BIST 9.368
DOLAR 34,53
EURO 36,13
ALTIN 2.961,53
HABER /  GÜNCEL

İmralı görüşmesine BDP'li vekiller ne dedi?

Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ve MİT arasında gerçekleşen görüşmeler haftaya damgasını vurdu. Peki BDP'li vekiller bu görüşmelerden umutlu mu?

Abone ol

NESRİN YILMAZ/İNTERNETHABER-ANKARA- Dün BDP'li iki vekil, Ahmet Türk ve Ayla Akat'ın da aralarında bulunduğu İmralı görüşmelerinde ne konuşuldu, sürece dair nasıl bir yol izlenecek, barış sağlanabilecek mi, örgüt silah bırakacak mı. Bu soruları BDP'li vekillere sorduk. Ayla Akat ve Ahmet Türk görüşmelere ilişkin bir açıklama yapmazken, BDP'li vekillerden İmralı'da ne konuşulduğundan habersizler. Ama görüşmelerden ne beklediklerini ve olabilecek sonuçları internethaber.com'a anlattılar.

MÜZAKERE TEK YOL

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, sürece ilişkin kişisel bir değerlendirmede bulunmak istemesede bu görüşmelerin bir anlam taşıdığını düşünüyor:

"Biz parti olarak sürekli diyalog ve müzakerenin çözümün anahtarı olduğunu söyledik. Dünyadaki örnekler de böyledir. Bu yol denenmesi gereken tek yoldur. Bu tür görüşmelerin amacı olumlu bir sonuç almaktır."

KÜRTLERİN BEKLENTİLERİ KARŞILANMALI

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, barışın herkesin beklentisi olduğunu, artık silahların susması gerektiğini söyledi:

"Türküyle Kürdüyle herkesin istediği akan kanın durması. Tabi, barış istemek ayrı, barışın nasıl olacağı ayrı bir şey. Barıştan kastedilen, bir tarafın diğer tarafa teslim olacağı değildir. Barış, hak ve hukukun teslim edilmesi demektir. Barış olabilmesi için savaşa sebebiyet veren unsurların, ortadan kaldırılması gerekir. Barışın olabilmesi için hak ve hukukun teslim edilmesi gerekir. En önemli faktör bu. Tabi bu bir süreç işi, bir günde sonuç alınacak bir şey değil. Nasıl bir yol haritası izlendiğini biz de bilmiyoruz. Her barışın bir stratejisi ve projesi olur ve bu adım adım gerçekleşir. Önümüzde bir yol haritası yok, neler öngörülüyor bilemiyoruz. Mesele sadece PKK'nın dağdan indirilmesi değil, Kürt meselesinin çözümü de var. Bunun iki boyutu var, birincisi, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü, ikincisi, PKK'nın dağdan indirilmesi ve siyasal hayata katılması. Şu an için henüz bu tasarım nedir bilmiyorum, Kürtlerin meşru taleplerini karşılamayan ve karşılayamayan hiçbir çözüm çözüm değildir.

ARKADAŞLARIMIN GÖZÜNDE O IŞIĞI GÖRDÜM

BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, süreçten çok umutlu. İmralı'dan gelen partili arkadaşlarının gözlerinde barışı ve umudu gördüğünü söyleyen Buldan, sürecin olmulu geçeceğini düşünüyor:

"Son gelinen aşamada yapılan görüşmelerin mutlaka olumlu bir şekilde sonuçlanacağına inanıyorum. Dün İmralı'da neler konuşuldu bilmiyorum. Ama şunu söylemek isterim ki, dün görüşmeye giden arkadaşlarımız Ahmet Türk ve Ayla Akat'ın yüzlerinden çok olumlu bir sonuç çıkabileceğini gördüm. İkisinin de gözlerindeki ışıltıdan, yüz ifadelerinden, mimiklerinden görüşmenin çok olumlu geçtiğini ve onların d abu görüşmeden çok etkilendiğini söyleyebilirim. Saçlarını bu uğurda ağartmış bir siyasi olarak Ahmet Türk'ün yüzünden bu görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkacağı izlenimi edindim. Sayın Öcalan'ın içerisinde olmadığı bir müzakere sürecinin barışa katkı sağlamayacağını hep söylüyordum. Dün itibariyle böylesi bir adım atıllması ve Sayın Öcalan'ın bu sürece dahil edilmesiyle birlikte ben bu ülkede çok güzel şeylerin yaşananacağına, barışa ve demokratikleşmeye olan umudumun arttığını söyleyebilirim. Bundan sonraki süreci çok temkinli ve hassas bir şekilde izlememiz gerekiyor. İktidarından muhalefet partisine kadar herkes elini taşın altına sokmalı ve BDP de üzerine düşeni yerine getirmelidir. Biz BDP olarak üzerime ne düşüyorsa, ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız. Barış sürecini hep birlikte örebilmeliyiz. Bu ülkede akan kan kardeş kanıdır, artık akan bu kanın durması lazım. son olarak şunu söylemek isterim bu görüşme Abdullah Öcalan'ın katılımıyla da taçlanacaktır."

GÖRÜŞMELERDE İZLENECEK YOL ÇOK ÖNEMLİ

BDP İstanbul Milletvekili A. Levent Tüzel ise görüşmelerin anlamlı olduğunu fakat süreç içerisinde izlenecek yolun çok daha önemli olduğunu belirtti:

"Dileğimiz, barışın önünü açacak bir süreç olması. ama şimdiye kadar hükumetin izlediği siyaset, pratik, iki ihtimalin olduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar çokça oyalama ve siyasi hareketi tasfiye etme, şimdi de silah bıraktırma olarak ilan ediliyor. Diğer taraftan da bölgedeki gelişmelere bakıldığında, Türkiye'de Kürt sorununun çözümünde, Kürtlerin taleplerinin karşılanmasında önemli bir aşamaya da gelinmiş durumda. Dileğimiz bu görüşmelerin gerçek anlamda bir müzakere içinde geçmesi. Esas itibariyle, sadece PKK'ya dönük yaptırımlar ve Öcalan'ın bu konuda ikna edilmesinden çok, Kürt halkının eşit haklar talebi açısından düzenlemeler yapılması ve özellikle BDP üzerindeki bu siyasi baskıların son bulması sağlanmalıdır. Bunlar yapılabilirse, bu görüşmeler umudu beraberinde getirebilir. Bu görüşmeler kapalı kapılar ardında kalırsa, toplumla açık olarak paylaşılmazsa, iktidar bu süreçte barışı ve çözümü geliştirecek bir irade olarak sunmazsa geçmişteki şeyler yeniden başlayabilir."

"Müzakere süreçleri zorlu süreçler. Biz bunu daha önce İrlanda deneyimlerini incelediğimizde de gördük. Geri dönüşler, zikzaklar, yol kazaları olabiliyor. Ama dileğimiz o ki, en azından çatışmasız bir ortam sağlanması. Türkiye toplumu artık bunu bekliyor, bunu değerlendirmek lazım. Artık bu durumda Oslo'da pazarlık oldu, ülkeyi sattınız falan denmemesi lazım. Herkes bir an önce bu savaş son bulsun istiyor, bunun iyi değerlendirilmesi gerekiyor."