BIST 9.636
DOLAR 34,64
EURO 36,37
ALTIN 2.928,96
HABER /  POLİTİKA  /  SP

IMF kararında Saadet Partisi'nin payı

Numan Kurtulmuş hükümetin IMF kararını değerlendirerek "Saadet partisi şimdilik IMF kalesini yıkmıştır"dedi.

Abone ol

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Hükümet'in IMF ile müzakereleri bitirmesine ilişkin yaptığı açıklamada, yeni bir anlaşmanın olmayışını sevindirici bir haber olarak yorumladıklarını dile getirerek, "Yeni bir anlaşma yapılmamış olmasını fevkalade ciddi şekilde önemsediğimizi söylüyorum. Bunun siyaseten özeti şudur. Saadet Partisi şimdilik IMF kalesini yıkmıştır" dedi.


Saadet Lideri Kurtulmuş partisinin genel merkezinde yaptığı açıklamada, Türkiye'nin IMF ile olan ilişkilerinde gelinen son noktada Saadet Partisi'nin kararlı, tutarlı, sürekli olarak yol gösterici siyasetinin önemli payı olduğunu dile getirerek, "Biz yaklaşık bir buçuk yıldır her vesilesiyle 'Aman ha, sakın ha! IMF ile yeni bir anlaşma imzalamayın' uyarısın tekrarladık. 2000 yılından itibarin uygulanan IMF protokolü ülkede tezgahın dağılmasının arkasında bu yanlış modelin rolü olduğunu hep ifade ile geldik. Son olarak bu çerçevede geçtiğimiz günlerde ASKON'un Genel Kurulu'nda Başbakan ile kürsüden de olsa konuları karşılıklı müzakere etme fırsatı bulduk. Uyarılarımızda 'Önümüzde bir IMF anlaşması duruyor. Sakın ha imzalamayın' diye uyarılarda bulunduk. 'Ucuz para bulursam tabiî ki anlaşırım' diyen Sayın Başbakan dün itibariyle IMF anlaşmalarını durdurduğunu ilan etti" dedi.

Saadet Partisi olarak bu süreçte iki önemli noktanın altını sürekli çizdiklerini kaydeden Sadet Lideri, "Bunlardan ilki Gelirler İdaresi'nin özerkleşmesidir. IMF zaten 2000 yılından beridir yatırımları kontrol ediyor. Şimdi IMF aylardır '500 milyar dolar borcu olan bir ülkesiniz. Bu gelirleri sağa sola harcamayın. Bu gelirleri biz kontrol edeceğiz' diye bir mekanizma kuruyor. Gelirler İdaresi'nin özerkleştirilmesi Duyun-u Umumiye'nin yani Osmanlıya diz çöktüren genel borçlar idaresinin post modern adıdır. Buna asla razı olmayacağımızı söylemiştik. Bu konudaki IMF taleplerine rıza göstermeyeceğini Başbakan da ifade etmiştir. Saadet Partisi'nin tekliflerine ve telkinlerine uygun bir cevap vermiştir. Başbakan'a teşekkür ederiz" diye konuştu.

SAADET'İN PAYI BÜYÜK

Bu anlamda ikinci konunun ise belediye gelirlerinin özelleştirilmesi meselesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Belediye iktisadi teşekküllerinin özelleştirilmesi IMF heyetlerinin aylardır öne sürdüğü taleplerden birisiydi. Bu taleplerinin de karşılanamaz olduğunun da ifade edilmesi de Saadet Partisi'nin bu yüksek sesle karşı çıkışının çok büyük payı olmuştur" dedi.

"SAADET PARTİSİ IMF'NİN KALESİNİ YIKTI"

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, gelinen noktada IMF programlarının siyasi bir baskı unsuru olarak kullanıldığını söyleyerek, "Gelinen bu noktada IMF ile olan ilişkimiz ticari, ekonomik ya da bir kredi ilişkisi değil bir program ilişkisidir ve bundan sonra bu ilişkiler IMF heyetleri vasıtasıyla Türkiye üzerine bir siyasi baskı oluşturacaktır sözünü söyledik. Başbakan'ın dünkü konuşmasından görüyoruz ki IMF heyeti Türkiye üzerinde siyasi baskı kurma gayreti içinde olmuştur. Geldiğimiz noktada bizim aylardır söylediğimiz teşhislerimizin ne kadar doğru ortadadır. Yeni bir anlaşma yapılmamış olmasını fevkalade ciddi şekilde önemsediğimizi söylüyorum. Bunun siyaseten özeti şudur. Saadet Partisi şimdilik IMF kalesini yıkmıştır. Ancak biz konunun takipçisiyiz. Bu konudaki görüşlerimizi sonuna kadar milletimiz adına takip edeceğiz. Babacan'ın ifade ettiği gibi şimdilik anlaşmadık ama mayısta müzakereleri başlatabiliriz şeklindeki tezleri de sonuna kadar takip edeceğiz. Türkiye'nin bundan sonra asla siyaseten baskı altına alınacağı bir ekonomik anlaşmanın içinde olmaması Türkiye'nin menfaatinedir" dedi. 

"IMF'NİN BASKILARI DEVAM EDECEK" 

Saadet Lideri Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomi modelinin değiştirilmesini isteyerek, "Hükümet'ten beklentimiz uygulanan ekonomi programını bir an evvel terk etmesidir. Eğer terk edilmezse yarın IMF'nin yeni baskıları kaçınılmaz olacaktır. Bizim tavsiyemiz bu çok olumlu ve doğru bir adımı kalıcı bir sonuca dönüştürülmeleridir Türkiye, kendi ayakları üzerinde yükselen bir ekonomi programını tatbik etmelidir" diye konuştu.