BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL  /  EĞİTİM

İnancının kırıldığı anlarda ne yaptı?

Bir şampiyon olarak nasıl çalıştı, nelere dikkat etti? ÖSS Türkiye birincisi Erdoğan başarının sırlarını anlattı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM-(ÖZEL)- 

ÖSS Eşit Ağırlık Türkiye birincisi Mücahit Erdoğan başarılarının sırlarını İnternethaber'le paylaştı.. Zirveye çıkmanın haklı gururunu yaşayan Erdoğan'ın anlattıkları sadece sınava hazırlananlar için değil aslında herkes için önemli..

İşte bu ideallerle yola çıktı Erdoğan.. ÖSS'de 379 puan almak öyle  kolay kazanılmıyor. Fedakârlık, emek, sabır ve inanç gerekiyor.

Bir de doğru çalışmak. Doğru bir strateji ile çalışmak; başarının birinci kuralı. Elbette ki zorluklar, engeller, sıkıntılar olacak.

ÖSS Eşit Ağırlık (EA) 2 birincisi Mücahit Erdoğan başarılarının sırlarını İnternethaber yazarı Eftal Orhan'a anlattı. Bu röportajı iki bölüm halinde sunarak ÖSS'ye hazırlananların kendi adlarına önemli paylar çıkaracağını umuyoruz..

O, bu işi bir numara olarak nasıl tamamladı? Bir şampiyon olarak nasıl çalıştı, nelere dikkat etti? Ne zaman hazırlanmaya başladı? Kendini nasıl motive etti? Sınavı nasıl yönetti?

İşte sizleri Eftal'in ÖSS birincisi ile yaptığı röportajla baş başa bırakıyoruz:

RÖPORTAJ: EFTAL ORHAN

ÖSS’ye hazırlanan dostlarıma başarılı bir model olması ümidiyle, bir eğitimci gözüyle öğrenmeye çalıştım. Mücahit’le mezun olduğu Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi’nde konuştuk.

Okul, köklü ve çok başarılı bir lise. Geçtiğimiz yıl, kuruluşunun 160. yılını kutlamış. Bu yıl da, ÖSS’ye damgasını vurmuş İstanbul’un first class liselerinden. Sayısal 1 Türkiye ikincisi Emrah Doğan ve Sözel 2 Türkiye birincisi Ömer Faruk Topal da bu liseden.

Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi’nin başarıları kadar mimarisi de çok etkileyici. Çok estetik bir tarihi mimarinin içerisinde, yüksek tavanlı rahat sınıflar, akıllı tahtalar, her sınıfta projeksiyon cihazları, laboratuarları ve başarılı kadrosuyla İstanbul’un Top Ten okullarından.

Okul müdürü Mücahit Yentürk’le de sohbet etme fırsatı buldum. Mücahit bey, işini severek yaptığı her halinden belli, pozitif enerji veren, dinamik, heyecanlı, coşku dolu sempatik birisi. Kayıt için gelen, pırıl pırıl, gözlerinden zekâ fışkıran çocuklarla ilgilenişine tanık oldum. Orada, çocukların gözlerindeki pırıltıyı hissettim. Heyecan duydum. Müdür beyin, onlara değer verişi, yüreklendirmesi beni çok etkiledi.

Elbette, bu başarılar kolay elde edilmiyor. Ülkemizde başarı çabuk harcanan bir değer, ne yazık ki. Böyle başarılı okullara, böyle başarılı öğrencilere neler yapılıyor bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var; (biraz karamsar olacak, ancak yine de söylemeliyim) ülkemizde en az takdir edilen şey; başarıdır, desem yanlış olmaz, herhalde.

Başarılı insanların önlerine engeller çıkarmada; herhalde, dünyada bizden daha ileri bir ülke yoktur. Sözle, “Marifet iltifata tabiidir” diye de sağda solda söyler dururuz. Ama icraatta, marifetli insanı, bin pişman etmede üstümüze yoktur.

Sonra da, bu insanlar neden başka ülkelere gidiyor diye ağıtlar yakarız.

Böyle muhteşem gençlerimizi görünce ben yine coştum. Oysa konumuz bu değil. (Bu arada; öğrenilmiş çaresizliklerin kırılması ile ilgili yazımı unutmuş değilim.)

Bu muhteşem başarısı için başta Mücahit’i, emeği geçen ailesini, İstanbul Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi öğretmenlerini, FEM Dershanesi Fatih Sultan şubesi öğretmenlerini tebrik ederim. Başarılarını yürekten kutluyor ve alkışlıyorum.

Haydi, şimdi arkanıza yaslanın ve bu beyin harikası arkadaşımızın söylediklerine kulak verin.

Hangi derslerden kaç net yaptı?

[PAGE]

180 sorunun hepsini doğru yapma niyetim vardı.

Eftal: Çok büyük fedakârlıklarda bulundun. Büyük zorluklar aştın ve hayallerine ulaştın. Sonucu öğrenince neler hissettin? Mesela, öğrenir öğrenmez kendi kendine ne dedin? Neler düşündün? Böyle bir başarı hedefliyor muydun ve bekliyor muydun?

Erdoğan: Böyle bir başarıyı hedef olarak kendime koymuştum, çalışmaya başladığım zamanlar. 180 sorunun hepsini doğru yapmak gibi bir niyetim vardı. Ama sınav sonrası sonuçlara bakınca pek bir ümidim kalmamıştı. Sonucu öğrenince ilk anda şok oldum. Çünkü böyle bir sonuç beklemiyorduk. “Belki ilk on olabilir” demişti rehberlikçimiz de. Şoku atlatınca çok sevindim tabi. Arkadaşlarım ve hocalar da yanımdaydı, beraber paylaştık bu mutluluğu.

Eftal: Kaç puan ve hangi derslerden kaçar net yaptın?

Erdoğan: SAY-2: 373, EA-2: 379 puan

Türkçe; 1 yanlış, Sos-1; 1 yanlış, Mat1; 0 yanlış, Fen-1; 2 yanlış, Ed-Sos; 2 yanlış, Mat-2; 0 yanlış, Fen-2; 3 yanlış.

Eftal: Nereyi tercih ediyorsun?

Erdoğan: Cerrahpaşa İngilizce Tıp ilk tercihim.

Eftal: Hayırlı olsun. Cerrahpaşa İngilizce Tıp’ı ne zamandan beri hedefliyordun?

Eftal: Çalışmaya başladım zamandan beri aşağı yukarı böyle bir hedefim vardı. Hatta 11. sınıfta rehberlik dersinde geleceğe yazdığımız mektupta Cerrahpaşa İngilizce tıptan mezun olduğumu yazmıştım.

İyi bir hedefin varsa iyi bir başlangıç yap!

Eftal: ÖSS’ye hazırlanmaya kaçıncı sınıfta başladın?

Erdoğan: 9. sınıftan beri dershaneye gidiyorum ama asıl çalışmaya 11. Sınıfta başladım, demek daha doğru olur.

Eftal: Başarında en çok etkisi olan şeyler neler?

Erdoğan: Çalışmaya erken başlayıp yapılacak şeyleri önceden bitirmek, konularda eksik olduğumuz noktaları tespit edip bunları gidermeye çalışmak.

Doğru ve etkili bir program

Eftal: Nasıl bir programla çalıştın? Mesela, Matematiği ve Türkçeyi nasıl çalıştın?

Erdoğan: Matematik soru çözmekle ilerleyen bir ders. Erken başladık demiştim, bu çalışma biraz da matematikle başladı doğrusu. Konuları hızlı bir şekilde işledik. Daha sonra bu konular üzerine gerek okulda gerek dershanede bolca soru çözüp konuları ayrıntılarıyla öğrendik.

Sözel konuları 11. Sınıf bitince yaz tatilinde çalıştık. Dershanenin verdiği program buydu. Sözel konusunda eşit ağırlıkçı arkadaşlarımdan çok büyük fayda gördüm. Ben onlara sözel sorularımı sorardım, onlar da bana sayısal sorularını. Okuldaki sınıf arkadaşlarım da çok yardımcı oldular. Mesela, edebiyat sınavlarında önce oturup hep beraber ders çalışırdık. Önceki gün evde çalışmış olanlar bildiklerini bize anlatırdı genelde. Biz de not tutardık.

İnancının kırıldığı anlar oldu mu?

[PAGE]

Başarının Yüzde 99’u ter

Eftal: Günlük çalışma programın nasıldı?

Erdoğan: Okul olduğu zamanlar; okul çıkışında dershaneye giderdik. Hafta içi derslerin olduğu günler de vardı. Dersler bitiği zaman genelde bir buçuk saat etüt, yarım saat mola şeklinde çalıştık. Okula gitmediğimiz zamanlar, sabah deneme sınavı olurduk, sonra program yine aynı olurdu.

Herkes düşer ama kalkanlar kazanır

Eftal: Senin de motivasyonun düştüğü inancının kırıldığı zamanlar oldu mu? Böyle zamanlarda kendini nasıl motive ediyordun?

Erdoğan: Bu kadar yoğun bir tempo olunca insan ister istemez yoruluyor, çoğu zaman bırakıp gitmek istiyor. Böyle zamanlarda hocalarım ve arkadaşlarım sayesinde toparlandım diyebilirim. Sonuçta yapmanız gereken bir iş var; bu bir gerçek. Tabi çalıştıkça azalıyor her şey.

Bu yüzden hocalar da arkadaşlarım da hep biraz daha gayret etmem gerektiğini söylediler. Gerektiğinde rehberlikçi hocam bana dinlenmem için fırsat verdi. Arkadaşlarım da moralimi düzeltmek için ellerinden geleni yaptılar, sağ olsunlar.

Eftal: Annen ve babanın meslekleri nedir?

Erdoğan: Babam öğretmen, şu anda müdür yardımcısı; annem ev hanımı.

Eftal: Bu süreçte ailenle ilişkilerin, iletişimin nasıldı; yani onlarla aran nasıldı?

Ailemle aram hep iyi oldu bugüne kadar. Onlar da benim bu işi yapabileceğimi düşündüler. Gereksiz yere stres yapmadılar. Çalışmam gerektiğini, ama asla hırs yapıp da kendimi gereksiz yere yormamam gerektiğini söylediler. Benim için her türlü fedakârlığı da göze aldılar. Ne kadar teşekkür etsem azdır.

Okul müdürü Mücahit Yentürk (solda), ÖSS Türkiye birincisi Mücahit Erdoğan, (ortada) İnternethaber Yazarı Eftal Orhan (sağda)

YARIN: İYİ Kİ YAPTIM DEDİĞİ ŞEY
SON BİR AYDA NASIL ÇALIŞTI?
PANİKLEDİ AMA ÜSTESİNDEN NASIL GELDİ?
ÖSS'YE HAZIRLANANLARA MESAJI NELER OLDU?