İngiliz dergisi The Economist yayımladığı bir makalede açık açık 12 Haziran'da muhalefet için oy istedi.
Abone ol12 Haziran'da yapılacak genel seçimlere on günden az bir süre kala, dünyanın saygın ekonomi dergisi "The Economist"in, internet sitesinde ilginç bir makale yayınlandı. İmzasız yayınlanan makalede açıkça muhalefet için oy istendi.
6 Mayıs'ta yayınlanan sayısında Türkiye ekonomisinin aşırı ısındığını ve acilen önlem alınması gerektiğini belirten Economist, bu kez Başbakan Erdoğan hakkında çok sert bir yazı kaleme aldı.
AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana yaptığı başarıları anlatarak başlayan makale, ikinci kısımda ise Recep Tayyip Erdoğan'ın yargı, ordu ve basının denetim mekanizmalarını kırdığını, öz denetimden yoksun Erdoğan ve partisinin Türkiye demokrasisine zarar verdiğini ileri sürdü.
TÜRKİYE ÇİN'E BENZEYECEK
Economist 12 Haziran'da seçimleri kazanma ihtimali bulunan Erdoğan hükümetinin seçimden galip çıkması halinde Çin'deki gibi otokratik bir yapıya dönüşürek toplumu tamamen baskı altına alacağını iddia etti. Yazıda önerilen çözüm ise, seçmenin muhalefet partilerine yönelerek bu gidişi durdurabileceği ifade ediliyor.
BAĞIŞ'TAN SERT TEPKİ
Ekonomist'in makalesini 'deli saçması' olarak nitelendiren Başbakan Yardımcısı ve Başmüzakereci Egemen Bağış The Economist'te yayınlanan yazıya Twitter üzerinden yanıt verdi. Bağış, makalede ileri sürülen ifadelerin deli saçması olduğunu, ve yaklaşan seçimler nedeniyle böyle bir haberin yurt içinden birileri tarafından ısmarlanmış olabileceğini ifade etti.
THE ECONOMİST DE BİR ISLIK ÇALDI
The Economist'in Türkiye Temsilcisi Amberin Zaman ise tartışmalı yazıyı şöyle yorumladı:
"On iki yıldır Türkiye temsilciliğini yürüttüğüm İngiliz The Economist için "Dünyanın en etkin haftalık haber dergisi" demek pek abartılı sayılmaz. ABD Başkanı Barack Obama gibi birçok lider ve sayısız beynelmilel holdinglerin CEO'ları, günlük gazeteleri takip edecekleri vakitleri olmadığı için dünya haberlerini cuma günleri yayınlanan The Economist'te okuyarak bilgilenirler.
1843'ten bu yana yayınlanan dergi, TIME ve Newsweek gibi haftalık dergilerin aksine tirajını gittikçe yükseltiyor. Tirajı şu an 1.6 milyonu aşmış bulunuyor. Derginin kullandığı ironik dil ve ukalaca savunduğu görüşler kimilerine göre çok itici; ancak dergiyi farklı kılan da tam bu "genç sivil" hali. The Economist bugünkü sayısında Türkiye'de tartışmalara yol açacak yeni bir fikir beyan ediyor. Başyazısında Türklere, "CHP'ye oy verin" diyor. Haberin ayrıntıları gazetemizde yer aldığından burada tekrarlamayacağım. AK Parti'yi iktidara geldiğinden beri hararetle savunan dergi, neden böyle bir karar aldı. Bunun cevabı zaten başyazının içeriğini teşkil ediyor.
Özetle, "AK Parti şahane şeyler yaptı. İsrail ve Amerika'da bazılarının fısıldadığı gibi şeriatçı filan da değil, seçimi de kazanacak. Ancak Erdoğan gittikçe otoriterleşiyor. Anayasa'yı tek başına değiştirmesini, Cumhurbaşkanlığı emellerine hayat vermesini sağlayacak bir çoğunluk Türkiye için risktir. CHP'ye yeni reformcu kimlik kazandıran Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir alternatif oluşturması Türk demokrasisinin geleceği açısından fevkalade önemli" deniyor.
Ne yazık ki komploların her daim mutlak gerçek diye kabul gördüğü ülkemizde eminim The Economist'in bu çıkışı üzerinden bir sürü saçma sapan senaryo üretilecektir. "AK Parti'yi devirmek için Yahudiler devrede" veya "Kılıçdaroğlu İngiliz imalatı" gibi. Allah bilir daha neler neler. Kafam pek öyle işlemediği için çok da bilemiyorum ama her halükârda bir art niyet aranacağından en ufak bir şüphem yok.
Oysa bu karar, derginin Genel Yayın Yönetmeni John Micklethwaite, Dış Haberler Editörü Edward Carr ve geçen hafta Türkiye'ye gelip yine bu hafta yayınlanan uzun bir Türkiye analizi kaleme alan Avrupa Editörü John Peet tarafından aylardır tartışılıyordu.
Bu tartışmalara Türkiye temsilcisi olarak benim de katıldığım oluyordu ve özellikle Ergenekon davası konusunda bayağı keskin görüş ayrılıklarımız oldu. Zira kim ne derse desin bu dava Türkiye'nin sivilleşmesi açısından hayati önem taşıyor. (CHP adayları arasında Ergenekon sanıklarının da bulunması bence çok büyük bir talihsizlik.)
Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutuklanması gibi ucubelikler cumhuriyet tarihimizin en kritik davasının meşruiyetini gölgeliyor. Yazık oluyor. Son kertede tekrar ediyorum, The Economist'in "CHP'ye oy verin" telkini "dış güçlerin talimatıyla" yapılmadı. Bu editörlerin kendi kararıydı. Türkiye'yi yakından izliyorlar ve böyle uygun gördüler. Gerçek bu kadar basit.