AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Antalya Milletvekili Menderes Türel, “IMF belasının defterini dürdük, terör belasınınkini de düreceğiz” ded...
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Antalya Milletvekili Menderes Türel, “IMF belasının defterini dürdük, terör belasınınkini de düreceğiz” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Antalya Milletvekili Menderes Türel, Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası’nın Otogar’da bulunan çok amaçlı salonunda düzenlenen AK Parti Manavgat İlçe Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Burada yaptığı konuşmada ülkenin her dönem olduğu gibi zor bir süreçten geçtiğini belirten Türel, “Hamdolsun 10 sene öncesiyle karşılaştırdığımızda bugün Türkiye’nin gelmiş olduğu nokta gerçekten gurur verici. Ekonomideki gelişmeleri hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Daha birkaç gün önce Türkiye’nin en büyük korkusu olan IMF belasının defterini dürdük. Son kuruşuna kadar borcumuzu ödedik. Bu borçlar AK Parti iktidarından önce yapılmış borçlardı. Ve AK Parti şimdi artık Türkiye’yi öyle bir noktaya getirdi ki, bırakın IMF’ten borçlanmayı şimdi IMF’e borç verme müzakerelerini başlattık. Ben çok iyi biliyorum, sizler de çok iyi hatırlıyorsunuzdur. Bundan 12 sene önce AK Parti iktidarından birkaç sene önce IMF’den 1-2 milyar TL borç alacağız diye adeta göbeğimiz çatlardı. Şimdi Türkiye ne hale geldi. Bir tek havaalanı ihalesinden ülke 2 milyar doları bir senede kazanır hale geldi. Eskiden bunlar mümkün değildi. Eskiden enflasyon canavarı diye bir deyim vardı. Şimdi enflasyon canavarı Hakk’ın rahmetine kavuştu, adeta kuzuya döndü. Gerek Merkez Bankası döviz rezervleri, gerekse milli gelirdeki artışları hep birlikte biliyorsunuz. Ayrıca çiftçi kardeşlerimiz var. Zaman zaman tabi ki tarımın sorunlarını sizlerle dertleşiyoruz, paylaşıyoruz. Ama AK Parti iktidara geldiğinde yüzde 55’lerle faiz ödediklerini biliyoruz. Şimdi Ziraat Bankası köylülerine baktığımızda faizler sıfır ile 5 arasında, en fazla 6-7 arasında dolaşıyor. Bunlar tabii üretime yansıyor. Bunlar ekonomiye katma değer olarak geliyor. İşte o yüzden daha dün bize karşı her nedense notu kıt olan uluslararası bir değerlendirme, derecelendirme kuruluşu Türkiye’nin notunu fevkalade güzel bir noktaya yükseltti” dedi.
“BAŞBAKAN ERDOĞAN İTİBAR GÖRÜRKEN, KILIÇDAROĞLU ŞAMAR OĞLANINA DÖNDÜ”
AK Parti’nin siyaset anlayışı içerisinde çalışmak, hizmet etmek ve vatandaşı memnun etmenin ana gaye olduğunu, bunun için çalışıp, bunun için gayret sarfettiklerini belirten Türel, “Vatandaşın derdi ile dertleniyoruz. Vatandaşa gece gündüz nasıl hizmet ederiz diye büyük bir telaşın içerisindeyiz. Bugün dünyada Türkiye’yi en prestijli ülkelerden bir tanesi hale getiren ve sözünün eri bir başbakan var. Bugün Amerika Başkanı sayın Başbakanımızı Amerika’da görülmemiş önem ve yüksek diplomasi düzeyli misafir ediyor ise, askeri törenle karşılıyor ise, kendi misafirhanesinde ağırlıyor ise hatta ve hatta gelmeden önce bir 24 saatimizi birlikte paylaşalım teklifinde bulunuyor ise bu Başbakanımızın diklenmeden dik duruşunun eseridir ve Türk milletinin verdiği destek sayesinde olmuştur. Ama Sayın Başbakanımız böyle onurlu bir duruşla yurt dışında ağırlanıyor iken, bir bakıyorsunuz Cumhuriyet Halk Partisi’nin Sayın Genel Başkanını, hem de Sosyalist Birlik Başkanını Avrupa’da şamar oğlanına çeviriyor. Başbakanımızı Esad’a benzetmeye kalkıp, Saddam’a benzetince aralarında ton farkı var deyince adeta Sayın Kılıçdaroğlu’nu iki seksen uzatıyor. İşte iki lider arasındaki fark yurt dışına gidince çok net bir şekilde görülüyor. Bir tarafta Amerika Başkanının adeta büyük bir saygınlık ve samimiyetle ağırladığı Sayın Başbakanımız, bir tarafta kendi siyasi görüşüne sahip partilerin başkanları tarafından yerin dibine geçirilen bir CHP Genel Başkanı. Aslında ülkemiz adına sevinmek değil üzülmek lazım. Ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren, gönül veren arkadaşlarımızın Cumhuriyet Halk Partisi’ne yapılan bu eleştirinin ülkemizin de bir şekilde içerisinde yer almasından üzüntü duymaktayız” dedi.
“ŞEHİTLER GELMESİN ANALAR AĞLAMASIN”
Ülkede birçok sıkıntılar olduğunu, olmaya da devam edeceğini belirten Türel, “Bizler de bunları çözmek için gece gündüz çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. İşte Türkiye ne zaman ekonomik anlamda bir uçağın burnunu havaya kaldırdığı gibi, havaya kaldırmaya kalksa hemen birileri arı kovanına çomak sokmaya çalışıyor. Sinir uçlarına dokunarak Türkiye’nin hassasiyetleri kaşınıyor. Değerli arkadaşlar ülkemizin içerisinde bulunduğu terör meselesi 30 yıldır bu ülkenin çözmeye çalıştığı bir meseledir. Ancak bu güne kadar, AK Parti bu ülkenin hayrına ve yararına olan şeylerden risk almaktan hiç çekinmemiştir. İnşallah bundan sonra da çözmeye devam edecektir. Aramızda istisna olan hainler hariç bu ülkede kimse kan dökülmesini, şehit gelmesini istemez. İşte anneler ağlamasın, analar ağlamasın diye yola çıktığımız bu süreç aslında bu ülkenin birlik, beraberlik ve kardeşliğini pekiştirmeye yönelik bir süreçtir. Biz bunları bugün aklımıza geldi de uyguluyor değiliz. 2001 senesinde Sayın Başbakanımız ilk kez Afyonkarahisar’dan yola çıkıyor iken, bütün bugün yapılacak olanların mesajlarını o gün vermişti. Ne demişti; ‘Biz bölgesel milliyetçiliği siyaset olarak redediyoruz. Politik anlayışımız içerisinde böyle bir şey yok. Etnik milliyetçilik kesinlikle kırmızı çizgilerimiz içerisinde, dinsel milliyetçilik bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Biz yola çıkıyor iken din, dil, ırk, mezhep siyaseti yapmayacağız. Kardeşliğimizi pekiştireceğiz. Birlik ve beraberlik içerisinde yola devam edeceğiz. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek suretiyle bu ülkede Yaradan’dan dolayı yaratılanı sevmek suretiyle siyaset yapacağız’ demişti. Şimdi yapılanlarda o gün verilmiş mesajların aynen uygulamasından ibarettir. Bu ülkede demokrasimizi güçlendireceğiz. Ekonomimizi güçlendireceğiz. Sosyal yaşamı güçlendireceğiz diye yola çıkıyor iken, bunun temelinde milli birlik ve beraberlik, kardeşlik projesi yatmaktaydı. Bu ülkede milletin sesi genelde gür çıkmamıştır. Ama millete efendilik taslamak isteyenlerin sesi her zaman gür çıkmıştır. İşte şimdi milletin sesi gür çıkmalıdır diyen, milletin kurduğu bir parti, milletin çizdiği istikamette yola devam ediyor. Hedef milletin çizdiği istikamettir. Bu güne kadar milletin egemenliği üzerindeki egemenlik gücünü kurmak isteyenler maalesef bazı meseleleri çözülmesi yolunda sıkıntılar ortaya çıkartmışlardır. Şöyle bir geriye doğru bakalım nereden nereye geldik. Rahmetli Özal Kürt meselesi ile ilgili önemli bir adım atmaya kalktığında Ankara’da bütün kapılar suratına kapandı. Sayın Süleyman Demirel İnönü ile koalisyon ortağı iken Diyarbakır’a gitti, ‘Kürt realitesinden bahsediyoruz, bunu göz ardı edemeyiz’ dedi. Ama Ankara’ya geldiğinde sen bu işlere karışma denilip yerine oturtuldu. Ve yine geriye doğru gittiğimizde sayın Erdal İnönü SHP ile o zamanki DTP arasında siyasi işbirliği yaparak bu meseleyi yumuşatmaya çalıştığında, Türkiye’de barış havası yaratmaya çalıştığında yine kapılar ardına kadar yüzüne kapandı. Ama tabii ki Türkiye’nin bu noktaya gelmesi için milletin sesinin gür çıktığı bir demokratik ortamın olması gerekiyordu. Zira bu milletin bize çizdiği istikamette çözülmesi gereken bir sorundu. Bu gün biz AK Parti olarak attığımız birçok reformist adımı halkımızın yararına olduğu için ve bunları milletimiz için yapıyoruz. Ve bugün bunlar yapılabiliniyorsa milletin AK Parti’ye verdiği destek sayesinde oluyor. İnşallah bu destek devam ettiği müddetçe milletin sesi bu ülkede gür çıkmaya devam edecektir. Millete efendilik taslayan değil AK Parti’li siz değerli dostlarım gibi millete hizmetkarlık yapmak isteyen arkadaşlarımızın yolu açık olacaktır. Bizim işimiz, gücümüz bitmedi. Bunlar bizim parti sloganlarımızda yer almış meselelerdir. O yüzden değerli arkadaşlar bu ülkede çözülemeyen birçok soruna el atmış ve çözmek için risk almak pahasına yola çıkmışızdır” diye konuştu.
“Şimdi bu gün bizi hainlikle suçlayanlar, bölücülükle suçlayanlar ne diyorlar; İmralı’yla niye görüşüyorsunuz?” diyen Türel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1999 senesinde terörist başı İmralı’ya geldiği gün onunla görüşmeleri başlatan hükümetin ortaklarından bir tanesi Milliyetçi Hareket Partisi. Genel başkanı da başbakan yardımcısı olarak Devlet Bahçeli’ydi. Bunu Kızılcıhamam’da Sayın Başbakanımız açıkladı. Bunun belgeleri devletin elinde. Bu görüşmeler sadece bugün AK Parti iktidarı ile başlamadı ki. O görüşmeler neden başlatıldı diye sorgulamıyoruz. Ama bugün dün kendi görüştüklerini unutup bizi görüşüyor diye hainlikle suçlayanlar aslında kendileri geçmişte aynısını yapmışlardı. Ve bugün kan dursun diye büyük bir gayretin içerisindeyken hala kan akmasından bir siyasi rant bekleyenler, siyasi bir amaç devşirmek isteyenler hiçbir şekilde bu milleti kandıramayacaklardır. Bizim niyetimiz halistir. İnşallah akibeti de hayır olur diyoruz. O yüzden biz bu konuda yaptıklarımızı çok iyi biliyoruz. Ve bu memlekette kan dursun diye uğraşıyoruz. Değerli arkadaşlar bir ülkede kan akmaya devam ettikçe o ülke bölünür, parçalanır ve ayrışır. Akan kan ülkeyi böler, duran kan ülkeyi birleştirir, yakınlaştırır, birlik ve beraberliği pekiştirir. Şimdi elinde her hangi bir söyleyebileceği fakirliği olan muhalefet yarın terör bittiğinde başına gelecekleri biliyor. Çünkü konuşacakları söz kalmıyor. Üretebildikleri bir politika yok. Ne ekonomi, ne sosyal, ne de güvenlik politikası var. Bu gün baktığınızda terörden siyasi rant bekleyenler AK Parti’nin büyük bir gayretle ve iyi niyetle ortaya koymaya çalıştığı işte bu çözüm sürecini sabote etmeye, itibarsızlaştırmaya, değersizleştirmeye çalışmaktadır. Ne diyorlar biz terör meselesini çözmeye çalıştıkça bizi bölücülükle suçluyorlar. Bizi hainlikle suçluyorlar. Değerli arkadaşlar biz milletimizin değerlerinden hiç bir zaman vazgeçmedik. Hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz ve milletimizin değerleri ile yola devam edeceğiz. Biz bir tek şehit annesinin boynunu bükecek bir yanlışın içerisinde olmayız. Bu gün akil adamlar Türkiye’de birçok yerde çok önemli ziyaretlerde bulunuyorlar. Şehit ailelerini ziyaret ediyorlar. İşte Denizli’de ki bir şehit annesi ‘Keşke altı ay önce bu süreç başlasaydı da benim oğlum şehit olmasaydı’ diyor. Onun için ateş düştüğü yeri yakıyor. Onun için bugün bu süreç ülkemizde çok ciddi bir şekilde destekleniyor. Bunu kamuoyu anketlerinde her geçen gün artan oranlarda takip ederek görüyoruz. İnşallah Türkiye artık terör belasından kurtulduğunda Türkiye’nin ekonomik kalkınması, sosyal kalkınması çok daha farklı olacaktır.”