İmam H. Liseleri sorunu yoktur!..
İnsanımız aldatılıyor, kandırılıyor…
Diğer bir çok konuda olduğu gibi İmam Hatip
Liseleri konusunda da…
Meslek okullarının işlevi, ya da işlevsizliği konusunda da.
Tartışmalar zemininden kaydırılıyor, siyasetin rantiyecileri
“dar alanda kısa paslaşmalar” yapıyor
kısacası.
***
Ne demek Meslek Lisesi?
Devletin ve ekonominin ihtiyacı doğrultusunda ara ve üst teknik
eleman yetiştiren okul demek!
"İnsan Gücü Plânlamasını" yapmış ülkelerde neden ,
niçin, ne kadar, ne kalitede insanın yetişeceğinin baştan belli
olduğu okul demek!
Kalkınmanın dinamiğini sağlayan, üretici meslek sahiplerinin
yetiştirildiği okullar demektir meslek okulları.
***
Bazıları, “çocuklarımızı, hem lise eğitimi alması, hem de
milli ve manevi değerlerini, dinini daha iyi öğrenmesi için İHL’ye
gönderiyoruz” diyorlar.
Ne acı?!.
Durum gerçekten böyle ise normal liselere ve diğer meslek
liselerine gidenler bundan mahrum kalacaklar demektir.
Dinlerini öğrenememiş, milli ve manevi değerlerinden uzak!..
Vah memleketim vah!
Bu kadar yıldır çoğunlukla sağ iktidarların ve bakanların yönettiği
“Milli Eğitim”imiz bu halde ise asıl tartışılması
gereken ne?
***
Konu tekniktir, konu ekonomiktir, konu gayrı siyasidir..
Konu dünyevidir, kalkınmak isteyip istemediğinizle ilgilidir.
Esasen meseleyi İHL’ler zemininde tartışmaya
çalışanlar, gerçek başarısızlığı gözden kaçırıyorlar…
Ülkem, “güvenlik sorunu” haline gelen fakirlik ve
dış borç batağında yüzerken; meslek liseleri sorununu çarpıtarak ve
kolaycılıkla, İHL sorunu haline getiriyorlar…
Bu kısır tartışma:
Üniversiteli işsizleri gözden kaçırıyor…
“Umutsuzluk Sendromu” yaşayan gençlerin acılarını
tartıştırmıyor…
Milli Eğitim’de yapılması gereken topyekûn ve
gerçek değişimi erteliyor…
Yıllardır süren bu kısır tartışma yerine, çocuklarımız ve halkımız
boş tartışmaların girdabında kaybolup gidiyorlar.
***
Başta İHL’leri olmak üzere tüm meslek liseleri
gerçek işlevine döndürülmelidir.
Düz liselerin sayısı azaltılmalı, ML’nin sayısı
arttırılmalıdır.
Okulların sayısını, yerini ve branşlarını siyaset değil,
“İnsan Gücü Plânlaması” belirlemelidir.
Çocuklarımıza, meslek liselerine -daha en baştan- girerken
üniversitede kendilerine ayrılmış kontenjanları
bildirilmelidir.
Düz liselilerin girdiği üniversiteye giriş sınavıyla,
ML’lerin girdiği sınav ayrı ayrı yapılmalıdır.
Çocuklarına din eğitimi aldırmak isteyen vatandaşlarımıza yardımcı
olması gereken kurumun önce kendileri, sonra Diyanet
İşleri’nin görevi olduğu açıkça anlatılmalıdır.
“Çözüm bu kadar basit mi?” diyenlere cevabım;
“Evet, çünkü kapısında yalvardığımız AB de, Japonya da
sistemi böyle çözmüş ve bu sistem sayesinde zenginleşmiş”
olacaktır.
Onun için İmam Hatip Liseleri sorunu yoktur; sorun
sizin niyetinizle ilgilidir.