden) yöneltilen tehditlerin hedefi haline gelen milletvekiline Twitter’dan, “Evinde buluşalım mı?”, “Arkanı kollasan iyi olur, sana yarın saat 8’de tecavüz edip, videosunu internete koyacağım” mesajları gönderildi.
BBC 4 radyo kanalının ‘The World At One’ adlı programına konuşan Creasey, “Sanal ortamda gerçekleştiği için daha az öneme sahip olduğunu veya Caroline’a sokaklarda bu şekilde seslenilmesinden daha az tehlikeli olduğunu düşünmemeliyiz” diye konuştu.
İngiltere polisi, feminist gazeteci Caroline Criado-Perez’i tehdit eden hesaba ulaşmış ve Manchester’da 21 yaşında bir şüpheliyi gözaltına alıp Pazartesi günkü sorgusundan sonra kefaletle serbest bırakmıştı.
İngiltere Polis Teşkilatı Scotland Yard, İşçi Partisi milletvekili Creasey’ye yönelik tehditler hakkında da soruşturma başlattı.
'Kadınlara yönelik nefret'
Creasey kendisine ve Criado-Perez’e yönelik saldırılar için, “Bunun Twitter’la ilgisi yok, bu kadına ve kadının söz sahibi olmasına yönelik bir nefrettir” dedi.
Özellikle kadınların hedef seçilmesine ilişkin BBC News televizyon kanalına konuşan İngiltere Psikiyatri Toplumu’ndan Dr. Arthur Cassidy, “Araştırmalar, daha çok yaşları 20 ila 45 arasında değişen kadınların genç trollerin hedefi haline geldiğini gösterdi” dedi.
Araştırma verilerini aktaran Dr. Cassidy, ‘yetenekli başarılı, kendine güvenen ve çalışan orta sınıf kadınların hedef alındığını’ belirtti.
Çalışan kadınların çalışmayanlara göre daha çok tehdit ve taciz mesajları aldığını ifade eden Dr. Cassidy, fiziksel çekiciliğin ve dışa dönüklüğün de önemli rol oynadığını söylüyor.
Peki, sokaklarda söylenmesi zor belki de cesaret isteyen ifadeler neden sosyal ortamda kolaylıkla paylaşılabiliyor?
'Şiddet eğlence oldu'
BBC 2 televizyon kanalının Newsnight adlı programına katılan uzmanlar, şiddetin 'nasıl içselleştirildiğin' değiniyor.
Lancaster Üniversitesi’nde görevli araştırmacı Dr. Claire Hardaker, "Psikoloji, insanın doğasında fiziksel ya da sözlü şiddetin varolduğunu gösteriyor" diyor.
Toplumun ‘tükettiği’ şiddet içerikli televizyon programları, filmler ve bilgisayar oyunlarının da etkin olduğunu belirten Dr. Hardaker, “İnternet, insanların yalnızca tüketmek değil bu tarz eğlencelerin içinde yer almak, parçası olmak istediğini gösteriyor” yorumunu yapıyor.
Sokaklarda veya topluma açık alanlarda dile getirilmeyen küfürlerin sosyal medyada rahatça paylaşılması da uzmanlara göre “gözden uzak olmanın insani duyguları kaybettirdiği” argümanını doğuruyor.
Dr. Hardaker, “Araştırmalar, tepkilerinin görülmediği bir kişiye insanca davranmadığını ortaya koyuyor. Hiçbir yüz ifadesi veya görüntü yoksa, olay yalnızca ekran ve ekranda beliren kelimelerde oluşuyorsa orada insanlık da yoktur. Dolayısıyla çok da önemsenmiyor” diyor.