Coşkun, ''IMF, biz iktidar olduktan sonra ülke gerçeklerini daha iyi anladı. Biz de ona göre değiştirdik" dedi.
Abone olSanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, ''IMF, biz iktidar olduktan sonra ülke gerçeklerini daha iyi anladı. IMF'nin reçeteleri ve programlarını, ülke gerçeklerine göre değiştirdik'' dedi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, ''Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Merkez Birliği''nin (TESKOMB) 33. Olağan Genel Kurulu'na katılarak bir konuşma yaptı. Coşkun, Türkiye'nin ekonomik darboğazları aştığını, şimdi hedefin sürdürülebilir, istikrar içinde bir kalkınma olduğunu söyledi. Esnafa verilen kredilerde kefalet faizlerini kademeli olarak yüzde 59'dan yüzde 25'e indirdiklerini belirten Coşkun, aslında enflasyonun indiği şimdiki seviyeler esas alındığında yüzde 25 faizin yüksek olduğunu söyledi. Bu faiz oranını yüzde 15 olarak teklif ettiklerini anlatan Coşkun, ''Hatta şunu teklif ettik. Enflasyon TEFE artı 3.'' dedi. Sanayiciler ile küçük ve orta işletmelerin aldığı KOSGEB kredilerinde düşük faiz uygulamaya başladıklarını anlatan Bakan Coşkun, Bunun için 80 trilyonluk bir fon oluşturduklarını anlattı. Odalar Birliği'nin de 100 trilyon liralık bir kaynak yarattığını belirten Coşkun,''Böyle bir kolaylıkla buna aşağıya çekebildik. IMF'yi öyle ikna edebildik'' diye konuştu. ''IMF ÜLKE GERÇEKLERİNİ ANLADI'' Bakan Coşkun, devlette devamlılığın esas olduğunu belirterek IMF ile ilgili görüşlerini de şöyle dile getirdi: ''Biz IMF'ye karşı değiliz. Onun için IMF, biz iktidar olduktan sonra ülke gerçeklerini daha iyi anladı ve IMF'nin reçeteleri, programlarını ülke gerçeklerine göre değiştirdik. Ama takdir edersiniz ki bu son Stand-By anlaşması devam ediyor. Ve bu tür ekonomiyi doğrudan ilgilendiren konularda IMF ile mutabakat sağlamak durumundayız. Bizim teklifimizin, Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından yerine getirilemeyişinin sebebi, onların isteksiz olmasından değil. Bunu açıklama durumundayım. IMF'ye kabul ettirilemeyişindendir. Ama 7. Gözden Geçirme Protokolü yayınlandı. İnşallah önümüzdeki günlerde bunu makul seviyelere indireceğiz. Belki de, eğer yönetim kabul ederse aynen KOSGEB de yaptığımız gibi Halk Bankası'nda bir fon oluşturarak bu fon neticesinde IMF'yi ikna ederek faizleri aşağıya çekme yolunu deneyebiliriz.'' Gönüllerinin çok şey yapmak istediğini de belirten Bakan Coşkun, ancak aldıkları deliğin çok büyük olduğunu bu yüzden yamanın küçük geldiğini söyledi. Coşkun, ''Bu yamayı hep beraber deliği küçülterek oraya uyduracağız. Çünkü bütçe açıkları hale devam ediyor'' diye konuştu. Türkiye'nin yönetim biçiminin Cumhuriyet olduğunu da belirten Coşkun, sözlerini söyle sürdürdü: ''Çünkü Cumhuriyet sizlersizin, biziz. Cumhursuz Cumhuriyet olmaz. Ama cumhuriyet'in taçlanmış şekli demokratik Cumhuriyet'tir. Ama geldiğimiz noktada bürokratik engeller o kadar çok ki demokratik Cumhuriyet olmamız yönünde zaten AB'nin önümüze koyduğu şartlardan biri bu. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler. İşte bu Kopenhag kriterleri. Bunu hepimiz istiyoruz. Bu genel bürokratik yapı devleti hantal bir yapıya çevirmiş. Ağır, hareket edemeyen, her şeyin Ankara'dan karara bağlandığı bir Türkiye. Bu çağda böyle gelmiş böyle gitmez. Onun için kamuyu yeniden yapılandırıyoruz ve yerel yönetimler reformunu getiriyoruz. Dolayısıyla bu yapı aynı zamanda ülkeyi israf batağına itmiş. '' MARKETLER YASASI Kamuoyunda Marketler Yasası olarak bilinen yasanın, 27 Mayıs günü Başbakanlık'ta taraflar ile yeniden ele alınacağını da belirten Coşkun, bu konuda büyük ölçüde mutabakat sağlandığını ve yasanın çıkarılacağını bildirdi. 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarları Yasa üzerindeki çalışmaların bittiğini de ifade eden Coşkun, bu yasanın bakanlıkların görüşüne açılacağını ancak bu görüşler alınmadan önce Türkiye Esnaf ve Sankarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Merkez Birliği'nin (TESKOMB) göndereceklerini söyledi. Bu yasanın esnafa yaraşır hale getirilmesini istediğini belirten Coşkun, önümüzdeki günlerde yasanın Başbakanlık aracılığı ile TBMM'ye gönderileceğini bildirdi. Bakan Coşkun, güçlüyü ve gücü her zaman takdir etmek gerektiğini de vurgularken, ''ama ben hep haklının yanında oldum. Şimdi de sizi haklı görüyorum ve sizinle beraberim'' dedi.