BIST 9.368
DOLAR 34,53
EURO 36,17
ALTIN 2.972,60
HABER /  GÜNCEL

İmamoğlu'ndan Erdoğan'ın "Otur işine bak" sözlerine yanıt

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İmamoğlu arasında başlayan Kanal İstanbul tartışmaları devam ediyor. Erdoğan'ın ''sen otur işine bak'' sözlerine İmamoğlu'ndan "Otur işine bak" o devir bitti. Oturup işine bakanlar gitti" yanıtı geldi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Kanal İstanbul'la ilgili yaptığı açıklamaları hatırlatarak "Kanal İstanbul'a da karşı çıktılar. Belediye Başkanı diyor ki 'Kanal İstanbul, buraya uymaz.' Sen otur işine bak, nasıl uyduğunu göreceksin." demişti. İmamoğlu, Erdoğan'ın bu sözlerine "Otur işine bak" o devir bitti. Oturup işine bakanlar gitti"dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tele 1'de Uğur Dündar ile Demokrasi Arenası programının konuğu oldu.Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul hakkında da açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, "Şunun altını çizelim. Güzel bir araştırma raporunda bir tarif var. Ya kanal ya İstanbul. Çok önemli bir tarif bu. Basit bir konu değil. Ben özellikle üç çocuk babası olarak bana bunu dayatamazsınız dedim. Ben bu şehre Fatih Sultan Mehmed'in fethettiği, Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti ve böyle bir kadim bir kent, bütün dünyanın ilgiyle baktığı bir şehir İstanbul." tepkisini gösterdi.

"Biz gelmeden 1 milyar lira dağıtıldı"

İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Biz gelmeden 10 gün önce 1 milyar lira dağıtıldı. Biz geldiğimizde çok komik bir para vardı kasada, maaşları ödeyecek para yoktu. Bütçeyi o hala getirmek akıl tutulması. Onlarca durmuş proje… Sadece metro hatlarını konuşuyoruz ama yalnız onlar değil. Altı aydır geziyoruz bunları. Bir mahalleye giriyoruz kapalı otopark pazar alanı. Çok kötü bir beş yıl yaşatılmış İstanbul'a. Ama asıl kötü olan kasanın boş olmasıydı. En azından halden anlar diye düşündüm. Oturarak belediye başkanlığı yapılacağını düşünmüyorum. 'İşine bak…', eee işime bakıyorum.

"Birinci vazife korumak"
Şunun altını çizelim. Güzel bir araştırma raporunda bir tarif var. Ya kanal ya İstanbul. Çok önemli bir tarif bu. Basit bir konu değil. Ben özellikle üç çocuk babası olarak bana bunu dayatamazsınız dedim. Ben bu şehre Fatih Sultan Mehmed'in fethettiği, Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti ve böyle bir kadim bir kent, bütün dünyanın ilgiyle baktığı bir şehir İstanbul. İstanbul'u herkes bilir. Türkiye'nin isim olarak önüne geçer İstanbul. Bu kadar önemli bir markadır.

Benim elimde bir yetki olsa İstanbul'un batısından doğusuna sit alanı ilan ederim. Bu kadar önemli. On binlerce yıllık insanlık tarihinin içinde olduğu, Kanal İstanbul'un yok edeceği ilk insan kalıntıları ve yazıtların on bin yıllık olduğunu bilmeyen yok, böyle bir kenti birinci vazife nedir, korumak.

"Oturup işine bakanlar gitti"
Sonra böyle kentleri geliştirirsiniz. Geliştirirken de ana prensibiniz yine korumak olmalı. Burası çölde bir kent yaratmak değil. Burası var olan dünyanın en güzel coğrafyasında bir şehri yaşama tutundurmak insanları mutlu etmek. "Otur işine bak" o devir bitti. Oturup işine bakanlar gitti.

Ben hukukçu değilim ama arkadaşlarım yazıları çıkardılar. Büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırlardır. Büyükşehir belediyesinin görev ve yetkileri, beldenin ve belediyenin kurumsal yapısının hak ve menfaatlerini korumak. Ben onu yapıyorum.

Kültür ve tabiat varlıkları ile ve tarihi dokunun ve önem taşıyan mekanların ve işlevlerin korunmasını sağlamak değerlerden bir tanesi. Uzun zaman oldu, il başkanlığı görevini bırakalı, hatırlatmak isterim. Çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını sağlamak. Sustum, konuşmuyorum diyenler gitti.

"Kanal İstanbul'u kabinede olan bakanların bazıları da istemiyor"
Seçime bir hafta kala çılgın proje diye bir sunum yaptılar. Hep beraber izledik. Bir algı yönettiler çok net. Bu ülkenin en doğusundan en batısına en kuzeyinden en güneyine vatandaşlarımız "bak kanal yapıyor" dediler. Ben o süreci çok irdeledim, irdeleyenleri okudum. Belki de kalben, vicdanen ilk şerhini koyanlardan biriyim. İstanbul'u hisseden, seven ona düşkün, bu kentin bize Allah'ın bir lütfu olduğunu bilen ve ona sımsıkı bağlı bir insan olarak.

Bu süreç başladığında bir araştırma yaptırdık. Bu süreç bizim candan gündemimizdeydi. Çok açmadık ama biz seçim döneminde bile çok çalıştık. Baktık ki toplamın yüzde 90'a yakını hiçbir fikri yok. Toplum açısından bilinmemesi facia. Bu projeyi kalbimden geçeni söylüyorum, geçmişten bugüne o kabinelerde bulunan bazı insanların istemediği bu projeyi, ortada geçerli bir veri olmadan insanların önüne koymak ve dayatmak. Ortada proje var mı dediniz, ben bir proje söyleyeyim size, çok yüzeysel bir proje, bir plan çalışması istendi. Biz buna karar vermedik ki.