BIST 9.962
DOLAR 35,19
EURO 36,69
ALTIN 2.973,33
HABER /  GÜNCEL

İngiliz basını Guantanamo'yu yazdı

Avrupa basını küresel ısınma, Amerika'nın Guantanamo Üssü'nde bir mahkuma yapılan muameleye ilişkin kayıtların ortaya çıkarılmasını ele aldı.

Abone ol

İngiliz gazeteleri haftaya, İngiltere Maliye Bakanı Gordon Brown'ın Avrupa Birliği bütçe sistemine yönelik eleştirilerine ilişkin haberleri manşete taşıyarak başlıyor. Son olarak Lüksemburg'daki Avrupa Birliği dışişleri bakanları toplantısında, yılda 5 milyar dolarlık ödemeyi savunan Straw, birliğin bütçe sistemini de "savurgan" ve "adaletsiz" diye nitelemişti. Guardian, Straw'un, İngiltere'nin geri adım atmasını isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın 'yanlış' taleplerde bulunduğunu savunduğunu belirtiyor. İç sayfalardaki ara başlıklardan birinde ise, "Geri ödeme meselesi Avrupa Birliği içinde büyük tartışmalara yol açabilir" deniyor. Guardian'ın yorumuyla Jack Straw, Irak savaşından bu yana en şiddetli İngiliz- Fransız tartışmasını başlattı. Financial Times gazetesi ise Avrupalı liderlerin bu hafta varacakları anlaşmayla, AB Anayasası'nın onaylanması zamanının Avrupa ülkelerine bağlı olduğunu netleştirecekleri yorumunu yapıyor. Financial Times'a göre, bu hafta aynı zamanda onay sürecinin 2006 yılının Kasım ayına dek uzatılması konusu da belli olacak. Bu, anayasanın büyük ölçüde uygulamaya konulması için belirlenen tarihti. Yine Financial Times'ın başyazısında "Avrupa için dönüm noktası" başlığı kullanılıyor. Yazıda özetle şu görüşe yer veriliyor: "Avrupalı liderler ekonomik reformdan vazgeçmemeli. Bu hafta yapılacak Avrupa Konseyi toplantısında liderler, bu çok daha temel meseleye odaklanmazlarsa, Avrupa vatandaşlarının çıkarları zarar görür ve dünyanın geri kalanı açısından da kötü sonuçlar doğar." ÇEVRE POLİTİKALARI Gazetelerde öne çıkan bir diğer konu ise küresel ısınma. Bilindiği üzere, İngiltere Başbakanı Tony Blair, Washington'dan bu konuda istediğini elde edemeden dönmüştü. Guardian gazetesi, Blair'in bu kez G8 zirvesi öncesi çıktığı diplomasi turunda ilk durağı olan Rusya'da bu konuya değineceğini anlatıyor. Yine Guardian'da, Amerikan çevre politikalarından sorumlu Phillip Cooney'in istifa ettiği haberi yer alıyor. "Geçmişte petrol sanayii için lobi yapan Amerika'nın küresel ısınma politikalarına ilişkin belgelerde küresel ısınma ile sera etkisi oluşturan gazlar arasındaki bağlantıyı düşük gösteren yetkili, istifa etti. Aslında bir avukat olan Cooney'in bilim alanında hiçbir tecrübesi bulunmuyor. Phillip Cooney'in metinlerde yaptığı düzeltmeler, bir izleme örgütünce ortaya çıkarıldı. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Cooney'in istifasının, söz konusu örgütün raporuyla ilgisi olmadığı belirtildi." Financial Times, "Sera etkisine yol açan gazlara ilişkin yasakların arttırılması, tüketici talebinin azalmasına ve üretimin daha da pahalanmasına yol açıyor" diye yazıyor. "İngiltere'nin en fazla sera etkisi oluşturan gaz salınımı olan şirketleri bu hafta belli olurken, hissedarlara, yatırım yaparken iklim değişikliğinin sonuçlarını da dikkate almaları çağrısı yapıldı. Henderson Global Investors'ın 'Carbon 100' başlıklı raporuna göre, İngiltere'nin en büyük 100 şirketi, dünyada sera etkisi oluşturan gazların yüzde 1.6'sından sorumlu." Independent, İngiltere Çevre Bakanı Margaret Beckett'ın kendilerine verdiği mülakata dayanarak, İngiltere'nin, Washington'un küresel ısınma ile mücadeledeki isteksizliğinden duyduğu şaşkınlığı aktarıyor. Gazeteye göre, Beckett'ın açıklamaları, İngiliz siyasetçiler arasında Amerika'ya karşı giderek artan öfkenin de göstergesi. BİR MAHKUMUN HAPİS KAYITLARI Bugün, hem Daily Telegraph hem de Independent gazetelerinde, Amerika'nın terör zanlılarını tuttuğu Guantanamo Üssü'nde bir mahkuma yapılan muameleye ilişkin kayıtların ortaya çıkarılması haberi göze çarpıyor. Daily Telegraph, bu resmi kayıtlarda, 63 numaralı mahkumun çözülmesi için ne tür psikolojik yaklaşımlar izlendiğinin anlatıldığını belirtiyor; başından aşağı su dökmek ya da gece boyunca hücresine pop müzik yayını yapmak gibi. Muhammed el-Hahtani'nin 84 sayfalık hapishane ayıtlarından bazı bölümler, Time dergisinin son sayısında yayımlandı. Belge, Guantanamo Üssü'nden bırakılan pek çok terör zanlısının anlattıklarını da doğrular nitelikte. Independent gazetesi ise, 12 saatlik sorgulamaların ardından 4 saat uyku uyumasına izin verilen el-Hahtani'nin, bazılarınca "11 Eylül saldırılarını gerçekleştirenlerin kayıp 20. üyesi" diye nitelendiğine dikkat çekiyor. Guardian gazetesi, Washington Post'tan bir habere yer veriyor. Gazetede yayımlanan bir araştırmaya göre, 11 Eylül saldırılarının ardından Amerika'da gözaltına alınanların sadece yüzde 10'undan azı, gerçekten de ulusal güvenliğe tehdit gerekçesiyle dava edildi. Araştırma, Başkan Bush'un Kongre'yi yeni Vatanseverlik Yasası konusunda ikna etme amacıyla ülkeyi turladığı döneme rastlıyor. Söz konusu yasa, ülkede terörle mücadele kapsamında gözetim yetkilerinin daha da artırılmasına imkan tanıyor. Son olarak hem İngiliz hem de Avrupa basınında yer ayrılan, İtalya'dan bir habere bakalım. Kısırlık tedavisinde dünyanın en sıkı yasalarından birine sahip olan İtalyanlar, bu konuda bugün yapılan referandumda nihai kararlarını verecek. Referandumda, 2004 yılı Şubat ayında kabul edilen, embriyo araştırmaları ve dondurma yöntemini yasaklayan kanunun gevşetilmesi oylanıyor. Referandumun geçerli kabul edilmesi için, seçmenlerin en az yarısının oy kullanması gerekiyor. Times, seçmenlerin katılımının düşük olacağına dikkat çekerken, Vatikan'ın şimdiden zafer ilan ettiği yorumunu yapıyor. İtalya'dan La Stampa gazetesi ise seçmenlerin karşı karşıya kaldığı seçimin çok da kolay olmadığı görüşüne yer veriyor. "Seçmenlere yöneltilen 4 soru da sıkıntı verici, belirsizlikle dolu" diyen gazete, "Ancak çekimserler, laikliğin ne kadar değerli bir hazine olduğunu, Avrupa'nın köklerinin din ile devlet işlerinin ayrılmasında yattığını bilmiyor" diye yazıyor.