BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

İmamoğlu: Oturup işine bakanlar gitti

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisini çağırması halinde koşa koşa gideceğini söyledi. Erdoğan'ın "otur işine bak" sözlerine de cevap veren İmamoğlu, İstanbul'un hiçbir işini ıskalamadıklarını söyledi.

Abone ol

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul'un şahsi meselesi olmadığını ve olaya siyasi bakmadıklarını söyledi. Kanal İstanbul konusundaki mücadelenin hukuka dayalı biçimde sonuna kadar yürüteceklerini belirten İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisini çağırması halinde koşa koşa bilgi vermeye gideceğini kaydetti.

Ekrem İmamoğlu, Habertürk'te gündeme ilişkin soruları cevapladı. Kanal İstanbul'un kendisi için hayati bir mesele olduğunu; ancak olaya siyasi bakmadıklarını belirten İmamoğlu, mücadelelerine devam edeceğini kaydetti.

İşte İmamoğlu'nun açıklamaları:

"Bu konu benim şahsi meselem değil. Kanal İstanbul meselesi bizim için asla siyasi bir mesele değil. Bizim için hayat bir mesele. Dolayısıyla İstanbul için bu hususta tümüyle hukuka dayalı bir şekilde en son
noktasına kadar mücadelemizi vereceğimizi, halkımızın da yoğun şekilde
eşlik edeceğini, itirazlar, mahkemeler, hukukçuların önderliğinde yapacağımızı söylüyoruz. 16 milyon insanın seçtiği bir belediye başkanı var. Dolayısıyla bu çoğunluklu yapının karşılığı olarak halkımıza olarak sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.

Bir kere ben Kanal İstanbul meselesine sadece bugün ilgi duyan
bir insan değilim. Yaklaşık 2011 seçimlerinde ortaya atıldığı andan itibaren,
siyasi görevim dahil, ilçe başkanıydım, belediye başkanı olduğumda işin içine girerek, analiz eden, bilim insanlarıyla sorgulayan, seçim döneminde çok hazır bir belediye başkanıydım. Yanılmıyorsam sizin programınızda diye hatırlıyorum, Kanal İstanbul konusu geçse de geçmese de bu
konuda ciddi çalışmalarım var. Görüyorum ki bugünün konusu değil. Seçim
döneminde niye konuşmadım? Çünkü hiç gündeme getirmediler.

"Buna bilim karar versin"

Ben bu bilgiye sahibim. Bana bunu aktaran çok güvendiğim onlarca bilim insanla bunu analiz etmiş bir belediye başkanıyım bundan dolayı güvenle bu ifadeler kullanıyorum. Bunu kamuoyuna açmak istiyoruz. En baştan beri söylediğimiz tek şey, evet söylediğimiz bu ama buna bilim karar versin. Ne ben söylediğim için toplum hayır ne de sayın Cumhurbaşkanı söylediği için evet desin.

"Koşa koşa giderim"

Her seferinde Cumhurbaşkanımızla randevumu dile getirdim. Çağırsalar hemen gidip anlatmak isterim. İkna olacağına eminim, bana bu fırsatı vermesi gerekir. Koşa koşa giderim.

"Oturup işine bakanlar gitti"

Birincisi bu safi bizim işimiz. Yani İstanbul'u ilgilendiren, 16 milyon insanın kaderi dönüm noktası olan safi İstanbul'un işi bu iş. Dünyanın hiçbir yerinde bir şehrin, şehir yönetiminin hiçbir demokratik ülkesinde izni olmaksızın böyle bir projenin "p"sini bile ağzına alamaz. Bakın bu kadar net! Dünyanın tüm demokrasilerini araştırın. 

Otur işine bak konusunda şunu söyleyeceğim. Oturup işine bakanlar gitti. Vatandaş onları istemediği için oturup işine bakacakların düşündükleri için o iş neyse bilemem. Yüzde 55'e yakın oyla bizi seçti ve göreve getirdi. Ne biliyor musunuz? İstanbul'u koruyacaksınız. Talimat bize, 16 milyon insanda. İstanbul'a ihanet etmeyeceksiniz, ettirmeyeceksiniz. İstanbul'u geliştireceksiniz. İstanbul'un sorunlarını çözeceksiniz. 6 milyona yakın nüfusunun çocuk olduğu, 5 milyona yakın nüfusunun genç olduğu, 6 milyona yakın insanın da yetişkin olduğu bir şehri geleceğe hazırlayacaksınız. Bu devletin Devlet Planlama Teşkilatı diye bir teşkilatı vardı. Bu ülkenin geleceğinin tasarlandığı ve nizama oturtulduğu bir süreç vardı. Biz akşamdan sabaha karar verilmiş projeler üzerinden tartışıyoruz. Bakın akşamdan sabaha! Diyeceksiniz bu 2011'de açıklanmıştı. Ne biliyorduk? Şimdi öğrendik. Toplumda gazetecilerde şimdi öğrendi. Niye öğrendi? Oturup işine bakanlardan olmadığımız için öğrendi.

İstanbul meselelerinin hiçbirini ıskalamıyoruz. Ama bu kritik bir meseledir. Bu kentte oturan herkesin çocuklarının gözünün içine bakarak, "bu çocuk benden kanal mı ister, iyi bir gelecek için eğitim kalitesi mi ister, iyi bir çevre mi ister, 21'inci yüzyılın teknolojilerine yönelik iyi bir şehir mi ister, huzurlu güvenli bir yapım mı ister" diyerek gözlerinin içine baka baka düşünsünler istiyorum.