IMF'de Türkiyeye başarıyı yakaladınız ama daha çok yol var mesajı.
Abone olIMF Türkiye masası eski şefi Moghadam, Türkiye’nin ekonomide çok önemli bir başarı yakaladığını, bu başarıyı korumak için istikrar ve yapısal reformların sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye masası eski şefi olan ve halen IMF Başkanı Rodrigo Rato’ya danışmanlık yapan Rıza Moghadam önderliğindeki bir heyet tarafından hazırlanan ve “Kavşaktaki Türkiye” ismini taşıyan raporuna göre, Türkiye ekonomisindeki kazanımların korunması için sürdürülen politikalardan taviz verilmemesi gerekiyor.
IMF Avrupa Bölümü Başkanı Michael Deppler ile Türkiye Masası eski şeflerinden Odd Per Brekk’in de katkıda bulunduğu rapor, Türkiye’yi yakından tanıyan uzmanların tespit ve tavsiyelerinden oluşuyor.
‘POLİTİKALARA BAĞLI KALIN’
Moghadam, “Türkiye, 2001 yılından sonra elde ettiği bu kazançları sürdürebilmesi için halen uyguladığı ekonomi politikalarına sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır” dedi. Moghadam, şunları söyledi: “Türkiye’nin 2001 yılından sonra uyguladığı makro ekonomik istikrar ve yapısal ekonomik reform programının ana hedefi, yüksek oranlı ekonomik büyüme oldu. Yüksek oranlı ekonomik büyümenin sürdürülmesi, Türkiye’nin sürdürülebilir bir borç yapısına sahip olmasına, Türk halkının yaşam standardının Avrupa Birliği (AB) standartlarına ulaşmasına ve işsizliğin azalmasına katkıda bulunacaktır.”
’TÜRKİYE, BÜYÜMEDE DOĞU ASYA’YA BENZİYOR’
Türkiye’nin Doğu Asya ekonomilerine benzer bir ekonomik büyüme trendi yakaladığını belirten Moghadam, “Türkiye’de, kamu maliyesindeki disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reformların devam ettirilmesi, yüksek sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kırılganlığın azaltılması için en önemli unsurlar olacaktır. Son yıllarda başarı elde ettiği kronik sorunlarından enflasyonu indirme çabası, Türkiye’nin orta vadedeki performansını belirleyecek unsurlardan birisi olacak” dedi.
‘DOLARİZASYON AZALTILMALI’
Moghadam, şöyle devam etti: “Türkiye’deki enflasyonla mücadeledeki en önemli konu, beklentilerdir. Geriye yönelik beklentiler nedeniyle enflasyonla mücadelede daha önce başarı sağlanamazken, son yıllarda ileriye yönelik beklenti ile enflasyonun düşeceğine dair beklentilerin güçlenmesi, enflasyonla mücadelenin başarılı olmasını sağlamıştır. Türkiye’deki kırılganlığın daha da azaltılabilmesi ve makro ekonomik alanda daha da başarılı olabilmek için dolarizasyonun azaltılması gerekir. Dolarizasyonun azaltılabilmesi için enflasyonla mücadelenin güçlü şekilde sürdürülmesi gerekir, enflasyon düştüğü oranda, Türk Lirası cinsinden varlıklara talep de artacak ve dolarizasyonun yerini Türk lirası alacaktır.”
Türkiye’deki borç yapısının önemli bir kırılganlık oluşturduğunu ifade eden Moghadam, şöyle dedi: “Türkiye’de borç oranının düşürülmesi yönündeki mücadele, Türkiye ekonomisinin en önemli istikrarsızlık kaynaklarından birisi olan ödemeler dengesi kaynaklı kırılganlığı da azaltacaktır. Borç oranının düşürülmesi, Türkiye’nin enflasyonla mücadele programını ve ekonomik görünümünü de güçlendirecektir, bu nedenle, borç oranını düşürmeye yönelik bir borç hedefleme, Türkiye’deki borç oranının düşmesinde önemli bir araç olabilir.”
Faiz dışı fazlanın yüksek seyrinin devamının, ekonomik büyüme ve enflasyonu indirme politikalarını destekleyeceğini belirten Moghadam, faiz dışı fazladaki yüksek oranın taviz verilmeden devam ettirilmesinin, kamu borcunun makul düzeylere inmesine, cari açığın da sürdürülebilir bir düzeyde tutulmasına katkıda bulunacağını kaydetti.
PROGRAMIN KALBİ MALİ SEKTÖR REFORMU
Mali sektör reformunu, programın kalbini oluşturduğunu belirten Moghadam, 2000 ve 2001 yıllarındaki krizin temel nedenlerinden birisi olan mali sektörde, önceki yıllardaki gibi bir sıkıntıya düşmemek için mali sektör reformunu sürdürülmesi gerektiğini, bu reformun, reel sektörün güçlenmesine de katkıda bulunacağını vurguladı.
TÜRKİYE’NİN KIRILGANLIKLARI
Türkiye’deki olumlu ekonomik performansa karşın, bazı kırılganlıklarını devam ettiğinin altını çizen Moghadam, olumlu gidişatı tersine çevirebilecek bu kırılganlıkları, “yüksek dış borç ödemeleri, iç ve dış gelişmeler sonucu yatırımcı hissiyatında aniden meydana gelebilecek değişimler neticesinde döviz ve faiz oranlarındaki baskının artması, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, enflasyonla mücadelenin zarar görmesi, bankacılık sisteminin zayıflaması ve ödemeler dengesinin bozulması, ağırlıklı olarak kısa vadeli sermaye ile finanse edilen yüksek cari açık ve işsizlik” olarak sıraladı.
Kaynak:www.ntvmsnbc.com