CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece'de partililere seslendi. 31 Mart gecesi İstanbul'u kağıt üzerinden verilmeye çalışıldığını ileri süren İmamoğlu, Erdoğan'ın kandırıldığını iddia etti.
Abone olCHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Türkiye'nin tarihinde görülmemiş biçimde seçilen, mazbatası verilen bir belediye başkanının elinden başkanlığının alınmaya çalışıldığını iddia ederek buna kimsenin gücü yetmeyeceğini söyledi.
Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece'de partililere seslendi. İBB Başkanı Mevlüt Uysal'ın 20 bin seçmen kaydırıldığına ilişkin iddialarını değerlendiren İmamoğlu, Haziran 2018 ile 31 Mart 2019 arasında sadece 2300 civarında seçmen farkı bulunduğunu söyledi.
İşte İmamoğlu'nun o açıklamaları:
"İstanbul'un iki büyük ilçesi var. Birisi Esenyurt diğeri Küçükçekmece. İkisinin adıda biliyorsunuz Kemal. Ben iki Kemal'in arasında Türkiyemiz ve İstanbul için dilek tutayım. Hangi dileği tuttuğumu anladınız değil mi?
"Büyükçekmece'nin onuruyla oynuyorsunuz"
Büyükçekmece'de anlattım dün akşam izlediniz mi biliyorum. Büyükçekmece'den bazı mesajları akşam verdim. Bir yapmayın ayıp ediyorsunuz. Büyükçekmece'yi rencide ediyorsunuz, onuruyla gururuyla oynuyorsunuz. Büyükçekmece'nin 25 yıllık başkanıyla kurduğu bağı bozmaya çalışıyorsunuz ama bunu yapamazsınız. Emniyet mensuplarımızı da rencide ediyorsunuz. Türkiye'nin tarihinde görülmemiş. Ne zaman? Seçim bitmiş, mazbatayı vermişsiniz ve vatandaşı rahatsız ediyorsunuz. Diyor ki 20 bin seçmen hareketi. Bak kardeşim matematiğe inanın başka bir şeye değil. Haziran 2018'de 31 Mart 2019 arasında 2300 civarında seçmen farkı var.
"Seçilmiş başkanın başkanlığını almaya çalışıyorlar"
Kendi çevresinde ne kadar insan varsa aktarmış. O kadar samimiler ki aynı adrese aynı kapı numarasına almışlar. İşin şakası bir yana. Bakın bu kadar yalan, bu kadar ayıp üzerine kurulu sistemü zerine halkın seçtiği başkanın elinden başkanlığı almanın kimsenin gücü yetmez arkadaş, çok net! Buna ne vicdan ne ahlak yetmez, kimse hesap veremez. Ben buradan duyuruyorum: Sayın Cumhurbaşkanım sizi kandırıyorlar. Hak yiyorlar hak! YSK tarihi vazifesini yerine getiriyorlar. Bunlardan birisi de 350 bin insanı rencide etmelerine dur demektir. Buradan sesleniyorum. Bir kişinin hakkını yemedim göreceksiniz sizlerin hakkınıda yetirmeyeceğim. Bu kadar net!
Kıymetli dostlarım bakın 31 Mart akşamı saat 17.00'de seçimler bitti. Sandıklar açıldı, yasaklar bitmeden bazı yandaş kanallar sonuçları vermeye başladı. Saat 19'dan sonra devam ettiler tabii. Rakamlar şöyle başladı. Rakibimizin oyu yüzde 60 bizimki yüzde 30! Bizleri arıyorlar merak etmeyin dedik. Bakın ilk sonuçları verdik ve "yanlış yapıyorsunuz" dedik. Sonra il başkanı çıktı 3 bin oyla seçimleri kazandıklarını ilan etti. Daha komik tarafı Anadolu Ajansı sayıları vermeye devam etti. Biz de çıktık YSK'nın verileriyle eşleşen rakamları verdik. O gece onbinlerce arkadaşımız görev yaptı. 16 milyon insanın haklarını korudu. Sayıları verdik sanki Anadolu Ajansı'nın trafosuna kedi girdi. Saat 23.30 veri vermeyi kestiler tam 12 saat veri veremediler.
Kardeşim kimden bilgi aldın? Bizden almadılar, YSK'dan almadılar. Geriye kim kaldı? AK Parti'nin sandık müşahitleri. Kumpas kurmaya çalıştılar o gece İstanbul'un seçimini kağıt üzerinde bitirmeye çalıştılar."