İmam Hatip liseleri harap edilmeden önce...
Yeni eğitim sistemini hazırlayanlar acaba bilerek mi İmam Hatip liselerini devre dışı bıraktılar yoksa bu bir ihmalden mi kaynaklanıyor?
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından incelenen ve önümüzdeki yıl uygulamaya konulacak olan yeni eğitim sistemi incelendiğinde en bariz göze çarpan şey şu: Yeni sistemde İmam Hatip liseleri adeta yok hükmündedir.
Sistem İmam Hatip liseleri düşünülmeden hazırlanmış algısını oluşturuyor! Sistemi okuyunca ve dertlenerek anlamaya çalışınca bu sonuç çok rahat ortaya çıkıyor.
Sistemin bu haliyle uygulamaya konulması durumunda İmam Hatip liseleri adeta yokluğa mahkûm edilecektir.
Şunu merak etmiyor değilim: Yeni eğitim sistemini hazırlayanlar acaba bilerek mi İmam Hatip liselerini devre dışı bıraktılar yoksa bu bir ihmalden mi kaynaklanıyor?
Eğer birincisi ise durum çok vahim demektir. Eğer ikinci şık ise bu ihmalin telafisine gidilecek midir? Umudum odur ki bu bir ihmaldir ve ihmalin telafisi yönünde adımlar atılacaktır.
Birkaç yazıdır dile getirmeye çalıştığım yeni sistemin eksiklerine devam edecek olursak...
Yeni sistemde haftalık ders saati uygulamasında verilmesi planlanan akademik derslerin İmam Hatip liselerindeki meslek-kültür dersleri insicamını etkileyecek ve olumsuz sonuçlar zuhur edecektir.
Kültür derslerinin haftalık saat sayısının yeni sistemde verilen oranlarda korunması durumunda meslek derslerini ilave ettiğimizde İmam Hatip liselerinde haftalık ders saati ortalama 12-13 saat fazla olacaktır. Anadolu liseleri ve İmam Hatip liseleri arasındaki ders saati farkı doğal olarak dengesizliği beraberinde getirecektir!
Hadi diyelim ki meslek derslerinde kesintiye gidilsin o zaman da Meslek liselerinin ve İmam Hatip liselerinin diğer okullardan farkı ne olacak?
Bu durumda meslek derslerinin üniversite sınavlarına etkisi olacak şekilde bir denklem kurularak dengelenmesi gerekir ki işlevsiz halde kalmış olmasın.
Haftalık ders saatinin diğer okullara göre daha fazla olması öğrencilerin ve dahi ailelerin İmam Hatip liselerini tercih etmesinde olumsuz etkisiz oluşturacaktır!
Bakan Ziya Selçuk tarafında da açıklanan; öğrencilerin tasarım ve uygulama becerilerini geliştirecek etkinlikler yapmaları ve toplumsal yarar çalışmalarıyla hayatta alaka kurmaları amaçlanarak kurgulanan “HEY” (Hayal, Etkinlik ve Yaşam) uygulamasının İmam Hatip liseleri için de geçerli olması gerekir. Zira bu uygulama öğrenciler tarafından ilgi duyulacak bir uygulamadır. Bu uygulama alan olarak İmam Hatip liselerinde olmaması tercihlerine olumsuz yansıyacak ve inşa edilmesi arzulanan yeni sistemde eksik kalmalarına sebebiyet vermiş olacaktır.
Son sınıfta proje programları kapsamında hafızlık, imamlık, hatiplik, müezzinlik, Kur’an kursu öğreticiliği belgesi alınabilecek şekilde olması bir nebze olsun olumsuzluğa çözüm olabilir.
Öğrencilere kimlik ve kültür oluşturacak din, ahlak ve değerler alanındaki dersler ve İslam Bilim Tarihi, Türk Kültür ve Medeniyeti gibi derslerin seçilmesinde; yeni eğitim sisteminde ki ilgi çekecek başlıklar ile tercihe sunulan “Fen Bilimleri” ve “Sosyal Bilimler” grubundaki dersler dolaylı olarak da olsa zorluk oluşturacaktır.
Neresinden bakarsanız bakın din eğitimi ve İmam Hatip liselerini ciddi manada sekteye uğratacak olan bu yeni eğitim sisteminin bu okulları da sisteme entegre edecek şekilde revize edilmesi kaçınılmazdır.
Bundan dolayı naçizane kanaatim odur ki; İmam Hatip liseleri ve din eğitim için büyük mücadeleler vermiş muhafazakâr kesime büyük sorumluluklar düşmektedir.
Yazı dizisine başlarken ifade ettiğim gibi eğitimci olmamama rağmen meraka istinaden anlamaya çalıştığım yeni sistem nelere gebe!
Hafızam beni yanıltmıyorsa 3 sene öncesinde "İHL'ler Neyimiz Olur?" başlıklı bir yazı kaleme almış şu izahatı ve tespiti yapmaya çalışmıştım: İmam-Hatip ve İlahiyat mezunlarının toplumda yazılı kurallara bağlı olmayan doğal bir görevi vardır. Çevrelerindeki insanlar din ile alakalı mevzularını bu insanlara danışırlar, fikirlerini önemserler.
Bu bağlamda halk dindarlığının güçlenmesinde ve toplumun şekillenmesinde İmam Hatip ve İlahiyat mezunlarının payı büyüktür.
Toplumun şekillenmesindeki en büyük pay sahibi İmam Hatip mezunu Cumhurbaşkanımızdır.
Bu bağlamda gerek Millî Eğitim Bakanlığı gerekse Cumhurbaşkanlığı nezdinde yapılacak girişimlerle yetkililer sistemin aksayan yönlerini revize etmeleri gerektiği konusunda uyarılmalıdırlar kanaatindeyim.
Yoksa birkaç yıl sonra yapılacak olan itiraz ve dövünmelerin bir kıymeti harbiyesi olmayacaktır.