BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

İmajım korkutuyor

Fatih Altaylı, Kanal D Haber'de yaptıkları işleri Tempo Dergisi'nden Füsun Saka'ya anlattı.

Abone ol

Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, bir buçuk yılı aşkın bir süredir bu görevi sürdürüyor. Yönetime geldiği günlerde, neredeyse stajyerlerden oluşan bir haber merkezi bulan Altaylı, 60 kişilik ekiple Kanal D haberi zirveye taşıdı ve 17 ay boyunca en çok izlenen haber bülteni haline getirdi. Genellikle korkulan bir imajı olduğunu, ancak kendisiyle tanışan elemanlarıyla uyumlu bir ekip çalışması içinde olduklarını belirten Fatih Altaylı, Türkiye'de bir ilkin gerçekleştirilmesine ön ayak oldu ve haber saatinin son dakikalarına reklam alarak, kanal D'ye reklam geliri sağladı. Altaylı bu konuda rakip kanalların da onları takip edeceğine inanıyor. Fatih Altaylı ile birlikte Kanal D'de ne gibi değişimler oldu? Sadece Kanal D'de değil, Türkiye'nin haberciliğinde de değişiklikler oldu; pek çok haber bültenini etkiledi gibi geliyor bana. İnsan hafızası zayıf, görsel medyadaki değişimleri çabuk unutuyor, ama ben Kanal D'ye geldiğimde şöyle bir tablo vardı: Ana haberde çok uzun siyasi ağırlık vardı. Bu haberlerin takibi zordu, bir de polis, adliye haberleri çoktu. Ve bu haberlerin içinde çok isim vardı, bunlar normal vatandaşların bilmediği insanlardı ve dolayısıyla ilgi çekmeyen haberlerdi. Bir de hayvan haberleri yer alıyordu ve bu görüntüler de çok eskiydi. Kamera şakası haberleri vardı ama Amerikan polisinin kamerasıyla çekilen görüntülere yer veriliyordu. Haber sayısı ortalama olarak günde 20-25 arasında değişiyordu. İzleyici açısından biraz daha kasvetli bir yüzü vardı haberin. Değişimi yaparken nasıl bir yol izlediniz? Gelir gelmez, hayvan ve kamera şakası haberlerini attım. Haberdeki o ağırlığı ortadan kaldırmak için kısa habere yöneldim. "En uzun haber 1.5 dakika olacak" dedim. Gün içindeki haber sayısını 20'ler civarından 60'lara çıkardık. Geçen ay yapılan bir araştırmada Kanal D Haber'in bir ayda 1300'e yakın haber verdiği çıktı ortaya. Buna karşılık Show TV, 700 haber yayımlamış ki, onlar uzun süredir bizi takip ediyor. atv ise 400'e yakın haber yayımlamış. Haber çok olunca, çeşitlilik de olmaya başladı. Bir siyaset blokumuz var 20-25 dakika. Çok sayıda siyaset haberini farklı boyutlarıyla sunuyoruz, unsurlarına parçalıyoruz. Mesela bir haber "Türk askeri Irak'a gidiyor" ise, "Irak'taki kültürel yapı, burada neler olacak, nasıl gidiliyor" gibi unsurlar da ayrı ayrı haberler. İnsanların düşük konsantrasyonla seyrettiği bir şey televizyon. İzleyicinin haber izlemesini kolaylaştırıyoruz, zor ve kasvetli yapmıyoruz. Dinlediğini anlasın, içinde bir tortu kalsın diye yapıyoruz. Haber sayısını artırırken muhabir sayısını da artırdınız mı? Ben geldiğimde buradaki arkadaşlardan editör ve muhabirler, Bülent Çöltekin hariç Show TV'ye geçmişlerdi. İyi olduğunu düşündükleri muhabirleri götürmüşlerdi, burada ise genç stajyer ya da kendilerinin çok iyi anlaşacaklarını düşünmedikleri insanları bırakmışlardı. Sonuçta burada 65 kişilik bir kadro vardı. Gençleri aldık, kendi bildiğimiz tarzda yoğurduk, onların içinde çok yetenekli arkadaşlar vardı, Salih Selçuk gibi... Bugüne kadar nasıl olup da fark edilmemiş bilemiyorum. Bence en iyi istihbarat şeflerinden. Onu editör ve şef yaptık. Dışarıdan bir iki editör getirdik. Eldeki muhabirlerle devam ettik. Üç beş kişi daha kattık ekibe. Stajyerlerin bir bölümünü kadroya aldık. Hepsi çok genç, yeniliğe açık çocuklardı, işimiz kolaydı. Buradaki oturmuş, yılların kadrosu ile karşılaşsaydık, işimiz daha zor olurdu. Haberin tarzını değiştirmemiz çok rahat olmazdı. Çalışanların yorumu ne oldu bu değişime? Ben burayla gelirken, çocukların ödleri patlıyormuş benimle çalışacakları için, çünkü benim imajım çok kötü. Baktığınızda kırar, bağırır gibiyim ama benim çalışması en kolay adam olduğumu fark etmiş durumdalar. Birlikte sohbetler yapıyoruz. Sorunlarımızı paylaşıyoruz. Neden imajınız bu kadar kötü? Suratım kötü. 'Teke Tek' programındaki tarzım, sinirli yazılarım var ya, bunu karakter özelliğim sanıyorlar, ama benim olduğum ortamda severek çalışıyorlar. Herkesin derdi varsa benimle paylaşıyor. İnsanlar hata da yapabilir ama iyi yönlendirip ödüllendirmeyi tercih ediyoruz. Muhabirler haber saati başlayınca, çıkabilirler ama çıkmayıp burada kalıyorlar artık. Bunun yanı sıra burada yeni alınan elemanlarla da uzun dönemde kaliteyi artırmaya çalışıyoruz. Suna Vidinli, Aslıgül Atasagun gibi isimleri aldık. Bakınca bu isimler haber merkezi için lüks gibi görünüyor, ama son derece yetenekli insanlar. Artık eleman olarak yabancı dil bilmeyenleri almıyoruz, dünyanın herhangi bir yerinde çalışabilecek insanları alıyoruz, burada eğitim düzeyi olarak en alt düzeyde ben olmalıyım ki, onlardan biri benim yerime geldiğinde seviyeyi yükseltsinler.