Financial Times'da yayınlanan Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan hakkında ilginç değerlendirme ülkenin ikiye bölündüğünü ve bunun sorumlusunun Başbakan olduğunu iddia ediyor.
Abone olİNTERNET HABER (DIŞ HABERLER) Financial Times yazarı Leyla Boulton, Türkiye ve Erdoğan hakkında yazdığı bugünkü yazısında ülkenin son 10 yılda yaşanan siyasal olaylardan ve Başbakanın sergilediği tutumdan dolayı ikiye ayrıldığını ve yönetimin giderek daha despot bir hale geldiğini iddia etti.
İşte Times'te çıkan Erdoğan hakkında şok yorumlarla yüklü o yazı;
"Recep Tayyip Erdoğan; otoriter, hırslı ve sinirli bir başbakan.
Türkler ülkelerinde Erdoğan'ı çok seviyor yada ondan çok korkuyor.
Türkiye gözlemcileri sahnede tek bir adam olduğunu ve onun heryerde herkonuyla ilgili tek otorite olduğunu söylüyorlar. Gezi parkındaki olayları faiz lobisine bağlaması, kızlı erkekli öğrenci evleri hakıında söyledikleri ve başbakanın bu sert tutumu bu yıl ülkede çok söz edildi.
Herşeye rağmen orta sınıfın kahramanı olan Erdoğan yaptığı yollar, sağlık reformları, altyapı sistemleri ile gelecek seçimleri de kazanacak gibi görünüyor.
ERDOĞAN DESPOT OLDU
Ama halk 10 yıl önce başbakana kollarını açıyordu ancak şimdi yabancılaştı ve daha fazla demokrat olması gerekirken daha despot bir yönetim sergiliyor. Türkiyedeki bir liberal; '' Gezi parkındaki olaylara verdiği sert karşılık ve öğrenci evleri hakkındaki yorumları daha demokrat olması beklenen Erdoğanın daha despot hale geldiğini gösteriyor.'' diyor.
Yıllar önce Merryl Linch'de analizciyken tanıştığım Maliye Bakanı Mehmet Ali Şimşek'e konu hakkındaki görüşü; Türkiye'de etkili bir muhalefetin olmaması AKP'nin suçu olamaz diyor ve bugünkü demokratik kültürün gelişme sebebi olarak zayıf koalisyon hükümet devrinin kapanıp devlet kontrolünün askeri ve ticari insanların elinden çıkmasına bağlıyor. Medyayı kontrol eden holding sahibi işadamlarının gazetelerinden korkan siyasetçilerin varlığının sona ermesi de Bakana göre bu gelişmede en büyük etken.
HERKESLE TERS DÜŞÜYOR
Fakat Erdoğan'ın demokratik olmayan çıkışları hala devam ediyor hatta kendi partisinin kurucuları olan Abdullah Gül ve Bülent Arınç'la bile tartışmaları devam ediyor. Erdoğan bu düzensiz hareketleri sergilemeye, ister bir cami inşası hakkında olsun, ister bir üçüncü kişi kendisi hakkında konuşurken olsun devam ediyor.
Avrupa Birliği müzakerelerininde durması sonucu AKP'yi başından beri güvenilir bulmayan Türkler kendilerini haklı görürken diğer kesim ise Mısır'da yaşananları örnek alarak işlerin daha kötüye gidebileceğini düşünüyor.