Özel sektör temsilcileri nükleer santral yapımında ''kamunun, mutlaka sürecin içinde olmasını'' istiyor.
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, yarın özel sektörle gerçekleştirilecek 2. Nükleer Zirvesi öncesinde, nükleer santral konusunda özel sektörden şu ana kadar 8 cevap geldiğini bildirdi. Güler, gelen cevaplarda, özel sektörün nükleer santral yapımında ''kamunun, mutlaka sürecin içinde olmasını'' istediğini gördüklerini vurguladı.
Nükleer santrala ilişkin sorularını yanıtlayan Bakan Güler, nükleer santral konusunda en önemli konunun ''yatırım modeli'' olduğunu, yatırım modelinde kendi yaklaşımlarının ise santralin özel sektör tarafından yapılmasını sağlamak olduğu söyledi. Bunun için nükleer santral konusunda önceliği özel sektöre
verdiklerini anlatan Güler, özel sektöre önerdikleri modelin de ''PPP'' olarak adlandırılan ve İrlanda modeli olarak bilinen ''kamu-özel sektör ortak yatırım'' tipi olduğunu hatırlattı.
Kamunun lisans ve altyapı konusunda özel sektöre yardımcı olacağını belirten Güler, ''Mevcut kurulan bir santralin yüzde 75 kapasitesiyle maliyetini karşılayıp kara geçebiliyorsa, bu 75'in altına düştüğünde kamu karşılayacak'' dedi.
Söz konusu modeli, özel sektöre bir ay önce toplantı yaparak anlattıklarını ifade eden Güler, yarın da özel sektörün görüşlerini almak üzere tekrardan toplanacaklarını kaydetti.
Yatırım modeline ilişkin şu ana kadar özel sektörden 8 cevap geldiği bildiren Güler, ''Ama gelen cevaplarda kamunun mutlaka sistemde olmasını istediklerini gördük. Yani özel sektör yüzde 100 kendisi yapmak niyetinde pek değil. Mutlaka bunun içinde kamu olsun istiyorlar, kamunun da oranı değişken ama esas sonucu 12 Mayıs'ta (yarın) alacağız'' diye konuştu.
Özel sektörün nükleer santrali kendisi yapmak istemezse yapılabilecek diğer modelleri görüşeceklerine işaret eden Güler, ''ama önce bir cevapları görelim, bunun yapılmasını istiyoruz. Yapılması için de kamu, belli teşvik sistemlerini ortaya koyar. Neticede nükleer santralin yapılmasını istiyoruz'' dedi.
-SİNOP'TA ÇALIŞMALAR, BEKLENENDEN ÇABUK BİTECEK-
Sinop'ta ön etüd çalışmalarının bittiğinin hatırlatılması üzerine, Güler, ayrıntılı etüt çalışmalarının öngörülen 1 yıllık süreden daha çabuk gerçekleştirileceğini söyledi.
Çalışmalarda teknoloji seçiminin önemine değinen Güler, hangi firmayla anlaşılırsa, ona göre bir düzenleme yapılacağını söyledi. Özel sektörün şu anda nükleer santral kurmaya karar vermesi durumunda gösterilecek yerin, lisansı hazır olduğu için Mersin Akkuyu olmasına rağmen aslında kendi tercihlerinin Sinop olduğunu vurgulayan Güler, ''üstelik Akkuyulular da bunu istiyor Belediye Başkanı geldi, bunun mutlaka kendi yörelerinde yapılmasına dönük isteklerini söyledi'' diye konuştu.
-DÜNYA BANKASI, NÜKLEER SANTRALE NASIL BAKIYOR?-
Dünya Bankası'nın Türkiye'de nükleer santral kurulumuna nasıl baktığının sorulması üzerine Bakan Güler, petrol fiyatları arttığı için, buna bağlı doğalgaz fiyatlarının arttığını, hava kirliliğinin, karbondioksit emisyonunun da dünyada ciddi bir konu olarak ele alındığını söyledi.
Bu anlamda nükleer enerji konusunda yeni bir talep dalgasının meydana geldiğine dikkati çeken Güler, şöyle konuştu: ''Özellikle ABD 14,2 milyar dolarlık bir teşvik koydu ve bir program açıkladı. Aynı zamanda da kapasitelerini arttırmak istiyorlar, şu anda yapılmakta olan 31 santrale ilaveten yeni santral görüşmeleri de var. Daha önce çekimser duran ülkeler de tekrardan gündemine nükleer santrali getirdiler. Bu da yeni bir 'Nükleer Rönesans' getirir bir ülkeye, dolayısıyla Dünya Bankası'nın da bu noktada görüşü olumlu.''
-''YAPILACAK SANTRALİ ÇERNOBİL İLE KARIŞTIRIYORLAR''
Bu arada ''Nükleer santrale bazı sivil toplum kuruluşlarının karşı çıktığının'' hatırlatılması üzerine Bakan Güler, ''onlar maalesef eski bilgilere göre konuşuyorlar, şu andaki veriler onları haklı göstermiyor'' dedi.
Bakan Güler, nükleer santrale karşıt grupların diğer ülkelerde santral kurulurken göstermedikleri hassasiyeti, şimdi gösterdiklerini belirtti.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun, 1956 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'ndan bir yıl önce kurulduğuna dikkati çeken Güler, Türkiye'nin nükleer konusunu çok iyi bilen ve iyi bir donanıma sahip ülke olduğunu söyledi.
Bazı çevrelerin Türkiye'de kurulacak nükleer santrali, Çernobil
olayı ile karıştırdıklarını ifade eden Güler, şöyle devam etti: ''Çernobil hadisesinden sonra Ukrayna'da bile 5 tane santral yapılmış ayrıca 9 tanesi de planlanıyor. Ben bilmeyen insanları normal karşılıyorum. Çernobil ile ilgili TAEK bütün arşivlerini açtı internette ve bunu kitap haline getirdi. Bu noktada bir bilinç oluşturacak. Nükleer santrallerin olduğu yerlerin nasıl denizlerle iç içe olduğunu, plajlarla nasıl iç içe yaşadığını, şehirlerin nasıl
yakınında olduğunu tespit ettik, biz de bu ülkenin insanıyız. Ülkemizi seviyoruz ben de Karadenizliyim. Yani nükleer santral yapmak yanlış olsa, göz göre göre böyle bir yanlışlığı izin verir miyim?''
-''NÜKLEERİ ALTERNATİF OLARAK GÖRMÜYORUZ''-
Güler ayrıca, rüzgar, güneş, jeotermal, hidroelektrik enerjiyi ihmal etmediklerini, nükleer santrali ise alternatif enerji olarak görmediklerini söyledi.
Kurulacak nükleer santralin Türkiye'nin dışa bağımlığını azaltacağını ve çevre kirliliği açısından en uygun teknoloji olacağını ifade eden Güler, ''dünyada 441 tane santral nasıl çalışıyorsa, Türkiye'deki de öyle çalışacak. Hatta biz onların deneyimlerinden yararlanabileceğimiz için daha iyisini kuracağız'' dedi. Nükleer atık konusunda da dünyada ''atık yönetimi''nin ele alındığını hatırlatan Güler, atığın aynı zamanda ekonomik bir değeri olduğunu, bunu satın alabilecek, işleyecek ülkeler bulunduğunu kaydetti.