CHP'nin İstanbul Büyükşehir Adayı Ekrem İmamoğlu, CHP'deki küskün seçmenin sandığa gitme konusunda ikna olduğunu söyledi. İmamoğlu kaybetmesi halinde CHP'deki olası liderlik yarışında ise olmayacağını ifade etti.
Abone olCHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, küskün seçmenin sandığa gitme konusunda ikna olduğunu söyledi. Anketlerde CHP'li seçmenin fresiz kendilerine oy verdiğinin görüldüğünü anlatan İmamoğlu, seçimi kaybetmesi halinde CHP'de olası bir liderlik yarışmasında olmayacağını söyledi.
CNN TÜRK'te yayınlanan ve Buket Aydın'ın sunduğu '40' programının konuğu olan Ekrem İmamoğlu, büyük illerin çoğunda belediyecilikten gelme kişilerin aday gösterildiğini söyledi. Atılan bu adımın yerelde çok önemli olduğunu ifade eden İmamoğlu, kendi adaylığının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
İşte programdan dikkat çeken bölümler:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı sizin için de sürpriz oldu mu?
Sürpriz oldu mu? Açıkçası olmadı. Çünkü biliyorsunuz Kadir Topbaş istifası vardı. O dönemde partim yine beni büyükşehirde aday gösterdi. Meclis oylamasında partinin aday olarak kürsüye çıktım ve partimin benim büyükşehir yönetiminde olması gereken manifesto mu açıklamıştım. Dolayısıyla o tarihten itibaren aslında ben zihnimi bunu yazmıştım İstanbul'u çalışıyordum. İstanbul'la ilgili araştırmalar olan birisiydim. Neticede, yani bu o kadar zaman önce bir insana direk söylenmez zaten. Böyle metotlarla mesaj verilir. Ben mesajı almıştım o zaman.
İstanbul'un trafik problemini nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?
Bütüncül bir ulaşım düzeni oluşacak. Bugün İstanbul'da metro var diyorlar. Ben ise bir sayı vereyim şaşırırsınız. Yürüme mesafesinde metro durağına ulaşan kişi sayısı İstanbul'da 300 bin kişi. Komedi.
Bir başka şeyi söyleyeyim. Özel aracıyla trafiğe çıkma oranı bundan 15 sene öncekine göre şu an tam 2 katı. Yani siz toplu taşıma güvenmiyorsunuz. Konforuna güvenmiyorsanız özel aracınızı tercih ediyorsunuz. Dünya’da tersidir biliyor musunuz? Toplu ulaşıma tercih artar. Toplu ulaşım metro düzenli hatları, füniküler sistem, deniz ulaşımı. Deniz ulaşımı oranı yüzde üçün altına düştü. Yüzde onlardaydı. Tekrar o seviyeye ulaşması, tümüyle bu bütüncül sistemin partnerlerini paydaşlarını da aynı masayı oturtmak.
Alt ulaşım komisyonu kurmak. Kapalı kapılar ardında kararlar vermemek. Tamamını yani minibüsü, otobüsü herkes. Bu bütünleşik ulaşım ağını kurduktan sonra İstanbul'un gündeminden ulaşım diye bir konu kalmayacak düşecek.
CHP'li seçmeni size oy vermeye nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? Öyle bir iknaya ihtiyacınız var mı sizce?
Benim Cumhuriyet Halk Partilileri ikna etmek gibi bir misyonum yok. Onların da öyle bir şeye ihtiyacı yok. Beni başka partilerin beğenmesi, bu AK Parti de dahil, diğer partiler de dahil. Benim partililerimin gurur duyması gereken bir şey. Çok keyifli bir şey, ben öyle hissediyorum. Yani benim bir parti ferdimin, her partililer tarafından beğenilmesi olağanüstü. Hele hele bir yerel yönetici iseniz çok değerli bir şey. Benim partim yok asla demedim, o çok tehlikeli bir şey. Benim partim var, Cumhuriyet Halk Partiliyim. Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayıyım. Ama ben diyorum ki herkesin oyuna talibim. İkisinin arasında fark var. Yanlış anlaşılmaması için onu düzeltmek istedim. Yanlış anlamayın lütfen. Tekrar söylüyorum. Benim şu anda yaptığım anketlerde de firesiz Cumhuriyet Halk Partililer bize oy kullanıyor. Çok mutluyum. Onları da mutlu edecek bir belediye başkan olacağım.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlık koltuğunu size bırakabileceği yönünde kulis bilgileri var. Eğer belediye seçimlerinde İstanbul'u alamazsanız sizin CHP Genel Başkanı olmak gibi bir isteğiniz olur mu? CHP Genel Başkanlığı için bir hazırlığınız var mı?
Başarılı bir süreç yaşamak istiyorum. Tek odaklandığım şey yerel seçimi kazanmak. Siyasi kariyer şöyle olmaz. Olmamalı da. ‘Ben şu makamı istiyorum’. Bu ne kadar kötü bir tavır biliyor musunuz? Siyasi kariyer, bireysel bir iş kariyeri gibi değildir. İş planınız da iş insanıysanız işte hedeflediğiniz satışta, bütçede bu hedefleri koyabilirsiniz. Ama siyasi kariyer sizin dışınızda tayin edilmeli. Yani ‘Ben istiyorum değil, siz olmalısınız’ çok değerli bir şey. Aynen şu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde aday gösterilmem gibi. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’na aday gösterilmem gibi. Bunun gibi ilçe başkanlığına davet edilmem gibi.
Yarınlarda da ben seçimi kazanacağıma inanıyorum. Bu kente çok güzel, çok yürekli bir süreç. Saygılı seviyeli, adil, yeşil, yaratıcı, bir kent oluşturma konusunda çok keyifli bir süreç ortaya koyacağımdan eminim. Ama bunun ötesinde siyasette her şey mümkün. Ama yarınlarda, ‘Ben şu makamı isterim’ cümlesini benden duymayacaksınız. Ama şu olacaktır; ‘Ekrem Bey olmalı, olduğu zaman değerlendiririz.’ Vatandaş isterse çok güzel bir şey. Ve siyasi arkadaşlarınızı isterse harika bir şey. Yani inanılmaz keyifli. Ballı kaymak derler yani öyle bir şey.
O bakımdan benim siyasi yol haritam böyle bir yol haritası. İdeallerim üzerinden yürüyorum. Şunu bilin ki herkese de bunu söylüyorum. Siyaset bir görev, meslek değil. Ve siyaset bir günde bırakılabilecekmiş gibi yapılmalı ki bu ülke bu işten keyif alsın. Aksi takdirde zaten şu an siyasiler yargılanıyor. Siyasilere kimsenin güveni kalmaz. Meslek değil bu görev. Yarın o gider öbürü gelir benim yol yöntemin bu şekilde yürüyor şu anda.
Seçim günü küskün CHP'li seçmeni sandığa gitmeye nasıl ikna edeceksiniz?
İkna ettiğimi düşünüyorum. Sizinle bu akşam bile ikna sürecini tamamladığımı söyleyebilirim. Mesela bu adaylık süreci, 3 ay öncesinde aktif bir şekilde başladı. İki ayı epeyce aştı benim adaylığım. O dönemlerde yoğun bir şekilde bu yazılıyordu, çiziliyordu. Sokakta da söyleniyordu. En yoğun belki de dinleyenlerden birisiyim.
Ve çokça şuna rastlıyorum; ‘Evet kızmıştım, küskündüm ama sizi tanıdım, oy kullanacağım, çok mutluyum. Tam da bizim istediğimiz gibi konuşuyorsunuz. Herkesin sevgisini kazanıyorsunuz.’ Gurur da duyuyorum, keyif de alıyorum. Benim birçok refleksimi yönlendiren zaten halk. Halkı dinlemeyen zaten doğru yolu bulamaz. Elbette kendi doğrularınızla örtüşecek. Ama bazen vatandaş size yön verecek. Ben Cumhuriyet Halk Partililerin özellikle ne istediğini iyi bilen birisiyim ve onlarla hiç bağım kopmadı. Bir aile gibi çalıştık. Hani kalmışsa üç beş kişi onu da sizinle bu akşam yaptığımız programda hallettiğimizi düşünüyorum.