İlker Başbuğ ne dedi, ne demedi?
Yasaklı mıydım, değil miydim bilmiyorum ama,
Genelkurmay'ın davetine katılarak ilk kez
ben de milli oldum!
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ, iki saat süren konuşmasını üç ana başlık
altında toplamıştı:
BİR- Asker-sivil ilişkileri.
İKİ- Terör.
ÜÇ- Laiklik.
Başbuğ güncel konulara hiç değinmedi.
Haftaya bir basın toplantısı ile güncel konulardaki
görüşlerini bizimle paylaşacak.
Davetliler listesi hayli kabarıktı.
Uzun zamandır Genelkurmay'ın kapısından içeri
giremeyenler, farklı duygular içindeydi. Onların yıllarca
söylediklerini, tesadüf müydü bilmiyorum ama, Başbuğ kürsüde
tekrarlıyordu:
"(...) Silahlı kuvvetlerin halkın vergisiyle oluşturulduğu
da unutulmamalıdır."
Genelkurmay, kapılarını askere karşı muhalif olan herkese
açtı ama, bu Başbuğ'un sözünü sakınacağı anlamına gelmiyordu.
Zira Başbuğ, "(...) demokratlık kisvesi altında Türk
Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak amacıyla, Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne karşı sistematik muhalefet yapılması demokrasimizi
geliştirmeyecektir" diyerek, "demokrat"
konuklarına gerekli mesajı vermekten geri kalmadı!
Orgeneral Başbuğ, terör başlığı altında yaptığı
konuşmada, çok önemli mesajlar verdi bana göre. Teröristin de
"insan" olduğunu hatırlattı İlker
Paşa:
"Terörist de neticede insandır."
Başbuğ, bu insanların
örgüte nasıl katıldıklarını ve bu katılımların engellenmesi için
devleti tedbir almaya çağırdı ve iki önemli istekte bulundu:
BİR- Terörist ile masum bölge halkı
karıştırmamalıyız.
İKİ- Evlatlarını örgüte kaptıran ana ve
babaların duydukları acıları ve içinde bulundukları durumları
düşünmeli ve anlamalıyız.
Başbuğ, 1984yılından bu yana 4 bin
970 şehit verdiğimizi hatırlatırken, PKK'nın kayıpları
konusunda, ahkam kesmedi, "yerle bir ettik, dağıttık,
mahvettik" tarzı bildik sözleri tekrarlamadı
İlker Paşa'nın "Türkiye halkı" ifadesi de çok
çok önemliydi bana göre.
Askerin "laiklik vurgusu"nda en ufak bir taviz yok. Dün gördük ki,
asker laiklik karşıtı güçlerle mücadelede kararlı. Tabii bu
kararlılık sürerken, asker kendini daha iyi anlatmayı da ihmal
etmeyecek.
"Açıkça söyleyebiliriz ki, Silahlı Kuvvetler hiçbir dönemde
dine karşı olmamıştır. Bizim karşı olduğumuz husus, siyasi ve
kişisel amaç ve çıkarlar için; dinin ve dini duyguların alet
edilmesidir, araç olarak kullanılmasıdır" vurgusu, her
zaman, her yerde ve her ortamda işlenecek.
Dün olduğu gibi!
Özeti şu:
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un konuşması,
kimi zevatın hevesini kursağında bıraksa da, kutuplaşmaları
önlemek bakımından iyi bir başlangıçtı.
Dileğim odur ki, bu ilk ve son olmasın!
Özellikle bizler için!
Teknoloji bunun
neresinde?
Başbuğ'un "Silahlı kuvvetler
aynı zamanda teknoloji demektir" sözü dikkat çekiciydi!
TSK'daki teknolojik gelişmeler nedir ne değildir
farkında değilim ama bildiğim bir şey var ki,
Genelkurmay'ın İnternet'e pek
açık olmadığıdır.
İnternet Günleri'ni kutladığımız bugünlerde,
çok sayıda gazetecinin davet edildiği bir toplantıya,
İnternet Medyası'nı temsil eden bir tek
kişi bile yoktu. (Ben star yazarı
olarak oradaydım.) Dahası ve en önemlisi, dizüstü bilgisayarıyla
toplantıya katılanlar, İnternet'e bağlanamadı.
Bulunduğumuz salonda, kablosuz bağlantı yoktu
çünkü. Başbuğ kusura bakmasın ama, bu
uygulama, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne
yakışmıyor!
İnternet'in olmadığı bir yerde, teknolojiden söz
etmek mümkün değildir.