BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İncirlik pazarlığının perde arkasında ne var?

Ankara'dan bildiren Serkan Demirtaş, İncirlik üssü konusunda Washington ve Ankara'dan yapılan farklı açıklamaların Türk ve Amerikalı yetkililer arasında çetin pazarlıkların geçtiğine işaret ettiğini söylüyor.

Abone ol

Üst düzey ABD'li yetkililere atfedilen İncirlik Üssü'nün kullanımı konusunda uzlaşma sağlandığına ilişkin haberler Ankara tarafından doğrulanmadı. Ancak kategorik bir yalanlama da yapılmadı.

Başbakanlık kaynaklarının "müzakerelerin sürdüğüne" ilişkin açıklaması, taraflar arasında bu hafta içinde yapılacak askeri planlama görüşmelerinin önemli pazarlıklara sahne olacağı değerlendirmelerine yol açıyor.

Bu müzakerelerin sonunda Türkiye ve ABD arasında yapılacak işbirliğinin "geniş bir paket" olarak ortaya çıkması ve bunun da bir protokolle resmiyete dökülmesi öngörülüyor.

Gelişmeler, Türkiye'nin ancak sonunda Beşar Esad yönetiminin devrilmesi senaryosunu içeren bir askeri plan kapsamında koalisyona aktif destek verebileceğini, İncirlik Üssü'nün kullanımı başta olmak üzere ABD'nin stratejik taleplerini bu hedef doğrultusunda karşılayabileceğini gösteriyor.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice'ın açıklamasını değerlendiren Türk başbakanlık kaynakları, iki ülke arasında mevcut anlaşmaların dışında yeni bir durum olmadığını, fakat ABD tarafından "talep ve beklentilerin" olduğunu kaydettiler.

Çavuşoğlu: Verilmiş bir karar yok

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da New York'tan yaptığı açıklamada "İncirlik veya başka bir konuyla ilgili şu anda verilmiş bir karar yok" ifadelerini kullanarak sürecin devam ettiğini belirtmiş oldu. Susan Rice'ın üslerin kullanımından kasttettiği gelişmenin ise ılımlı Suriye muhalefetinin eğitilmesi sürecinde Türkiye'nin gündeme getirmeyi planladığı askeri tesislerin kullanımı konusu olduğu kaydediliyor.

Bu beklentilerin en önemli kısmını ABD açısından kritik önemde görülen İncirlik Üssü ile Türkiye'nin Suriye sınırına yakın bölgede bulunan Diyarbakır ve Malatya üsleri ile Türk hava sahasının kullanımı oluşturuyor.

Bu kapsamda, Türkiye ile ABD arasındaki en önemli görüşmelerden biri geçen hafta Perşembe günü gerçekleşmişti.

ABD Başkanı Barack Obama'nın Irak-Şam İslam Devleti (IŞID) ile mücadele koordinatörü emekli General John Allen'in Ankara'da yaptığı temaslar sonucunda, iki ülkenin ılımlı Suriye muhalefetine eğitim vermek ve lojistik destek sağlamak konusunda uzlaştığı açıklanmıştı.

Esad'ı düşürme hedefi

Bütün bu gelişmeler ışığında iki taraf arasındaki görüşmelerde şu unsurların öne çıktığı görülüyor:

İncirlik Üssünün kullanımı: ABD, halihazırda insansız hava araçları aracılığıyla Irak havasahası üzerinde keşif uçuşları için İncirlik Üssü'nü kullanıyor. Hukuki olarak bir Türk üssü olan İncirlik, ABD'nin başta Irak ve Afganistan operasyonları açısından yıllardır kullandığı önemli bir merkez. Ancak bu üssü Türk siyasi otoritesinin verdiği izin ve çizdiği çerçeve dahilinde kullanabiliyor. ABD'li yetkililer bu üssü kullanmak istediklerini açık bir şekilde dile getiriyorlar.

Türkiye, İncirlik Üssü'nün kullanımı konusunu tamamen kapatmış değil.

Üst düzey yetkililer, zaten bazı insani yardım operasyonları için üssün kullanıldığını kaydediyorlar. Ancak Türkiye'yi IŞID'a karşı yapılacak saldırılarda "launching pad" (atış rampası) durumuna sokacak planları ise ihtiyatla karşılıyorlar. Ankara açısından hem Türkiye'nin koalisyona aktif katılımı hem de İncirlik gibi taleplerin karşılanması çeşitli koşullara bağlı.

Ankara'nın koşulları: Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Başbakan Davutoğlu, Ankara'nın koalisyona aktif destek koşullarını birçok kez açıkladılar. Bunlar, Suriye topraklarında mültecilerin barınabileceği güvenli bölgelerin kurulması ve bu bölgelerin uçuşa kapalı alanlar sayesinde havadan korunması.

Ayrıca oluşturulacak stratejinin Esad yönetimini de iktidardan gönderecek şekilde kapsamlı bir çerçeveye oturtulması en önemli koşul olarak ortaya çıkıyor. Sadece bu koşulların karşılanmasına bağlı olarak, Türkiye'nin de İncirlik dahil olmak üzere ABD'nin taleplerine olumlu yaklaşabileceği kaydediliyor.

Eğit-donat: ABD ile Türkiye arasında ılımlı Suriye muhalefetinin eğitilmesi ve gerekli ekipman ile donatılması konusunda bir uzlaşma sağlandı ancak teknik ayrıntılar konusunda görüşmeler sürüyor.

Burada üzerinde durulan en önemli iki soru bu eğitimin nerede ve kimler tarafından verileceği ve gerekli silahların kim tarafından sağlanacağı.

Eğer Türkiye, kendi toprakları üzerinde bu eğitimi verirse, tarihinde ilk kez meşru bir yönetimi devirmek üzere bir gruba bu desteği sağlamış olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eğitimin Suriye'de kurulacak güvenli bölgelerde yapılabileceğini belirterek, bu konuda henüz son noktanın konmadığını kaydetti. Suriyeli muhaliflerin silah donanımının ise ABD tarafından sağlanacağı kaydediliyor.

ABD ile resmi protokol: Türkiye ile ABD arasında yapılacak müzakereler çerçevesinde varılacak uzlaşmanın bir protokol çerçevesinde kağıda dökülmesi bekleniyor.

Bu protokol, ABD ile Türkiye askeri unsurlarının Türkiye toprakları üzerinde gerçekleştirecekleri her türlü askeri faaliyetin hukuki bir çerçeveye bağlanmasını içerecek. Bu müzakerelerin ilk bölümünün bu hafta içinde gerçekleştirilecek askeri planlama görüşmelerinde gerçekleşmesi öngörülüyor.