BIST 9.850
DOLAR 35,07
EURO 36,54
ALTIN 2.949,46
HABER /  GÜNCEL

İlker Başbuğ isyan etti

İlker Başbuğ kendisi hakkında verilen kararın çelişkili olması için isyan etti.

Abone ol

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, bir mahkemenin kendisini “terör örgütü yöneticisi” olduğuna hükmederken, başka bir mahkemenin kendisine “terör örgütü lideri” denilmesini hakaret suçu olarak kabul etmesini “Yaşanılan olaylar karşısında, insanların akıl sağlığını koruyabilmeleri gerçekten çok zor” ifadesi ile değerlendirdi. Başbuğ, “Adalet bir ülkenin her şeyidir. Adaletin olmadığı bir yerde, diğer şeylerin var olmasının hiçbir anlamı yoktur. Bu hafta, Türk Yargısının kendisini test tarihi olarak tarihte yerini alacaktır” dedi.

Ergenekon davasında “hükümeti devirmeye teşebbüs” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, kendisine “terör örgütü lideri” diyen vatandaşın hakaret suçundan ceza almasını yazılı açıklama ile değerlendirdi. Türkiye’de inanılmaz olaylar yaşandığını belirten Başbuğ, “Yaşanılan olaylar karşısında, insanların akıl sağlığını koruyabilmeleri gerçekten çok zor” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile terör örgütü yöneticisi suçlaması ile açılan kamu davasının düşmediğini ifade eden Başbuğ, mahkemenin kararının gerekçesinin belli olmamasını eleştirdi.

Başbuğ “Mahkemenin karar vermesinin üzerinden iki ay geçti. Daha ne kadar ay geçecek bilmiyoruz. Burası Türkiye! İnsanların haksız ve gereksiz yere cezaevlerinde tutulmasının ne mahsuru olabilir ki! Herhalde, hakimler önce karar verdiler, şimdi de verdikleri bu kararın gerekçelerini yazmak üzere yoğun şekilde meşguller! İşin ilginç yönü, savcılar mütalaalarında, terör örgütünün varlığına ve terör örgütü yöneticileri ile üyelerinin varlığını ileri sürdükleri bir örgüte nasıl yönetici veya üye olduklarına ilişkin ortaya somut deliller koyamadılar. Duruşma tutanakları, savunmalar ve mütalaa ortada iken, Mahkeme kovuşturma esnasında ortaya konulamayan somut delillere, gerekçeli kararda nasıl gösterecektir? Büyük bir olasılıkla, gerekçeli karar savcıların hazırladığı mütalaaya dayandırılacaktır” dedi.

ADALETİN OLMADIĞI BİR YERDE, DİĞER ŞEYLERİN VAR OLMASININ HİÇBİR ANLAMI YOKTUR

Savcıların mütalaada, “genel örgüt tanımı” ile Ergenekon Terör Örgütü’nün var olduğunu kabul ettiklerini anımsatan Başbuğ, mütalaada örgüt içinde yer aldıklarını iddia ettikleri kişiler arasında inandırıcı, kabul edilebilecek hiç bir somut bağın ortaya konmadığını ifade etti. ‘Ergenekon Terör Örgütü vardır ve bu kişilerde bu örgüte mensuplardır’ denmesinin, sadece bir varsayım olduğunu ve hukukta varsayımların yerinin bulunmadığını kaydeden Başbuğ, “Terör örgütlerinin var olup olmadığının ortaya çıkartılması mahkemelerin işi midir, yoksa devletin istihbarat birimlerinin mi? Devletin istihbarat birimlerinden hiçbirisi Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgütü tespit ettik, böyle bir örgütü biliyoruz şeklinde mahkemeye bilgi sunmadı. Bütün bu yaşananlar yetmezken, Türkiye’de bir sulh ceza mahkemesi, Yalova 2. Sulh Ceza Mahkemesi, 23 Ocak 2012 günü, oturduğu apartmanın duyuru panosuna el yazısı ile ‘Ergenekon ve PKK Terör Örgütü lideri Genelkurmay Başkanı Orgeneral Emekli İlker Başbuğ’ diye yazan kişinin TCK’nun 125. Maddesi uyarınca ‘hakaret’ suçunu işlediğine karar verdi. Verdiği hükmün açıklanmasının da geri bırakılmasına yer olmadığına da ayrıca karar verdi” dedi.

Ağır ceza mahkemesinin, Genelkurmay Başkanı’nın “terör örgütü yöneticisi” olduğuna karar verirken, sulh ceza mahkemesinin ise aynı Genelkurmay Başkanına “terör örgütü lideri” denilmesini hakaret suçu olarak kabul ettiğine dikkat çeken Başbuğ, “Bugün ülkemizin içinde bulunduğu durum, hepimizin içinde bulunduğu durumdan daha önemli görünse de artık burası Türkiye demeyin. Adalet bir ülkenin her şeyidir. Adaletin olmadığı bir yerde, diğer şeylerin var olmasının hiçbir anlamı yoktur. Bu hafta, Türk Yargısının kendisini test tarihi olarak tarihte yerini alacaktır” değerlendirmesinde bulundu.