Eski bakanlardan Kamran İnan, Avrupa'nın ''Türkiye'nin iyiliğini düşünmediğini'', devletin ise ''bakkal hesabıyla yönetildiğini'' iddia etti.
Abone olAntalya Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (ANSİAD) düzenlediği toplantıda konuşan Kamran İnan, AB'nin Türkiye açısından ''yeni bir tehdit unsuru haline geldiğini'' savunarak, AB'nin Türkiye'den ''tarihi intikamını almaya çalıştığını'' öne sürdü. AB'nin Türkiye'yi ne içine aldığını ne de kapılarını kapattığını dile getiren İnan, ''Türkiye'yi gelecekte büyük güç olarak gören Avrupa, ülkeyi bölmeye çalışıyor. Yunanistan neden veto hakkını kullanmıyor. Çünkü taviz alıyor. Kıbrıs'ı bugün kaybetme noktasına geldik. Önümüzdeki süreçte Ege'de de Yunan iddiaları gündeme getirilecek'' diye konuştu. İnan, Çerçeve Belgesi'nde Rum Kesimi'nin tanındığını iddia ederek,şimdi de liman ve havaalanlarının açılmasının ve diplomatik ilişki kurulmasının istendiğini söyledi. Avrupa'nın Türkiye'nin iyiliğini düşünmediğini öne süren İnan, ''Soğuk savaş döneminde Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı vardı. SSCB'nin dağılması ve soğuk savaşın sona ermesiyle Avrupa'da bölünen aileler birleşti. Türkiye üvey evlat muamelesi görmeye başladı'' dedi. İnan, Türkiye'nin dış ilişkilerde iyi yönetilmediğini de iddia ederek, ''Türkiye dış ilişkilerde masadan kalkmayı, uzun yıllardır da masada (hayır) demeyi unuttu. Şimdi de üst kimlik, alt kimlik tartışması başladı. Tek kimlik vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti kimliğidir. Milletlerarası ilişkilerde dostluklar yoktur. Milletlerarası menfaatlerin yeri vardır'' diye konuştu. Türkiye'nin milli dayanışmaya ihtiyacı olduğunu belirten İnan, Avrupa'nın, yaşadığımız zaafları iyi kullandığını söyledi. İnan, Türkiye'nin dış ilişkilerde ağırlığını koyduğu zaman istediklerini her zaman aldığını ifade ederek, şunları söyledi: ''Devlet adamlığı dünya dosyalarına hakim olmalıdır. Türkiye daha önce danışılan bir ülke idi. Bizim içimizde küçüklük kompleksi var. Türkiye'nin artık silkinmeye ihtiyacı var. Avrupa'nın bir dev olmadığını görmeliyiz. (Evet Efendimcilikle) bir yere varılmaz. Devlet, devlet makamlarından idare edilir, parti merkezlerinde idare edilmez. Devlet ayaküstü yönetilmez. Devlet, devlet adamlığı ciddiyetiyle yöneltilir. Devlet, bakkal hesabıyla yönetilmeye başlandı. Devlet idaresi ciddiyettir. Biz devletten ciddiyeti kovduk.'' ABD'nin karşısındaki en büyük gücün Uzakdoğu ülkeleri olduğunu ifade eden İnan, Japonya'dan sonra Çin ve Hindistan'ın çok büyük ekonomik güç olacağını kaydetti. İnan, yoksulluk ve nükleer çalışmalar ile terörün dünyayı tehdit ettiğini bildirerek, Türkiye'nin, 2. Irak krizinde, ABD'ye destek vermemekle çok şeyler kaybettiğini, bunun sonuçlarının da Türkiye için olumsuz olduğunu öne sürdü. ABD'nin Irak'a girişi sırasında Türkiye'ye çok güvendiğini vurgulayan İnan, şöyle konuştu: ''2. Irak Savaşı'nda Kuzey'den cephe açılmış olsaydı farklı bir güç elde etmiş olurduk. Tüm hazırlıklar ve ikmal yapıldı. Ama 3 Mart'ta bu olmadı. Eğer, ABD'ye destek vermiş olsaydık, bu AB'ye karşı çok iyi fren olacaktı. Bunu kaçırdık. ABD'nin bize çok güveni vardı. Bu güveni şimdi Kuzey Irak'ta iki aşiret reisi aldı. Yeni Irak Anayasası Taslağı'nı inceledim. Bunlar her şeyi almışlar. Irak'a biz de girseydik Talabani Devlet başkanı olabilir miydi?''