BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

IMF'nin 2004 falından dolar çıktı

ABD'nin 10 trilyon dolarlık ekonomisinin başını çektiği global ekonominin, yeni yılda daha da canlanması beklenirken, riskleri de beraberinde getiriyor.

Abone ol

ABD'nin 10 trilyon dolarlık ekonomisinin başını çektiği global ekonominin, yeni yılda daha da canlanması beklenirken, riskler sürüyor ve ilerleme eşitsiz olacak. Yeni yılda büyümede Asya ekonomilerinin önde gitmesi, Latin Amerika'da ekonomik dirilişin belirmesi, euro bölgesinde ise sadece hafif canlanma, toparlanma öngörülüyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), global ekonominin 2001'deki durgunluktan beri en iyi büyümesi sağlanacak, fakat, ABD'nin artan ticaret açığı ve doların değerindeki dalgalanmalar gibi düğümlenmiş sorunlar ilerlemeyi engelleyebilir. Baş ekonomisti Kenneth Rogoff'un ''dünya ekonomisi nihayet çok derin deliğinden çıkıyor'' dediği IMF, 2003'de yüzde 3.2 olan dünya ekonomisinin büyüme hızının 2004'de yüzde 4.1'e çıkmasını bekliyor. Asya Kalkınma Bankası dünya ekonomisinin 2003'de yüzde 6.1 olan büyüme hızını 2004'de yüzde 6.6 olarak öngörüyor. Dünya Bankası'na göre, kalkınmakta olan ülkelerin ekonomik büyümesi sanayileşmiş ülkelerden daha yüksek olup, 2003'de yüzde 2.5 iken 2004'de yüzde 4.9'a çıkacak. Zengin ülkelerdeki artan bütçe ve ticaret açıkları gibi yapısal sorunlar, Japon bankalarının zayıf performansı, Amerikan dolarının ani düşüşü ve diğer beklenmeyen şoklarla yatırımların canlanamaması riskleri gerçekleşirse, bütün olumlu tahminler suya düşecek. Dünya Ticaret Örgütü'nün (WTO) Meksika'nın Cancun kentindeki müzakerelerinin çökmesi, trajedi olmasa da, global büyümeyi tıkayacak, çünkü, ticaret hacminde artış olmadan global ekonomideki büyüme önemli ölçüde yavaşlayacak, global yoksulluk artacak. DÜNYA EKONOMİSİNİN MOTORU ABD... Amerikan iş dünyası ekonomistlerine göre, 2004'de ABD'de şirketlerin harcamaları ve ihracattaki artışlar ekonomik büyümeyi hızlandıracak, işsizlik biraz yükselecek. ABD ekonomisinin 2003'de yüzde 3 olan büyüme hızı 2004'de yüzde 4.5'e çıkacak. En büyük tehdit, istihdamdaki artışın beklenenden daha zayıf olmasından kaynaklanacak ve bu nedenle tüketici harcamaları azalacak. Küreselleşme Amerikan ekonomisi ve diğerlerini daha esnek kılacağından ötürü, ticaret açıkları gibi ekonomik dengesizlikleri daha rahat düzeltebilecekler. ABD'nin 2003'de 525 milyar dolar olan ticaret açığının 2004'de 525 milyar dolara, federal bütçe açığının da 374 milyar dolardan 462.8 milyar dolara çıkması bekleniyor. ABD dolarının, 2002 yılı başlarından beri önemli para birimleri sepeti karşısında yaklaşık yüzde 20 değer kaybı henüz enflasyonu körüklemedi, çünkü verimlilik son 20 yılın rekorunu kırdı. Verimlilikteki büyk artış sayesinde şirketler, ürünlerinin fiyatlarını artırmaksızın karlarını büyütebildi. ABD'de enflasyonun 2003 yılında yüzde 2'de kalması, 2004'de yüzde 1.7'ye inmesi bekleniyor. ABD dolarının değer kaybı hem Amerikan ekonomisinin dengesizliklerini gidermeye yardımcı oluyor hem de devlet başkanlık seçimleri dönemine girildiği 2004'de ABD Başkanı George Bush yönetiminin işine geliyor. Fakat doların değer kaybı, ABD'ye yabancı sermaye yatırımları akışını azaltabilecek ve ABD'de faiz oranları da bir süre daha düşük seyredecek. JAPON EKONOMİSİ DE CANLANIYOR.... Irak Savaşı ile SARS salgınından ötürü ABD ve Avrupa pazarlarının ihracat talebi daralan Asya ekonomileri ancak 2003 yılı sonlarına doğru toparlanabildi ve 2004 yılı da parlak görünüyor. Dünya ekonomisinin tek büyüme moturu olan ABD'deki güçlü büyüme Asya ihraç ürünlerine talebi yeniden canlandırırken, yıllardır durgunluktaki Japon ekonomisi de, bilhassa Çin'e ihracat sayesinde nihayet umut verici büyüme sinyalleri veriyor. Tokyo menkul kıymetler borsası da yeniden canlanma trendinde. Japonya'da şirketlerin ve bankaların bilançolarındaki sorunlar, kamunun artan borçları ve kalıcı deflasyonist beklentiler güçlü büyümenin devamı yolundaki engeller. IMF Japon ekonomisinin 2003 mali yılında yüzde 2 olan büyüme hızının 2004'de yüzde 1.4 olmasını öngörüyor. ÇİN Yabancı yatırımlarda aslan payını kapan Asya'nın yükselen ekonomisi Çin, dev bir ihracatçıya dönüştüğü gibi, komşularından da daha çok mal ithal ediyor. Emlak, inşaat, tesisler ve ekipmanlara teknik yatırımların yanı sıra ihracat ve yabancı sermaye yatırımları, Çin ekonomisini son yıllarda yılda ortalama yüzde 8 büyüttü. Çin'in ABD ile ihracatında verdiği fazlanın bu yıl sonunda 129 milyar dolara çıkması bekleniyor, fakat Çin ekonomisinde herhangi bir beklenmedik yavaşlama, tüm Asya'yı etkileyecek. Burada en gerçekçi risk Çin ekonomisinin sert iniş yapması olacak. IMF'e göre, Güney Kore ekonomisi yeni yılda yüzde 4.75 büyüyecek, ancak hükümetin, bilhassa şirketler sektörü olmak üzere reformlarda bastırması gerekiyor. Singapur'da devlet, imalat sektöründeki canlanma sayesinde 2004'de yüzde 3 ila yüzde 5 büyüme bekliyor. Hindistan'da iş dünyası iyice canlı, 2003 yılı büyüme hızı yüzde 6.7 olacak, ihracat artıyor, menkul kıymetler borsası yükseliyor. Bu ülkenin bilgisayar yazılımdaki gücü ve yabancı şirketlerin üretimlerini kaydırmalarının yanısıra, otomotiv parçaları ve mühendislik mallarında ABD ile ticarette artış bekleniyor. EURO BÖLGESİ VE AB, YENİ ÜYELERİN KATILIMI.... Üye ülkeler hükümetlerinden hayati sosyal refah ve çalışma hayatı reformlarını izlemelerini isteyen Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, AB'de euro bölgesinde 2003 yılı büyüme hızı ortalaması tahminini yüzde 1'Den binde 4'e düşürdü, işsizli oranı tahminini de yüzde 8.9'dan yüzde 9.1'e çıkardı. İngiltere, İsveç ve Danimarka dahil edildiğinde, 15 üyeli AB'De 2003 yılı ekonomik büyümesi binde 8 civarında öngörülüyor. Amerikan ve Asya ekonomilerindeki olumlu sinyallerin etkisiyle, AB euro bölgesinde ortalama büyüme oranı 2004'de yüzde 1.8, AB genelinde ise yüzde 2 olacak. Euro bölgesinin iki büyük ekonomisi Almanya ve Fransa'nın bütçelerini yakında kontrol altına almaları beklenmiyor. Alman hükümeti, bu yıl için küçük çapta bir küçülme, kısmen 15 milyar euroluk (18.3 milyar dolar) gelir vergisi indirimleri sayesinde, 2004'de yüzde 1.7 büyüme bekliyor. Alman vergi mükellefleri ve tüketicilerinin ceplerine daha fazla para girişiyle, Avrupa'nın en büyük ekonomisi üç yıllık durgunluktan sonra canlanacak. Ekonomistlere göre, euronun yükselişi, euro bölgesi ekonomilerindeki esaslı bir yeni güçten ziyade doların zayıflamasından kaynaklanıyor. AB Komisyonu, Birliğe 2004'de katılacak çoğu Doğu Avrupalı yeni üyelerin 2003 yılı büyüme ortalamasını yüzde 3.1 civarında tahmin ediyor. AB'nin yeni üyelerinin ekonomileri Mayıs'daki üyelikleriyle daha da büyüyecek, fakat, istihdam yaratımı yetersiz kalacak. RUSYA, PETROL FİYATLARINA BAĞLI Rusya 2004'e hazırlanırken, seçimlerin de yenileceği bu yılda Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) 2010'a kadar ikiye katlanması vaadinde ilerlemeye bakacak. Yatırımcılar da, Rus hükümetinin Sovyet sonrası döneminin başlarında girişilen özelleştirmeden geri adım atılıp atmayacağının işaretlerini arayarak tetikte duracak. Putin'in Rusya'nın başbakanlığına atayacağı kişiyi seçmesi, ekonomiye muazzam etki yapacak. Adaylar arasında, her ikisi de reform yanlısı, halen işbaşındaki başbakan Mikhail Kasyanov, maliye bakanı Alexei Kudrin de var. Fakat Putin'in, bu iki ismin yerine KGB'den eski dostu Sergei Ivanov'a yönelebileceği konuşuluyor. Ki bu kişi, bazılarına göre reformlardan rahatsız, güçlü bakanlıkların temsilcisi olarak nitelendiriliyor. Her zaman olduğu gibi, birçok şey, Rusya'nın en büyük gelir kaynağı olan petrolün fiyatına bağlı olacak. Analistlere göre, Rus devletinin petrole aşırı bağımlılığı, çok gerekli yapısal ekonomik reformları şimdiye dek geciktirmesine imkan verdi, fakat, devlet de, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara hassas, kırılgan. Rus hükümeti 2002'de yüzde 4.3 olan GSYİH artışının 2003'de yüzde 6.6'ya çıkmasını bekliyor. OPEC ÜLKELERİNİN SATINALMA GÜCÜ AZALACAK Öte yandan Ortadoğu'nun petrol üreticisi ülkelerinin büyüme hızının 2004'de yavaşlaması, petrol üreticisi dışındakilerin ise biraz artması bekleniyor. Ortadoğu ekonomileri dışa açılmak, petrol gelirlerine bağımlılıktan kurtulmak ve daha fazla büyüme için şişkin devlet ve kamu harcamalarını kısmak zorunda. Bölgenin en acil sorunları arasında yüksek işsizlik oranları ve işgücünün süratle büyümesi var. Petrol üreticisi ülkelerin GSYİH artışının yüzde 6'dan yüzde 5'e inerken, petrol üreticisi olmayanlarınkinin yüzde 2.5'den yüzde 3.1'e çıkması bekleniyor. Ortadoğu ülkelerinin çoğu büyüme için önemli adımlar attı. S. Arabistan 2003 için denk bütçe hedefliyor, Ürdün açıklarını azaltacak. İran, Kuveyt, Umman ve Katar anahtar sektörleri doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına açtı, Bahreyn, Ürdün ve S.Arabistan kamu hizmetleri reformlarına girişti. Mısır'ın turizm gelirleri artacak, fakat döviz sıkıntısı dahil, diğer birkaç sorunla karşı karşıya. Lübnan'da geniş kapsamlı özelleştirme gerçekleşirse, iç borçların oranı önemli ölçüde azalabilir. Genelde, petrol üreticileri fiyat düşüşleri ve doların zayıflığından muhtemelen zarar görecek. Uzmanlara göre, OPEC ülkeleri euro ve yenin hızla değerlenmesinden ötürü kaybedecek, çoğu Ortadoğu ülkesinin satınalma gücü doların değer kaybetmesi nedeniyle hızla azalacak. Mesela Suudi Arabistan'ın ithalatının üçte ikisi Batı Avrupa ve Japonya kökenli. LATİN AMERİKA'NIN BÜYÜMESİ İKİYE KATLANACAK Latin Amerika ve Karayipler bölgesinin ekonomik büyüme hızı, yüzde 1.5'den yüzde 3.5'e çıkacak. Brezilya'da eski sendika lideri devlet başkanı Luiz Inacio Lula da Silva icraatının ilk yılında çarpıcı büyüme vaad ettiyse de, 2003'ün ilik iki çeyreğinde ekonomi durgunlaştı ve bu yıl genelinde binde 2, 2004'de de yüzde 3.5-4 büyüme bekleniyor. Fakat bu büyüme oranı, çok sayıdaki yoksul Brezilyalı kurtaracak on milyonlarca istihdam yaratılmasına yetmeyecek. Ülkede ortalama işsizlik oranı yüzde 13, meli ve sanayi merkez Sao Paulo'da ise yüzde 20 civarında. Arjantin'de bu yıl yüzde 7 büyüme bekleniyor, her beş kişiden biri işsiz, yeni yılda yüzde 4 büyüme öngörülüyor. Venezüella ekonomisinde 2002'de yüzde 9 küçüldükten sonra bu yı da yüzde 9.5 daralma bekleniyor. Bölgesinin enflasyon rekorunu yüzde 27 ile kıran bu ülkede iş dünyası liderleri, durgunluğu, Devlet Başkanı Hugo Chavez'in kısır ekonomi politikalarına bağlıyor.