Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, katıldığı bir konferansta çok partili siyasal döneme geçiş yıllarını anlattı. Başbuğ Demokrat Parti'nin kurulduktan sonra nispi seçim sistemi, hakim denetmeni, gizli oy açık sayım istediğini ancak CHP'nin yapılan muhalefetler sonucunda nispi seçim sistemi dışındakileri kabul ettiğini söyledi.
Abone ol26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mustafa Kemal Atatürk'ün hayallerinden birisinin çok partili siyasal sisteme geçmek olduğunu ancak bunu başaramadığını söyledi. Başbuğ, 1946'da Demokrat Parti'nin kurulmadan önce Türkiye'nin BM'ye üye olmak istediğini ancak BM'ye üye olmanın şartının tam demokratikleşme olduğunu söyleyerek, "Dolayısıyla hem içerideki şartlar hem de uluslararası şartlar tek partili sistemden çok partili sisteme geçişi zorunlu kılacak" dedi.
Marmara Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu tarafından Şehit Ömer Halisdemir Spor Salonu'nda Atatürkçü Düşünce Kulübü tarafından "Üç Lider İnönü, Bayar ve Menderes. Çok Partili Hayata Geçiş" konulu söyleşi düzenlendi. Konferansta Başbuğ, çok partili siyasal döneme geçiş yıllarını anlattı.
ÇOK PARTİLİ SİSTEM ATATÜRK'ÜN HAYALİYDİ
Öğrencilerin ilgi gösterdiği söyleşide Başbuğ, Türkiye'de 1923 ile 1938 yılları arasında iki defa çok partili sisteme geçişin denendiğini ancak bunların başarısız olduğunu söyledi. Başbuğ Atatürk'ün hayallerinden birisinin çok partili siyasal sisteme geçmek olduğunu ancak bunu başaramadığını söyledi. Başbuğ, 1923 ile 1938 yılları arasında iki defa çok partili siyasal geçilmeye çalışıldığını söyleyerek, Atatürk'ün anılarında bundan bahsettiğini belirtti. Başbuğ, "Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı boyunca hedefleri gerçekleştirmediği kendi sözleriyle karşımıza çıkıyor. Mustafa Kemal'in hayal edip gerçekleştiremediği tek partili sisteme 1946'da geçeceğiz. Özellikle 1946'da olmasının arkasındaki temel neden İkinci Dünya Savaşı'nın getirdiği şartlardır" dedi.
ŞARTLAR ÇOK PARTİLİ SİSTEMİ ZORUNLU KILDI
İkinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra Birleşmiş Milletlerin kurulma sürecinin olduğunu söyleyen Başbuğ, "BM'ye üye olmak için istenen temel niteliklerden bir tanesi güçlü, kabul edilebilir demokratik sistemin ülkenizde olmasıdır" dedi. Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'nda tarafsız kaldığı için batılı ülkelerin Türkiye'ye uzak durduğunu, diğer yandan da Sovyet Rusya'nın boğazlar ile Kars ve Ardahan üzerinde hak iddia ettiğini söyleyerek, "Dolayısıyla hem içerideki şartlar hem de uluslararası şartlar tek partili sistemden çok partili sisteme geçişi zorunlu kılacak" diye konuştu.
MENDERES CHP İÇİNDE ÖZGÜR DÜŞÜNCE İSTİYORDU
Adnan Menderes ve ekibinin CHP içinde daha özgür bir düşünce ortamı istediğini bu doğrultuda 4 kişi olarak, 4'lü önerge verdiklerini kaydeden Başbuğ, "İlk başta parti kurmayı düşünmüyorlar. Düşündükleri, istedikleri CHP içinde özgürleşme, daha rahat tartışma ortamının olmasıdır esasen. Bu önerge İsmet Paşa'nın talimatıyla reddedildi. Aslında reddedilmesinin arkasında yatan neden şu: Bir noktada reddederek onları, parti kurmaya itiyor. Bu 4 kişi de, 7 Ocak 1946'da Demokrat Parti'yi kuracaktır" dedi.
CHP'NİN EN ÖNEMLİ HATASI
Demokrat Parti'nin kurulduktan sonra nispi seçim sistemi, hakim denetmeni, gizli oy açık sayım istediğini ancak CHP'nin yapılan muhalefetler sonucunda nispi seçim sistemi dışındakileri kabul ettiğini söyleyen Başbuğ, "En önemli konu çoğunluk sistemi var. Bir parti bir bölgede bir oy alsa bütün milletvekillerini seçiyor. DP nispi seçim sistemi istiyor. CHP bunu kabul etmeyerek en önemli hatasını yapıyor. 1950 seçimlerinde bunu yaşayacaktır" dedi.